Kariyer Sonu223
sanırım ilk defa galatasaray için bu kadar iyimser konuştuğunu görüyorum. . .
--- alinti ---
galatasaray’ın kazakistan’daki topol maçı ile dünkü netanya karşılaşmasının ilk yarısı arasında mental olarak büyük bir benzerlik vardı. zaten maçın golleri de aynı sırayla geldi.
ilk yarı da böyle kapandı. ancak devre arasında rijkaard futbolcularını uyarmış olacak ki, ikinci 45 dakikada sarı-kırmızılı ekip büyüklüğünün farkında’ bir takım olarak sahaya çıktı. sonuçta ne daha önce elediği tobol, ne de netanya, galatasaray ile boy ölçüşecek takımlar olamazdı. rakip zayıf olmasına rağmen galatasaray’ın kalesinde en az 5 net gol pozisyonu görmesi bence düşündürücü. leo franco ilk maçı olmasına rağmen bu pozisyonlarda başarılı oldu. bu tür eleme maçlarında elbetteki skorlar önemlidir ancak savunmadaki anlaşmazlıkların takıma büyük bir zaafiyet getirdiğini belirtmek isterim. göbekteki servet-gökhan zan ikilisinin şu an için alternatifi olmaması da ligde sıkıntı yaratabilir.
sıcak hava ve yüksek neme rağmen ikinci 45 dakikadaki futbol netanya’nın işinin daha ilk maçtan bitmesine yetti. bu yarıda sarı-kırmızılı ekip rakibini adeta sahadan sildi.
maça damgasını vuran isim bence arda turan oldu. duran toplardaki isabeti, şutları, asistleri ile rakibi çökerten isimdi. milan baros ve harry kewell’ı da beğendiğimi söylemek isterim. ancak gol de atmalarına rağmen; baros ve kewell’ın lig için biraz daha üzerine koyması lazım.
sarı-kırmızılı takım, bu kadrosuna iyi bir keita ve yeni transfer elano’nun da girmesi ile gerçek gücüne kavuşacaktır. eğer nonda gönderilir ve yerine kaliteli bir santrfor alınırsa, işte o zaman galatasaray ligde ve avrupa’da çok daha büyük işlere imzasını atar. galatasaray play-off turunu da geçer ve rahatlıkla gruba kalır.
eğer gruptan da çıkarsa işte o zaman yıllar sonra yeniden uefa kupası’nı müzesine götürebilir. bu başarı kimseye hayal olarak gelmesin.
--- alinti ---
kaynak star'daki bugünkü yazısı
--- alinti ---
galatasaray’ın kazakistan’daki topol maçı ile dünkü netanya karşılaşmasının ilk yarısı arasında mental olarak büyük bir benzerlik vardı. zaten maçın golleri de aynı sırayla geldi.
ilk yarı da böyle kapandı. ancak devre arasında rijkaard futbolcularını uyarmış olacak ki, ikinci 45 dakikada sarı-kırmızılı ekip büyüklüğünün farkında’ bir takım olarak sahaya çıktı. sonuçta ne daha önce elediği tobol, ne de netanya, galatasaray ile boy ölçüşecek takımlar olamazdı. rakip zayıf olmasına rağmen galatasaray’ın kalesinde en az 5 net gol pozisyonu görmesi bence düşündürücü. leo franco ilk maçı olmasına rağmen bu pozisyonlarda başarılı oldu. bu tür eleme maçlarında elbetteki skorlar önemlidir ancak savunmadaki anlaşmazlıkların takıma büyük bir zaafiyet getirdiğini belirtmek isterim. göbekteki servet-gökhan zan ikilisinin şu an için alternatifi olmaması da ligde sıkıntı yaratabilir.
sıcak hava ve yüksek neme rağmen ikinci 45 dakikadaki futbol netanya’nın işinin daha ilk maçtan bitmesine yetti. bu yarıda sarı-kırmızılı ekip rakibini adeta sahadan sildi.
maça damgasını vuran isim bence arda turan oldu. duran toplardaki isabeti, şutları, asistleri ile rakibi çökerten isimdi. milan baros ve harry kewell’ı da beğendiğimi söylemek isterim. ancak gol de atmalarına rağmen; baros ve kewell’ın lig için biraz daha üzerine koyması lazım.
sarı-kırmızılı takım, bu kadrosuna iyi bir keita ve yeni transfer elano’nun da girmesi ile gerçek gücüne kavuşacaktır. eğer nonda gönderilir ve yerine kaliteli bir santrfor alınırsa, işte o zaman galatasaray ligde ve avrupa’da çok daha büyük işlere imzasını atar. galatasaray play-off turunu da geçer ve rahatlıkla gruba kalır.
eğer gruptan da çıkarsa işte o zaman yıllar sonra yeniden uefa kupası’nı müzesine götürebilir. bu başarı kimseye hayal olarak gelmesin.
--- alinti ---
kaynak star'daki bugünkü yazısı
