2365
32 senedir bu dünyadayım.
siyasi "köleliği" ile ilgili daha fazla konuşmaya gerek yok, hem gerçekleri iyi okuyan hem de olduğu gibi aktarabilmeyi beceren arkadaşlarımız yazdılar; yazdık.
ama futbolculuğu da öyle dünya çapında falan değildi.
özellikle patladığı 96-00 döneminde, o inanılmaz takım içersinde kendisine verilen görevi kusursuz yerine getiren bir oyuncuydu.
varını-yoğunu ortaya koyarak ilerde yaptığı pres, zaten pres gücü yüksek o takım için rakip düzensizken kazanılan top demekti ki o toplar da çoğunlukla pozisyon demekti.
eğer bitiriciliği ve efsanevi top kontrolsüzlüğü azcık daha iyi olsaydı zaten torino'lardan "beni geri alsanız ya la :(" diye ağlaşmazdı.
velhasıl, bunu söylediğim için afaroz edileceğim belki ama bütün olarak futbol takımımız için çok büyük işlere imza atan takımın, her şeyini sahaya yansıtan, yürekli, iyi pres yapan, iyi top indiren, topsuz alanda iyi yer tutan ama iyi pas atamayan, iyi top tutamayan, bitiriciliği çok da iyi olmayan ulusal çapta bir yıldızımızdı. dünya çapında değil.
kendisine verilen şansın yarısına sahip olamamış kendisinden çok daha yetenekli çok isim geldi geçti türk futbolu'ndan.
kendisine verilen şansın yarısına sahip olup da kendisinin üçte biri kadar çalışmayan çok isim de.
gudubet gudubet genellemeler üzerine düzenleme: "yurtdışında tanıniyür" diye bir futbolcu en iyi olmaz. hayır yurtdışını bilmesek onu da yedirecekler ha. "yurtdışında tanıniyür" :) yurtdışında tanınır tabi çünkü yukarda bahsettiğim gibi kendisini "önemli" yapmış olan büyük takımın bir parçasıydı. yurtdışında emre de "tanıniyür". kaldı ki ada'da tugay dedin mi akan sular durur. hakan şükür'den çok tanınır. belçikalılar iyi tanır misal hakan'ı. o da kalecilerinin üzerinden kafayla gol attığı için. almanya'da öyle "sadece hakan şükür tanıniyür" diye bir kafa yok zaten. lan bu devirde zaten futbolla biraz ilgilenen adam tanınması gereken herkesi tanır. hakan şükür dediğim gibi o efsane takımın önemli bir parçasıdır. ama dünya çapında değildir. olsaydı kalırdı gittiği yerlerde aslan parçası. keserdi vieri'leri, ronaldo'ları. dünya çapında dediğinde komik olursun velhasıl.
kimin futbol bilip bilmediğini iddia edebilecek ardaki, "yurtdışını çoh iyi biliyürüm" kafası, "onların efsanesi sadece şunlardır" kafası, sakat kafalar bunlar.
her bir haltı en iyi ben bilirim kafaları.
benim soracağım tek soru şudur; hakan şükür, galatasaray'da oynamasaydı bugün bulunduğu herhangi bir yere gelebilir miydi?
şunu-bunu bırakın da dürüstçe bu soruya yanıt verin bakalım.
biz de görelim kim anlıyor futboldan; kim anlamıyor...
siyasi "köleliği" ile ilgili daha fazla konuşmaya gerek yok, hem gerçekleri iyi okuyan hem de olduğu gibi aktarabilmeyi beceren arkadaşlarımız yazdılar; yazdık.
ama futbolculuğu da öyle dünya çapında falan değildi.
özellikle patladığı 96-00 döneminde, o inanılmaz takım içersinde kendisine verilen görevi kusursuz yerine getiren bir oyuncuydu.
varını-yoğunu ortaya koyarak ilerde yaptığı pres, zaten pres gücü yüksek o takım için rakip düzensizken kazanılan top demekti ki o toplar da çoğunlukla pozisyon demekti.
eğer bitiriciliği ve efsanevi top kontrolsüzlüğü azcık daha iyi olsaydı zaten torino'lardan "beni geri alsanız ya la :(" diye ağlaşmazdı.
velhasıl, bunu söylediğim için afaroz edileceğim belki ama bütün olarak futbol takımımız için çok büyük işlere imza atan takımın, her şeyini sahaya yansıtan, yürekli, iyi pres yapan, iyi top indiren, topsuz alanda iyi yer tutan ama iyi pas atamayan, iyi top tutamayan, bitiriciliği çok da iyi olmayan ulusal çapta bir yıldızımızdı. dünya çapında değil.
kendisine verilen şansın yarısına sahip olamamış kendisinden çok daha yetenekli çok isim geldi geçti türk futbolu'ndan.
kendisine verilen şansın yarısına sahip olup da kendisinin üçte biri kadar çalışmayan çok isim de.
gudubet gudubet genellemeler üzerine düzenleme: "yurtdışında tanıniyür" diye bir futbolcu en iyi olmaz. hayır yurtdışını bilmesek onu da yedirecekler ha. "yurtdışında tanıniyür" :) yurtdışında tanınır tabi çünkü yukarda bahsettiğim gibi kendisini "önemli" yapmış olan büyük takımın bir parçasıydı. yurtdışında emre de "tanıniyür". kaldı ki ada'da tugay dedin mi akan sular durur. hakan şükür'den çok tanınır. belçikalılar iyi tanır misal hakan'ı. o da kalecilerinin üzerinden kafayla gol attığı için. almanya'da öyle "sadece hakan şükür tanıniyür" diye bir kafa yok zaten. lan bu devirde zaten futbolla biraz ilgilenen adam tanınması gereken herkesi tanır. hakan şükür dediğim gibi o efsane takımın önemli bir parçasıdır. ama dünya çapında değildir. olsaydı kalırdı gittiği yerlerde aslan parçası. keserdi vieri'leri, ronaldo'ları. dünya çapında dediğinde komik olursun velhasıl.
kimin futbol bilip bilmediğini iddia edebilecek ardaki, "yurtdışını çoh iyi biliyürüm" kafası, "onların efsanesi sadece şunlardır" kafası, sakat kafalar bunlar.
her bir haltı en iyi ben bilirim kafaları.
benim soracağım tek soru şudur; hakan şükür, galatasaray'da oynamasaydı bugün bulunduğu herhangi bir yere gelebilir miydi?
şunu-bunu bırakın da dürüstçe bu soruya yanıt verin bakalım.
biz de görelim kim anlıyor futboldan; kim anlamıyor...