338
0-0 biten bir kayserispor galatasaray maçında izleme şansım olmuştu kendisini. devamlı boşa çıkan, önüne top isteyen, etkili deparlar atan bir yapıya sahip çelimsiz bir kanat oyuncusuydu benim gözümde. hatta devre arasında oyundan alınınca babam; ki kendisi temel eğitimini hollanda da almış türkiye'ye temelli döndükten sonra ise futboldan bir şekilde uzaklaşmış amatör futbolcudur ve galatasaraylıdır ama 2001 sonrası türkiye'de oynanan futbol yok, izlenen siyaset var diyerek türk futbolunu izlemeyi bırakmıştı, benim zorlamamla gelmişti maça; baktı ve ribery çıktı mı? zevkle izliyordum çocuğu bak yaz kenara o çocuk çok büyük topçu olur kumaşı çok iyi demişti. ben de ya gördük işte adama ilk yarı top değmedi, en fazla burdan ortalama bir paraya satarız zarar etmezsek ne ala demiştim. tahminlerim hiç bir şekilde tutmamış, babamda ribery'yi şampiyonlar ligi finalinde görünce ben bilmiştim bu adamın çok iyi olacağını hatırlarsan diye laf sokmuştu da o zaman bir kez daha lanet etmiştim, taraftar gözüyle maç izleyen galatasaray'ımızın sahibi olduklarını düşünen sözde profesyonellere...