9
http://www.fotomac.com.tr/.../10/30/parcali-forma
süper yalan bir haberde übersonik bir sıfat tamlaması. iki maçta üst üste 4 gol yiyince her gün başka başka haberler okuduk bugüne kadar. kaptanlığın selçuk'tan alınıp hamit'e verilmesinden, ersun yanal'ın teknik direktörlük için tüm şartlarımızı kabul etmesine kadar. hatta fatih terim'in bile geri döneceği yazıldı lan. takımda bu haberde olduğu iddia edilen hiçbir gruplaşma olduğunu sanmıyorum. mevcut kadrodaki bulunan hiçbir oyuncu bu tür gruplar oluşturacak karakterde değil. takım kimyası tutmamış olabilir, oyuncular hocanın anlattıklarını tam olarak özümseyememiş olabilir ama bence en büyük problem; bugün bir futbol takımının belli bölgelerinde olması gereken kalitedeki oyuncular, galatasaray'ın mevcut 42 lisanslı oyuncusu arasında yok ve takım da bu kadar istikrarsız-kötü. bu eksikleri sıralarsak;
1- savunmada ujfaluji gibi top seviye liglerde oynamış, yüksek tecrübeli, oynadığı takımların hepsinde kaptanlık yapmış ve sahanın içinde işler kötü giderken liderlik edecek bir savunma oyuncusu eksikliği,
2- orta sahada tekniği çok yeterli olmasa da rakibi karşılayacak, temposu hiç düşmeyen, ikili mücadeleye girmekten yılmayan, kısaca top kapma manyağı olan (gennaro gattuso, javier mascherano) bir orta saha oyuncusu eksikliği,
3- galatasaray gibi oyunu ileride oynamaya mecbur bir takımın olmazsa olmazı, fizikli, arkadaşlarına duvar olup takımı ileride (set hücumu yapması için) yerleştirecek kadar topu tutabilen, sırtı dönük oyunu bilen, gol istatistiği çok yüksek olmasa da defansı hücumda başlatan, takım skor olarak öndeyken ve rakipten baskı yediğinde yine topu kaleden uzakta tutup orta saha ve savunma oyuncularına nefes aldıran (hakan şükür, johan elmander, demba ba, nispeten didier drogba) bir forvet eksikliği.
saydığım bu üç adama bir de kaleci eklediğinizde, çok iyi olabilecek bir takımın temelini kuruyorsunuz. 2011-2012 senesindeki takım işte tam da bu kaliteydi. kalede muslera, savunmada ujfaluji, orta sahada selçuk ve melo, ileride de elmander. galatasaray, kazandığı 2 şampiyonluk ve şampiyonlar ligi'nde 2 kere gruptan çıkma başarısı göstermişken, bu adamların yerine yenilerini ve daha iyilerini nedense koyamadı. ujfaluji sakatlandı, elmander yabancı kuralına takılıp gönderildi ve melo'yla selçuk'un yaşları ilerleyip tempoları düştü. elimizde artık sadece muslera var ve geriye kalan takım (her kim ki iyi diyorsa bence galatasaray'ın başarısız olması için yalan söylüyor) temel olarak çok sıkıntılı. bunlara bir de kazanılan başarılardan sonra türk futbolcusunun kronik hastalığı "doymuşluk" eklenince yandı gülüm keten helva. o yüzden bu saydığım tarzda adamlar alınana ve bazı oyuncuların kellesi koparılıp kalanlara verilebilecek en ciddi ultimatom verilene kadar işimiz bence çok zor. allah sonumuzu hayır etsin.
süper yalan bir haberde übersonik bir sıfat tamlaması. iki maçta üst üste 4 gol yiyince her gün başka başka haberler okuduk bugüne kadar. kaptanlığın selçuk'tan alınıp hamit'e verilmesinden, ersun yanal'ın teknik direktörlük için tüm şartlarımızı kabul etmesine kadar. hatta fatih terim'in bile geri döneceği yazıldı lan. takımda bu haberde olduğu iddia edilen hiçbir gruplaşma olduğunu sanmıyorum. mevcut kadrodaki bulunan hiçbir oyuncu bu tür gruplar oluşturacak karakterde değil. takım kimyası tutmamış olabilir, oyuncular hocanın anlattıklarını tam olarak özümseyememiş olabilir ama bence en büyük problem; bugün bir futbol takımının belli bölgelerinde olması gereken kalitedeki oyuncular, galatasaray'ın mevcut 42 lisanslı oyuncusu arasında yok ve takım da bu kadar istikrarsız-kötü. bu eksikleri sıralarsak;
1- savunmada ujfaluji gibi top seviye liglerde oynamış, yüksek tecrübeli, oynadığı takımların hepsinde kaptanlık yapmış ve sahanın içinde işler kötü giderken liderlik edecek bir savunma oyuncusu eksikliği,
2- orta sahada tekniği çok yeterli olmasa da rakibi karşılayacak, temposu hiç düşmeyen, ikili mücadeleye girmekten yılmayan, kısaca top kapma manyağı olan (gennaro gattuso, javier mascherano) bir orta saha oyuncusu eksikliği,
3- galatasaray gibi oyunu ileride oynamaya mecbur bir takımın olmazsa olmazı, fizikli, arkadaşlarına duvar olup takımı ileride (set hücumu yapması için) yerleştirecek kadar topu tutabilen, sırtı dönük oyunu bilen, gol istatistiği çok yüksek olmasa da defansı hücumda başlatan, takım skor olarak öndeyken ve rakipten baskı yediğinde yine topu kaleden uzakta tutup orta saha ve savunma oyuncularına nefes aldıran (hakan şükür, johan elmander, demba ba, nispeten didier drogba) bir forvet eksikliği.
saydığım bu üç adama bir de kaleci eklediğinizde, çok iyi olabilecek bir takımın temelini kuruyorsunuz. 2011-2012 senesindeki takım işte tam da bu kaliteydi. kalede muslera, savunmada ujfaluji, orta sahada selçuk ve melo, ileride de elmander. galatasaray, kazandığı 2 şampiyonluk ve şampiyonlar ligi'nde 2 kere gruptan çıkma başarısı göstermişken, bu adamların yerine yenilerini ve daha iyilerini nedense koyamadı. ujfaluji sakatlandı, elmander yabancı kuralına takılıp gönderildi ve melo'yla selçuk'un yaşları ilerleyip tempoları düştü. elimizde artık sadece muslera var ve geriye kalan takım (her kim ki iyi diyorsa bence galatasaray'ın başarısız olması için yalan söylüyor) temel olarak çok sıkıntılı. bunlara bir de kazanılan başarılardan sonra türk futbolcusunun kronik hastalığı "doymuşluk" eklenince yandı gülüm keten helva. o yüzden bu saydığım tarzda adamlar alınana ve bazı oyuncuların kellesi koparılıp kalanlara verilebilecek en ciddi ultimatom verilene kadar işimiz bence çok zor. allah sonumuzu hayır etsin.
