2014-15 Türkiye Süper Lig 22.Hafta Maçı
20:00 Türk Telekom Arena
3 - 1
  • 270
    rakiplere psikolojik baskı kurmak için çok önemli bir maçtı. melo'nun sakatlığıyla şampiyonluk yolunda çok büyük bir yara almış fakat hemen akabinde gelen liderlik bizi daha fazla havaya sokmuştu. üstelik cuma günü oynayacak olmamız geçen senelerdeki gibi dezavantaj olmasının aksine bizim için çok önemli bir fırsattı. gelecek hafta kadıköy'de oynanacak maç öncesi cuma gününden farkı 5 puana çıkarmamız gerçekten çok büyük baskı yarattı rakipler üzerinde. ha sonuç verir mi orası muamma, çünkü rakiplerimiz kolay maçlar oynayacak bu hafta. ne olursa olsun biz görevimizi yaptık.

    sivas'taki 11'i bozmadı hamza hoca. sadece burak sakat olduğu için riske edilmedi ve yerine umut oynadı. aslında sadece sol bek mevkinde ve melo'nun yerine oynayacak isim konusundaki tercihleri merak ediliyordu hamza hocanın. genelde iyi oynayan takımı bozmayan hamza hoca, hücumsal anlamda performansı iyi olan olcan'ı ve geçen hafta melo'nun yokluğunu çok iyi dolduran hamit'i kesmedi. aslında hamit'in oynayacağı konusunda kimsenin şüphesi yoktu ama kadıköy öncesi bir prova yapabilir beklentisi vardı hamza hocadan. fazladan bir orta saha koyup koymayacağı konusunda soru işaretleri vardı. bu seçeneği tercih etmedi hamza hoca.

    sahaya çıkan 11'de sadece olcan konusunda eleştirim var hamza hocaya; olcan ve koray'ın yan yana oynadığı son iki maçımızda rakipler sürekli bizim solumuzu kullandı. yediğimiz gollerde hata koray'da aranıyor çoğunlukla. alt yapı eğitimini almanya'da alan koray bana göre yediğimiz gollerde hep doğru pozisyonlardaydı. magius'un da yazdığı gibi, koray yanındaki sol bekin de doğru pozisyon alacağını düşündüğü için arkasını pek kontrol etmiyor. ne yazık ki çoğu türk oyuncusu gibi pozisyon alma konusunda zayıf olan olcan, yediğimiz gollerde hep yanlış pozisyon almış oluyor. daha önce de yazdığım gibi ben rakip teknik direktör olsam, olcan'ın sol bek oynadığı maçlarda oyuncularıma sürekli o kanattan hücum etmelerini söylerdim. nitekim son maçlarda bariz bir şekilde görüldüğü üzere rakipler çoğunlukla bizim solumuzdan geliyor.

    olcan'ın önceki takımlarinda da zaman zaman kullanıldığı gibi sol bek oynamasına sıcak bakmadığımı yazdığımda, savunma yönünden telles'den bir farkının olmadığını ve hücumda ondan daha iyi olduğunu söyledi birçok yazar arkadaş. telles'in orijini sol bek, olcan'ın da futbola on numara başladığı düşünülürse hücum konusunda bu yorum gayet yerinde. ancak savunma konusunda olcan'ın telles'den bir farkı olduğuna katılmıyorum. birebir savunmada ikiside çok kolay çalım yiyen oyuncular ama telles, olcan gibi sürekli pozisyonunu kaybeden bir oyuncu değil ve olcan telles'in aksine ters kademeye girme konusunda bayağı sıkıntılı. neyse daha fazla uzatmayım, yazı olcan, telles kıyasını dönecek. sadece olcan'ın kadıköy'de sol bek oynamaması taraftarı olduğumu belirteyim.

    maça dönersek, çok istekli başladı takım. buna beklenilenden daha az sayıda olan seyirci de eşlik edince rakibi boğmaya başladık. sneijder dışında yaratıcı oyuncumuz olmaması bizi sürekli yan pas yapmaya zorladı biraz. selçuk da ilk yarı çok sorumluluk almadı. golü de bruma'nın ceza alanına doğru katedip çektiği şuttan bulduk. çoğu zaman saç baş yoldursa da bu tip dönen topların ve karambollerin adamı umut bulut maçın başında bizi öne geçirdi. golden sonra da topun hakimi bizdik ama az önce belirttiğim gibi top sneijder'e gelmediği zaman, selçuk'un da sorumluluk almaması nedeniyle sürekli yan pas yapmak zorunda kaldık. bu sezon kaçıncı kez oldu hatırlamıyorum ama öndeyken yenilmeyecek bir gol yedik yine. pozisyonu olmayan erciyes'i adeta uykusundan uyandırdık. hakem de zaten fırsat koluyormuş gibi beraberlik golünden sonra soğutmaya başladı oyunu. maç içinde bir çok avantajımızı kesti.

    ilk yarıda emre çolak'ın oyuna girmesi gerektiğini düşünüyordum, çünkü selçuk'un geriye gelip topu çıkarmaması nedeniyle hamit çok yalnız kalmıştı orada. hamza hoca değişiklik yapmak yerine selçuk'u bu konuda uyardı belli ki. ikinci yarı selçuk daha fazla sorumluluk almaya başladı. maçın başında kurduğumuz baskının benzerini kurunca gol de çok gecikmedi. selçuk ve chedjou mükemmel bir duran top golü izletti bize. özellikle selçuk'un ortası çok iyiydi.

    hamza hoca geçen hafta yerinde ve zamanında yaptığı değişikliklere bu hafta da devam ederek telles'i aldı oyuna. fena bir performans göstermeyen yasin kenara gelirken bayağı üzüldü. futbolcuların şampiyonluğa giderken sürekli oynamak istemesi iyi bir şey ama ben de kendisini çıkarırdım, bruma'yı kazanmak da çok önemli zira. burada dikkat edilmesi gereken husus; bilic ve zamanında aykut'un yaptığı gibi her maç aynı değişiklikleri yapıp da rakiplere takımın ezberletilmesine izin vermemek. ikinci değişiklikte de her ne kadar vasat bir performans gösterse de emre, haklıydı hamza hoca. ama yine üçüncü değişiklik için geç kaldı. ben umut yerine pandev düşünülebilir mi acaba derken hamza hoca oyuna müdahale etmedi. syla'nın şutu az kalsın pahalıya mal oluyordu bize. ancak hemen sonrasında telles'in büyük çabaları sonucu kıymetlimisss'in ayağından gelen gol rahatlattı bizi.

    hamit'e ayrı bir parantez açmak lazım. geçen hafta rakipten kaç top çaldığını sayamamıştım, bu hafta da kaldığı yerden devam etti. sahanın tartışmasız yıldızıydı. hele kendi ceza sahamız içinde önlediği bir pozisyon sonrası yaptığı melovari hareket beni benden aldı.

    hamit melo'nun eksikliğini büyük ölçüde kapattı ama hava topu konusunda melo'nun yokluğunu çok arıyoruz. geçen hafta batuhan, bu hafta vlemincx çok hava topu indirdi. şimdilik çok büyük bir sorun teşkil etmese de haftaya kadıköy'de başımıza bela olabilir. fener'in caner ve emre'nin yarattığı pozisyonlardan sonraki en büyük hücum silahı emenike, kuyt ve sow'a şişirilen toplar çünkü. umarım bu konuda başımız ağrımaz.

    neyse şimdilik bunlar için kafa yormaya gerek yok. biz cuma galibiyetinden sonra gelen hafta sonunun keyfini çıkaralım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın