6
biri felaket olmadan önce bir derneğe bağış yapan biridir diğeri felaket yaşandıktan sonra bağış yapan biridir.
örneğin; bir felaket yaşanır. ondan sonra insanların aklı başına gelir. hatta biraz da reklamsal amaçlı* * acun'lar falan hemen çıkar canlı yayında bağış programı düzenler. paralar toplanır yardımlar toplanır. ve bu da iyi bir şeydir, güzel bir şeydir. ülke kenetlenir. o zaman ayrılıklar bir kenara bırakılır. felaket önleme konusunda çalışma yapan derneklere, felaket sonrası yardım yapan derneklere bağışlar, katkılar yapılır. canlı yayında bağış yapan insanlara alkış kıyamet destek verilir, övülür, değer verilir ki verilmelidir orada hiç bir problem yok.
ama hep bir şeyi atlarız, ama hep... felaket yaşanmadan önce o derneğe yardım eden insanları, felaket öncesi bunu düşünüp "böyle bir felaket yaşanmasın" diyerek özveride bulunan insanları. onlar hep unutulur. hep daha az değer görür. halbuki onlar daha önemlidir. onlar gibi düşünenler, hareket edenler çoğalsa belki de felaketin önüne geçilecektir. bunlar hiç yaşanmayacaktır.
daha yazacak çok şeyim vardı fakat fazla uzatmak istemiyorum. ne demek istediğimin anlaşılacağını umuyorum.
elmander felaket olmadan önce yardım eden adamdır burak yılmaz felaket olduktan sonra yardım eden adamdır. evet ikisinin de katkıları olur, olmuştur da. fakat her daim ön plana yanlış adamlar çıkartılır, çıkartılmasa da arka planda işini yapan adamın hak ettiği değer verilmez. burada yapmak istediğim sonradan bağışçı mantalitesini kötülemek değil, önceden bağışçı mantalitesinin önemini anlatmaya çalışmak. buna örnek olarak real madrid'in makalele'nin kıymetini bilmeyip amaan nolacak canım deyip göndermesi ardından yaşadığı sorunları gösterebilirim. bu olay genel mantalite hatası olduğu için günlük yaşamınızda dahi buna bir sürü örnek bulabilirsiniz. hatta bu satırları okurken aklınıza bir sürü örnek geldiğine de eminim.
elmander sıkıntıyı olmadan fark edip o sıkıntının oluşmamasına çalışırdı. hatta bunun için o kadar çok zaman harcardı ki bazen çok rahat pozisyon alabileceği durumlarda yetişemezdi. burak ise genelde bir hata yaptığında, bir sorun oluştuğunda telafi etmeye çalışır. bu yüzden zaten genç yaşında parlayamadı. felaketi yaşadı, her yerden eleştiri aldı, bundan yıldız olmaz damgasını yedi dibe vurdu, hiçbir yerde barınamadı ve ondan sonra düzeltmeye başlayıp tekrar yukarılara çıkabildi. hatta bir ara fatih terim burak yılmaz'ı yedeğe çekmişti sonradan burak tekrar açılmıştı, o olayı hatırlayın. yine aynı mantık... geçen sezon başlamadan önce(u: daha önce burada yazar olmadığımdan buraya yazar olur olmaz hatta sanırım aynı gün yazmıştım ama başka yere sezon başlamadan önce yazmıştım) burak hakkında ve genel bakış açısı hakkında şöyle bir entrym vardı okumanızı rica ederim orada daha detaylı anlatmaya çalıştım buraya tekrar yazmayayım iyice uzamasın: (bkz: burak yılmaz/#1341877)
sıkıntımız zaten burada. mesela bir maden faciası oluyor herkes samimi bir şekilde üzülüyor. elinden gelen yardımı yapıyor. bundan bir kuşkum yok ama kaçımız(ben dahil.) facia olmadan önce madenlerdeki kötü koşullara, önlemsizliklere üzülüp dikkat çekiyor, bir şeyler yapmaya çalışıyor? bakın hala aynı yanlışı yapıyorum yine olan bir olay diyorum yine madene odaklanmış durumdayım görüyor musunu? halbuki kot taşlamacılığı olsun, tersaneler olsun birçok iş yerinde bu durum var ve ben size örnek verirken hala genel, çözümsel değil de maden diyorum. anlatabiliyor muyum?
bu günlük hayatta da yaptığımız(muhtemelen ben de yapıyorumdur) hatayı türk futbolu mantalite hatasına da endeksleyebiliriz. bu yüzden bir türlü futbolda bir yere gelemiyoruz. yanlış yerlerde arıyoruz çözümü. yanlış zamanda yanlış yerlerde başlıyoruz tedaviye.
son olarak: uzun zamandır elmander ve onun gibilere şükranlarımı sunmak istiyordum. iyi ki varsınız. keşke daha çok olsanız. özledik seni johan. bu arada elmander taraftar tarfından kıymeti bilinen futbolculardan. bu da yaptığımız doğrulardan. bir de bu entryi romantik taraftarlığa, siyasete falan başka şeylere bağlamazsanız sevinirim. amaçla alakası yok çünkü. iyi akşamlar.
her nereye gidersen, mutlu ve sağlıklı ol ulu johan!
http://www.youtube.com/watch?v=36N71Ujpo2k
örneğin; bir felaket yaşanır. ondan sonra insanların aklı başına gelir. hatta biraz da reklamsal amaçlı* * acun'lar falan hemen çıkar canlı yayında bağış programı düzenler. paralar toplanır yardımlar toplanır. ve bu da iyi bir şeydir, güzel bir şeydir. ülke kenetlenir. o zaman ayrılıklar bir kenara bırakılır. felaket önleme konusunda çalışma yapan derneklere, felaket sonrası yardım yapan derneklere bağışlar, katkılar yapılır. canlı yayında bağış yapan insanlara alkış kıyamet destek verilir, övülür, değer verilir ki verilmelidir orada hiç bir problem yok.
ama hep bir şeyi atlarız, ama hep... felaket yaşanmadan önce o derneğe yardım eden insanları, felaket öncesi bunu düşünüp "böyle bir felaket yaşanmasın" diyerek özveride bulunan insanları. onlar hep unutulur. hep daha az değer görür. halbuki onlar daha önemlidir. onlar gibi düşünenler, hareket edenler çoğalsa belki de felaketin önüne geçilecektir. bunlar hiç yaşanmayacaktır.
daha yazacak çok şeyim vardı fakat fazla uzatmak istemiyorum. ne demek istediğimin anlaşılacağını umuyorum.
elmander felaket olmadan önce yardım eden adamdır burak yılmaz felaket olduktan sonra yardım eden adamdır. evet ikisinin de katkıları olur, olmuştur da. fakat her daim ön plana yanlış adamlar çıkartılır, çıkartılmasa da arka planda işini yapan adamın hak ettiği değer verilmez. burada yapmak istediğim sonradan bağışçı mantalitesini kötülemek değil, önceden bağışçı mantalitesinin önemini anlatmaya çalışmak. buna örnek olarak real madrid'in makalele'nin kıymetini bilmeyip amaan nolacak canım deyip göndermesi ardından yaşadığı sorunları gösterebilirim. bu olay genel mantalite hatası olduğu için günlük yaşamınızda dahi buna bir sürü örnek bulabilirsiniz. hatta bu satırları okurken aklınıza bir sürü örnek geldiğine de eminim.
elmander sıkıntıyı olmadan fark edip o sıkıntının oluşmamasına çalışırdı. hatta bunun için o kadar çok zaman harcardı ki bazen çok rahat pozisyon alabileceği durumlarda yetişemezdi. burak ise genelde bir hata yaptığında, bir sorun oluştuğunda telafi etmeye çalışır. bu yüzden zaten genç yaşında parlayamadı. felaketi yaşadı, her yerden eleştiri aldı, bundan yıldız olmaz damgasını yedi dibe vurdu, hiçbir yerde barınamadı ve ondan sonra düzeltmeye başlayıp tekrar yukarılara çıkabildi. hatta bir ara fatih terim burak yılmaz'ı yedeğe çekmişti sonradan burak tekrar açılmıştı, o olayı hatırlayın. yine aynı mantık... geçen sezon başlamadan önce(u: daha önce burada yazar olmadığımdan buraya yazar olur olmaz hatta sanırım aynı gün yazmıştım ama başka yere sezon başlamadan önce yazmıştım) burak hakkında ve genel bakış açısı hakkında şöyle bir entrym vardı okumanızı rica ederim orada daha detaylı anlatmaya çalıştım buraya tekrar yazmayayım iyice uzamasın: (bkz: burak yılmaz/#1341877)
sıkıntımız zaten burada. mesela bir maden faciası oluyor herkes samimi bir şekilde üzülüyor. elinden gelen yardımı yapıyor. bundan bir kuşkum yok ama kaçımız(ben dahil.) facia olmadan önce madenlerdeki kötü koşullara, önlemsizliklere üzülüp dikkat çekiyor, bir şeyler yapmaya çalışıyor? bakın hala aynı yanlışı yapıyorum yine olan bir olay diyorum yine madene odaklanmış durumdayım görüyor musunu? halbuki kot taşlamacılığı olsun, tersaneler olsun birçok iş yerinde bu durum var ve ben size örnek verirken hala genel, çözümsel değil de maden diyorum. anlatabiliyor muyum?
bu günlük hayatta da yaptığımız(muhtemelen ben de yapıyorumdur) hatayı türk futbolu mantalite hatasına da endeksleyebiliriz. bu yüzden bir türlü futbolda bir yere gelemiyoruz. yanlış yerlerde arıyoruz çözümü. yanlış zamanda yanlış yerlerde başlıyoruz tedaviye.
son olarak: uzun zamandır elmander ve onun gibilere şükranlarımı sunmak istiyordum. iyi ki varsınız. keşke daha çok olsanız. özledik seni johan. bu arada elmander taraftar tarfından kıymeti bilinen futbolculardan. bu da yaptığımız doğrulardan. bir de bu entryi romantik taraftarlığa, siyasete falan başka şeylere bağlamazsanız sevinirim. amaçla alakası yok çünkü. iyi akşamlar.
her nereye gidersen, mutlu ve sağlıklı ol ulu johan!
http://www.youtube.com/watch?v=36N71Ujpo2k