• 111
    kar, yağmur, çamur, buz gibi bir hava..
    gündüz vakti, gündelik telaşlarını bir kenara bırakıp tribünleri doldurmuş on binlerce taraftar..
    ekran başında nefesini tutmuş milyonlar..
    herkesin bakışları altında, hepimizin gönlümüzden geçene, tam zamanında tam yerine giden çamurlu top..
    "drogba, indirdi ceza sahasına, sneijder, sneijder, goooool, allaaahımmm gooool, gooool, goool, türkiye ayakta, arena ayakta, istanbul istanbul ayakta, gol, gol, gol.."
    altın golü atan altın portakalın sokakta futbol oynayıp çamura bulanmış çocuklar gibi şen kenara koşması..
    kenarda onun üzerine atlayan drogba ve diğerleri..
    conte'ye masum masum! gülümseyen mancini..
    her daim çok sevdiğimiz, seveceğimiz tugay..
    ve tabii ki ercan taner..
    (bkz: hadi güle güle juventus, arrivederci)

    ayrıca, bana, bu güzelliğe ek olarak sözlükte yazar olmaya karar verdiğim günü de hatırlatıyor..
    benim bu maça dair umudum vardı ama sözlüğün sadece umudu değil inancı da tamdı..
    dışarda olduğumdan maça dair her şeyi sözlükten okuyordum, bir tane olumsuz yazar görmedim..
    onlarla beraber ben de inandım..
    dedim ki yeter artık okuduğun, sen de bir parçası olmalısın sözlüğün, aralarında olmalısın bu güzel insanların..
    maça nihayet yetiştim, sarı kırmızı battaniyeme sarınıp ekran başına geçtim, o gol atılacaktı..
    juventus arenadan çıkamayacaktı, çıkamadı da..

    bir kaç hafta sonra da sözlüğe kaydoldum, tabi ki nickm belliydi :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın