2201
lig tv'nin quiz programına verdiği cevaplar:
• futboldan kazandiği ilk para: babamın borçları vardı onları kapattık. aileme ve sevdiklerime hediyeler almıştım ama şuanda ne aldığımı hatırlamıyorum.
• en iyi golcü: ronaldo (brezilyalı). çünkü, dünyanın bana göre gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu. son vuruş ustası diyebiliriz, tek vuruş. bu anlamda en hayranlıkla izlediğim futbolculardan bir tanesi.
• en sevdiği aktör: allah rahmet eylesin çok sevdiğimiz, bütün türk halkının hala dilinde olan kemal sunal ve şener şen. ikisini de çok seviyorum. hala filmlerini izliyorum, arkadaşlarımla aramızda hala esprileri devam eder.
• en sevdiği film: gladyatör. sinemada ilk izlediğimde, hayranlıkla izlediğim bir filmdi. ondan sonra dvd’sini aldım. evde ,uçakta, deplasmanlarda ve kamplarda devamlı izlediğim filmlerdendi. the last samurai de en sevdiğim filmlerden bir tanesi.
• en sevdiği şehir: istanbul tabi ki, istanbul sadece türkiye’nin değil dünyanın en güzel şehirlerinden bir tanesi. doğup büyüdüğüm şehir ankara,yıllarım orada geçti. ankara’yıda söyleyebilirim ve trabzon’da benim en sevdiğim şehirlerden bir tanesi.
• en sevdiği hakem: şu anda hakemliği bıraktı ama bünyamin hoca’yı severdim. sahanın içinde bize kızardı, bizde ona kızardık ama yinede ben bünyamin hoca’yı severdim.
• idol teknik direktör: fatih hoca’dan ve şenol hoca’dan öğrendiklerimiz var. öğrendiklerimizden kısmet olursa biz de onlar gibi yaptıklarını uygulamaya çalışırız. tabi ki antrenör olmak gibi bir düşüncemiz var ama çok zor, yani kolay değil zor ama onlar gibi onların öğrettiklerini biz de ileride uygulayabilirsek güzel olur bizim için.
• en kötü teknik adam: benim oynadığım dönemlerde tabi ki teknik direktörler elinden geleni yapıyor ama ligdeki mevcut kadroyla biraz başarısız olan teknik direktörlerden, trabzon’a ilk geldiğimde lazaroni’yi söyleyebilirim. iletişim kopukluğu da olabilir. trabzon’un yapısını , yöresini bilmediği için orası büyük bir camia, hafife aldı gibide görülebilir ama çok zor bir dönemdi bizim için.
• en iyi teknik adam: fatih hoca ve şenol güneş. fatih hocanın kariyerini zaten söylemeye gerek yok. fatih hocayla çalışmak ve o anı yaşamak lazım, o zaman fatih hoca’yı özellikle futbolcular daha iyi anlıyor. şenol hoca’da takım için elinden geleni yapıp ve futbolcularla arasını iyi tutup takımın hep iyi olmasını ister. o da çalıştığım en iyi teknik direktörlerden bir tanesi.
• lakabi: özellikle selçuk başta olmak üzere herkes ‘golcü’ der. biz de elimizden geldiğince gol atmaya çalışıyoruz.
• en gaddar: ayman diyebiliriz. biz trabzon’da da beraber oynadık. gençlerbirliğinde oynarken de karşılıklı oynadık. antrenmanda da maçtada aynı şekilde hiç acımadan girerdi.
• en yumuşak: ergün abiyi söyleyebilirim. zaten kendisinin lakabı buz adamdı. topu ayağına aldığında çok sakin oynayan, tv’den izlediğim az da olsa karşılıklı oynadığımız ergün abi için en yumuşak futbolcu diyebilirim.
• en kötü giyinen: jaja’yı söyleyebiliriz. genelde, herhalde uykudan kalkıp antrenmana gelirdi. yattığı kıyafetle gelirdi. çok sevdiğimiz, güzel anlaştığımız bir arkadaşımızdı jaja ama en kötü giyinen olmasada biraz daha savruk giyinen bir futbolcu olabilir.
• en şik giyinen: burak yılmaz. genelde giydiğine özen gösterir. selçuk da aynı şekilde özen gösterir. onlar beraber güzel giyinmeye dikkat ederler. dışarı çıktıklarında olsun, kulübe geldiklerinde olsun, giydiklerine özen gösterirler.
• en doğrucu: hüseyin cimşir. hüseyin abiyle, hala görüşürüz.
• en az konuşan: ferhat öztorun. konuşursan seninle konuşur, konuşmazsan dinler. o da çok sevdiğimiz bir kardeşimiz, arkadaşımız.
• en çok konuşan: serkan balcı. serkan konuştuğu zaman,susturmak için bayağı uğraşırız. ama sağolsun tatlıdır, çok şekerdir. bizi de güldürür.
• en cimri: cimri demeyelim de tutumlu dersek yattara’yı söyleyebiliriz.
• en bankör: tolga zengin, selçuk, burak, gökhan zan.
• fazla yemek yiyen: gökhan zan. bu sezon başı burada kamptayken, avusturya kampına geldiğimizde, yemeklere gökhan’la hep beraber katılıyorduk. buradaki restoranlara gittiğimizde, beraber yemek yediğimizde onun ne kadar çok iştahlı olduğunu gördüm.
• en çok duşta kalan: benim. zaten bütün arkadaşlarım da herhalde quiz’de beni söylediler.
• en kötü şarki söyleyen: futbolcuların sesleri güzel değildir ama buna serkan balcı’yı söyleyebilirim.
• en iyi şarki söyleyen: colman. trabzon’da kendi aramızda bir ortam olduğu zaman hemen colman’ı çıkarırdık. o da sağolsun bize söylerdi bütün şarkıları.
• en çok zorlayan: alex. brezilya maçında oynadığımda gerçekten ona karşı çok zorlandım. çok iyi bir futbolcu ve ilk ankaragücü maçında da, trabzon’a ilk geldiğim dönemde de servet’e karşı çok zorlanmıştım. servet de diyebilirim bu soruya.
• en çalişkan oyuncu: gökhan zan. bir kaç tane daha futbolcu var ama suanda aklıma gelen gökhan zan. idmandan önce olsun idmandan sonra olsun gökhan her zaman aynı şekilde çalışır.
• en tembeli: en tembel demeyelim de idman yapmayı birazcık sevmeyen jaja’yı söyleyebiliriz.
• en yetenekli futbolcu: selçuk inan. selçuk’un yetenekleri çok fazla,anlatmaya gerek yok. yaptığı herşey ortada. topu ayağına aldığı zaman, kaybetmeme özelliği olan biri ve attığı her pası isabetli. her futbolcunun önüne veya ayağına istediği şekilde isabetli atan bir futbolcu.
• en iyi kaleci: tolga zengin. buna tabi ki muslera’yı da söyleyebilirim. ikisi de çok iyi kaleciler. tolga’nın çok kurtarışları vardı, biz şampiyonluğa giderken çok maçta kurtardı. muslera, karabük maçında eskişehir maçında, çok net 6 pastan 2-3 top çıkardı.
• en beğendiğin futbolcu: brezilyalı ronaldo. küçüklüğümden beri ona karşı bir hayranlığım var. zaten sadece benim değil, dünyanın da ona karşı bir hayranlığı var. en sevdiğim, en beğendiğim futbolcu ronaldo.
• en sevdiği şarkici: ibrahim tatlıses. yıllardır zaten bıkmadan dinlediğim en güzel parçalar, abimizindir.serdar ortaç ve tarkan’ı da çok beğenirim. bayanlardan da her zaman zevkle sıla’yı dinlerim, onun da sesini çok beğenirim.
• en iyi anlaştiği oyuncular: burak yılmaz ve gökhan ünal. çünkü ikisiyle de hem trabzon’da hem milli takımda beraber oynadık. petrol ofisinden bu yana gelen bir arkadaşlığımız var , gökhan’la da beraber. onunla da güzel bir dostluğumuz var, hem saha içinde hem saha dışında. burak’la da aynı şekilde.
• idolü: hakan şükür. küçüklüğümden beri her zaman hakan abiyi beğenerek izledim. hem kişiliğiyle, hem futbolculuğuyla örnek aldığım bir insan kendisi.
• en etkilendiği stat: tt arena stadı diyebilirim. çünkü gerçekten atmosferi, ambiansı çok güzel. ambians taraftarla birleştiği zaman ortam çok güzel oluyor.
• en üzüldüğü maç: eskişehir maçıydı. çünkü, şampiyonluğa giderken en önemli maçımızdı. eskişehir’de 0-0 berabere kalmıştık.o maç en üzüldüğüm maçtı. iki tane pozisyona girmiştim, bir tanesi penaltı noktasının oradan sol ayağımla vurdum, kalecinin üstüne gitti herhalde. bir de son dakika kafa pozisyonum vardı. o pozisyonda dışarı gitti. kötü bir maçtı bizim için.
• en sevindiği maç: olimpiyat stadı'nda ibb’yi yenmiştik. 3-1 bitmişti.
• en kötü oynadiği maç: kayserispor maçıydı. 3-3 bitmişti içerideki maç. ilk yarının son dakikasıydı. maç 1-1’di. o sıra altı pastan kaçırdığım bir gol vardı. aslında, en kötü oynadığım maçlardan bir tanesi demeyelim ama o golleri kaçırdığım zaman, tabi ki hem kendime inanamıyordum hem de üzülüyorduk.
• en iyi oynadiği maç: buna da türkiye kupasındaki fenerbahçe maçını söyleyebiliriz. türkiye kupası finalinde 3-1 yendiğimiz maçtı. en iyi oynadığım maçlardan bir tanesiydi. çünkü, en anlamlı maçtı bizim için. baktığımız zaman takım halinde o maçın başından sonuna kadar bayağı iyi oynamıştık. güzel bir maç oldu, bizim için çok anlamlıydı.
• en anlamli maç: trabzonspor-fenerbahçe türkiye kupası, 3-1 yendiğimiz maç.
• en güzel golü: aslında birkaç taneden fazla golüm var. ankaragücü’nde oynarken, kayserispor’a attığım slalom golü var ve toulouse’ta attığım, uzaktan attığım bir gol var. portekiz’e attığım golde aynı şekilde. unutamadığım gollerden bir kaç tanesi bunlar.
• unutamadiği gol: istanbulspor maçında attığım goldü. ilk oynadığımız, ankaragücü’ndeki ilk maçımdı. 90+2’de atmıştım.
• futboldan kazandiği ilk para: babamın borçları vardı onları kapattık. aileme ve sevdiklerime hediyeler almıştım ama şuanda ne aldığımı hatırlamıyorum.
• en iyi golcü: ronaldo (brezilyalı). çünkü, dünyanın bana göre gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu. son vuruş ustası diyebiliriz, tek vuruş. bu anlamda en hayranlıkla izlediğim futbolculardan bir tanesi.
• en sevdiği aktör: allah rahmet eylesin çok sevdiğimiz, bütün türk halkının hala dilinde olan kemal sunal ve şener şen. ikisini de çok seviyorum. hala filmlerini izliyorum, arkadaşlarımla aramızda hala esprileri devam eder.
• en sevdiği film: gladyatör. sinemada ilk izlediğimde, hayranlıkla izlediğim bir filmdi. ondan sonra dvd’sini aldım. evde ,uçakta, deplasmanlarda ve kamplarda devamlı izlediğim filmlerdendi. the last samurai de en sevdiğim filmlerden bir tanesi.
• en sevdiği şehir: istanbul tabi ki, istanbul sadece türkiye’nin değil dünyanın en güzel şehirlerinden bir tanesi. doğup büyüdüğüm şehir ankara,yıllarım orada geçti. ankara’yıda söyleyebilirim ve trabzon’da benim en sevdiğim şehirlerden bir tanesi.
• en sevdiği hakem: şu anda hakemliği bıraktı ama bünyamin hoca’yı severdim. sahanın içinde bize kızardı, bizde ona kızardık ama yinede ben bünyamin hoca’yı severdim.
• idol teknik direktör: fatih hoca’dan ve şenol hoca’dan öğrendiklerimiz var. öğrendiklerimizden kısmet olursa biz de onlar gibi yaptıklarını uygulamaya çalışırız. tabi ki antrenör olmak gibi bir düşüncemiz var ama çok zor, yani kolay değil zor ama onlar gibi onların öğrettiklerini biz de ileride uygulayabilirsek güzel olur bizim için.
• en kötü teknik adam: benim oynadığım dönemlerde tabi ki teknik direktörler elinden geleni yapıyor ama ligdeki mevcut kadroyla biraz başarısız olan teknik direktörlerden, trabzon’a ilk geldiğimde lazaroni’yi söyleyebilirim. iletişim kopukluğu da olabilir. trabzon’un yapısını , yöresini bilmediği için orası büyük bir camia, hafife aldı gibide görülebilir ama çok zor bir dönemdi bizim için.
• en iyi teknik adam: fatih hoca ve şenol güneş. fatih hocanın kariyerini zaten söylemeye gerek yok. fatih hocayla çalışmak ve o anı yaşamak lazım, o zaman fatih hoca’yı özellikle futbolcular daha iyi anlıyor. şenol hoca’da takım için elinden geleni yapıp ve futbolcularla arasını iyi tutup takımın hep iyi olmasını ister. o da çalıştığım en iyi teknik direktörlerden bir tanesi.
• lakabi: özellikle selçuk başta olmak üzere herkes ‘golcü’ der. biz de elimizden geldiğince gol atmaya çalışıyoruz.
• en gaddar: ayman diyebiliriz. biz trabzon’da da beraber oynadık. gençlerbirliğinde oynarken de karşılıklı oynadık. antrenmanda da maçtada aynı şekilde hiç acımadan girerdi.
• en yumuşak: ergün abiyi söyleyebilirim. zaten kendisinin lakabı buz adamdı. topu ayağına aldığında çok sakin oynayan, tv’den izlediğim az da olsa karşılıklı oynadığımız ergün abi için en yumuşak futbolcu diyebilirim.
• en kötü giyinen: jaja’yı söyleyebiliriz. genelde, herhalde uykudan kalkıp antrenmana gelirdi. yattığı kıyafetle gelirdi. çok sevdiğimiz, güzel anlaştığımız bir arkadaşımızdı jaja ama en kötü giyinen olmasada biraz daha savruk giyinen bir futbolcu olabilir.
• en şik giyinen: burak yılmaz. genelde giydiğine özen gösterir. selçuk da aynı şekilde özen gösterir. onlar beraber güzel giyinmeye dikkat ederler. dışarı çıktıklarında olsun, kulübe geldiklerinde olsun, giydiklerine özen gösterirler.
• en doğrucu: hüseyin cimşir. hüseyin abiyle, hala görüşürüz.
• en az konuşan: ferhat öztorun. konuşursan seninle konuşur, konuşmazsan dinler. o da çok sevdiğimiz bir kardeşimiz, arkadaşımız.
• en çok konuşan: serkan balcı. serkan konuştuğu zaman,susturmak için bayağı uğraşırız. ama sağolsun tatlıdır, çok şekerdir. bizi de güldürür.
• en cimri: cimri demeyelim de tutumlu dersek yattara’yı söyleyebiliriz.
• en bankör: tolga zengin, selçuk, burak, gökhan zan.
• fazla yemek yiyen: gökhan zan. bu sezon başı burada kamptayken, avusturya kampına geldiğimizde, yemeklere gökhan’la hep beraber katılıyorduk. buradaki restoranlara gittiğimizde, beraber yemek yediğimizde onun ne kadar çok iştahlı olduğunu gördüm.
• en çok duşta kalan: benim. zaten bütün arkadaşlarım da herhalde quiz’de beni söylediler.
• en kötü şarki söyleyen: futbolcuların sesleri güzel değildir ama buna serkan balcı’yı söyleyebilirim.
• en iyi şarki söyleyen: colman. trabzon’da kendi aramızda bir ortam olduğu zaman hemen colman’ı çıkarırdık. o da sağolsun bize söylerdi bütün şarkıları.
• en çok zorlayan: alex. brezilya maçında oynadığımda gerçekten ona karşı çok zorlandım. çok iyi bir futbolcu ve ilk ankaragücü maçında da, trabzon’a ilk geldiğim dönemde de servet’e karşı çok zorlanmıştım. servet de diyebilirim bu soruya.
• en çalişkan oyuncu: gökhan zan. bir kaç tane daha futbolcu var ama suanda aklıma gelen gökhan zan. idmandan önce olsun idmandan sonra olsun gökhan her zaman aynı şekilde çalışır.
• en tembeli: en tembel demeyelim de idman yapmayı birazcık sevmeyen jaja’yı söyleyebiliriz.
• en yetenekli futbolcu: selçuk inan. selçuk’un yetenekleri çok fazla,anlatmaya gerek yok. yaptığı herşey ortada. topu ayağına aldığı zaman, kaybetmeme özelliği olan biri ve attığı her pası isabetli. her futbolcunun önüne veya ayağına istediği şekilde isabetli atan bir futbolcu.
• en iyi kaleci: tolga zengin. buna tabi ki muslera’yı da söyleyebilirim. ikisi de çok iyi kaleciler. tolga’nın çok kurtarışları vardı, biz şampiyonluğa giderken çok maçta kurtardı. muslera, karabük maçında eskişehir maçında, çok net 6 pastan 2-3 top çıkardı.
• en beğendiğin futbolcu: brezilyalı ronaldo. küçüklüğümden beri ona karşı bir hayranlığım var. zaten sadece benim değil, dünyanın da ona karşı bir hayranlığı var. en sevdiğim, en beğendiğim futbolcu ronaldo.
• en sevdiği şarkici: ibrahim tatlıses. yıllardır zaten bıkmadan dinlediğim en güzel parçalar, abimizindir.serdar ortaç ve tarkan’ı da çok beğenirim. bayanlardan da her zaman zevkle sıla’yı dinlerim, onun da sesini çok beğenirim.
• en iyi anlaştiği oyuncular: burak yılmaz ve gökhan ünal. çünkü ikisiyle de hem trabzon’da hem milli takımda beraber oynadık. petrol ofisinden bu yana gelen bir arkadaşlığımız var , gökhan’la da beraber. onunla da güzel bir dostluğumuz var, hem saha içinde hem saha dışında. burak’la da aynı şekilde.
• idolü: hakan şükür. küçüklüğümden beri her zaman hakan abiyi beğenerek izledim. hem kişiliğiyle, hem futbolculuğuyla örnek aldığım bir insan kendisi.
• en etkilendiği stat: tt arena stadı diyebilirim. çünkü gerçekten atmosferi, ambiansı çok güzel. ambians taraftarla birleştiği zaman ortam çok güzel oluyor.
• en üzüldüğü maç: eskişehir maçıydı. çünkü, şampiyonluğa giderken en önemli maçımızdı. eskişehir’de 0-0 berabere kalmıştık.o maç en üzüldüğüm maçtı. iki tane pozisyona girmiştim, bir tanesi penaltı noktasının oradan sol ayağımla vurdum, kalecinin üstüne gitti herhalde. bir de son dakika kafa pozisyonum vardı. o pozisyonda dışarı gitti. kötü bir maçtı bizim için.
• en sevindiği maç: olimpiyat stadı'nda ibb’yi yenmiştik. 3-1 bitmişti.
• en kötü oynadiği maç: kayserispor maçıydı. 3-3 bitmişti içerideki maç. ilk yarının son dakikasıydı. maç 1-1’di. o sıra altı pastan kaçırdığım bir gol vardı. aslında, en kötü oynadığım maçlardan bir tanesi demeyelim ama o golleri kaçırdığım zaman, tabi ki hem kendime inanamıyordum hem de üzülüyorduk.
• en iyi oynadiği maç: buna da türkiye kupasındaki fenerbahçe maçını söyleyebiliriz. türkiye kupası finalinde 3-1 yendiğimiz maçtı. en iyi oynadığım maçlardan bir tanesiydi. çünkü, en anlamlı maçtı bizim için. baktığımız zaman takım halinde o maçın başından sonuna kadar bayağı iyi oynamıştık. güzel bir maç oldu, bizim için çok anlamlıydı.
• en anlamli maç: trabzonspor-fenerbahçe türkiye kupası, 3-1 yendiğimiz maç.
• en güzel golü: aslında birkaç taneden fazla golüm var. ankaragücü’nde oynarken, kayserispor’a attığım slalom golü var ve toulouse’ta attığım, uzaktan attığım bir gol var. portekiz’e attığım golde aynı şekilde. unutamadığım gollerden bir kaç tanesi bunlar.
• unutamadiği gol: istanbulspor maçında attığım goldü. ilk oynadığımız, ankaragücü’ndeki ilk maçımdı. 90+2’de atmıştım.