306
adama değişik duyguları tattıran pilot yazar.
önce iyisinden başlayayım, çünkü devamında biraz duygulu ya da ağır konuşabilirim;
yaşadığına gerçekten sevindim.
çünkü cskncskn'un aracılığı ile durumundan haberdar olduğum sabah, izmir'e doğru yola çıkıyordum.
coşkun bilir, çocuğu da uyandırdım sabahın köründe telefonla arayarak;
- abi bu nasıl iş, bir şeyler yapalım?
diye...
yolda giderken aklımda sen vardın, ki ben seni hiç tanımadım daha önce. belki sosyal hayatta birbirimizin sevmeyeceği tipler bile olabilirdik bireysel açıdan.
ama ben senin durumuna çok üzülmüştüm o günlerde.
eğer o sabah, sana üzülürken kafam dalıp gitseydi, başıma kötü birşey gelseydi arabamdaki ailemle birlikte?
elbette suçlusu sen olmazdın, ama yine de bir oku, dinle...
biz o sabah senin için neler yapılabilir, moralini ne yerine getirir diye düşünmüştük.
yanlış hatırlamıyorsam, sırf sana ulaşabilsin de yardımcı olsun diye, moderasyon ultradnan'ın üyeliğini yeniden açmıştı kısıtlı süreliğine.
biz de seni futbol takımımız ile buluşturmanın hesaplarını yapıyorduk.
albayrak'a falan ulaşmanın peşindeydik.
yine aynı gün, o günlerde sıkça duyduğum lenfoma ile ilgili bir iki örnek yazmıştım nick altına.
vazgeçme demiştim.
belki okudun, belki okumadın...
sonra aradan kısa bir zaman geçti, geldin buralara neşe saçarak,
liseli ilgi orospusu ayşen miyim gibisinden bir şeyler yazdın.
hepimiz çok sevindik, hayata tutunacak olduğuna...
fakat o gün, aslında gerçek sen ile tanışmışız biz.
evet sevgili ayşen, çok memnun oldum tanıştığıma...
yahu hadi bizi boşver, cidden görüştüğün gerçek arkadaşların yok mu senin şu dünyada?
seni sevenler yok mu birader? üzmek neyine senin o insanları?
amına koduğumun sosyal medyası var olduğundan bu yana, hastalıklı ruhlar belirdi etrafta.
mehmet pişkin'e hem üzülüp, hem de ardında bıraktığı hastalıklı videoya küfredenlerdenim ben.
kişiliğini oturtamamış ya da hayattan çok bunadığını sanan bir sürü insana intihar konusunda ilham verebilme ihtimali için.
o lümpen hırt siktir olup gitti bu dünyadan,
geride gözü yaşlı arkadaşları, annesi ve kız kardeşi kaldı.
çok doymuşmuş zırto, bak yine aklıma geldi, neyse...
hatta ariza pokemon ölmeden evvel, o da yazmış pişkin'in videosunun ilham kaynağı olduğunu.
ne yapacağını bilemeyen gençlere kötü örnek olacak, o adilik ve düşüncesizlik kıvamındaki videosu...
sen de bizi o halde bırakmıştın en son.
şimdi ise yokmuş böyle bir durum, ve umarım ki doğrudur.
umarım yaşıyorsundur.
ama unutma, yarın biri yazsa şu satırlara senin ekşiye karaladıkların gibi,
gidiyorum dese bizlere,
artık yarımızdan fazlası şüpheyle bakacak söylenenlere...
ama yine de, her ne kadar kızsam da, yaşadığını öğrenmek mutluluk vermedi değil.
keşke çıkıp şaka desen dedik,
"şaka" dedin.
iyi ki de öyle dedin.
hoş geldin yeniden, sevgili pilot ayşen...
önce iyisinden başlayayım, çünkü devamında biraz duygulu ya da ağır konuşabilirim;
yaşadığına gerçekten sevindim.
çünkü cskncskn'un aracılığı ile durumundan haberdar olduğum sabah, izmir'e doğru yola çıkıyordum.
coşkun bilir, çocuğu da uyandırdım sabahın köründe telefonla arayarak;
- abi bu nasıl iş, bir şeyler yapalım?
diye...
yolda giderken aklımda sen vardın, ki ben seni hiç tanımadım daha önce. belki sosyal hayatta birbirimizin sevmeyeceği tipler bile olabilirdik bireysel açıdan.
ama ben senin durumuna çok üzülmüştüm o günlerde.
eğer o sabah, sana üzülürken kafam dalıp gitseydi, başıma kötü birşey gelseydi arabamdaki ailemle birlikte?
elbette suçlusu sen olmazdın, ama yine de bir oku, dinle...
biz o sabah senin için neler yapılabilir, moralini ne yerine getirir diye düşünmüştük.
yanlış hatırlamıyorsam, sırf sana ulaşabilsin de yardımcı olsun diye, moderasyon ultradnan'ın üyeliğini yeniden açmıştı kısıtlı süreliğine.
biz de seni futbol takımımız ile buluşturmanın hesaplarını yapıyorduk.
albayrak'a falan ulaşmanın peşindeydik.
yine aynı gün, o günlerde sıkça duyduğum lenfoma ile ilgili bir iki örnek yazmıştım nick altına.
vazgeçme demiştim.
belki okudun, belki okumadın...
sonra aradan kısa bir zaman geçti, geldin buralara neşe saçarak,
liseli ilgi orospusu ayşen miyim gibisinden bir şeyler yazdın.
hepimiz çok sevindik, hayata tutunacak olduğuna...
fakat o gün, aslında gerçek sen ile tanışmışız biz.
evet sevgili ayşen, çok memnun oldum tanıştığıma...
yahu hadi bizi boşver, cidden görüştüğün gerçek arkadaşların yok mu senin şu dünyada?
seni sevenler yok mu birader? üzmek neyine senin o insanları?
amına koduğumun sosyal medyası var olduğundan bu yana, hastalıklı ruhlar belirdi etrafta.
mehmet pişkin'e hem üzülüp, hem de ardında bıraktığı hastalıklı videoya küfredenlerdenim ben.
kişiliğini oturtamamış ya da hayattan çok bunadığını sanan bir sürü insana intihar konusunda ilham verebilme ihtimali için.
o lümpen hırt siktir olup gitti bu dünyadan,
geride gözü yaşlı arkadaşları, annesi ve kız kardeşi kaldı.
çok doymuşmuş zırto, bak yine aklıma geldi, neyse...
hatta ariza pokemon ölmeden evvel, o da yazmış pişkin'in videosunun ilham kaynağı olduğunu.
ne yapacağını bilemeyen gençlere kötü örnek olacak, o adilik ve düşüncesizlik kıvamındaki videosu...
sen de bizi o halde bırakmıştın en son.
şimdi ise yokmuş böyle bir durum, ve umarım ki doğrudur.
umarım yaşıyorsundur.
ama unutma, yarın biri yazsa şu satırlara senin ekşiye karaladıkların gibi,
gidiyorum dese bizlere,
artık yarımızdan fazlası şüpheyle bakacak söylenenlere...
ama yine de, her ne kadar kızsam da, yaşadığını öğrenmek mutluluk vermedi değil.
keşke çıkıp şaka desen dedik,
"şaka" dedin.
iyi ki de öyle dedin.
hoş geldin yeniden, sevgili pilot ayşen...