670
gerçekten filistin için israil'e kafa tutacağımızı mı zannediyorsunuz, çok komiksiniz.
filistin'de sömürülecek toprak var mı ? yok.
filistin'de sömürülecek petrol var mı ? yok.
filistin'de ayakakabı kutusunu doldurmaya yetecek para var mı ? yok.
filistin kapitalist düzende bizim işimize yarar mı ? hayrı.
kendi vatandaşına israil dölü diyen, madenciyi tekmeleyen, iş güvenliği ile ilgili yasaları kabul etmeyen, göstermelik muhalefetlerin hala mart ayında abazan kalmış kendi gibi miyavladığı, ırksal kimlik üzerinden nefret kustuğu, bölücülük ile halkçılık ideolojilerini birbirine karıştıran adamların mecliste oturduğu, sözüm ona bizlere(sağcı,solcu ilerici, gerici her kesmi kapsıyorum) vekillik eden adamların sidik yarıştırdığı yerde filistindeki bebelerin sesini duymazlar. bugün yarın göstermelik bir iki çıkış yaparlar, sonra birisi gelir küçük enişteyi tutar mevzu biter. olan o çocuklara olur. elimden burada klavye delikanlığı yapmaktan ne yazık ki fazlası gelmiyor. sabahtan beri ahmet kaya'nın ağlama bebek şarkısını dinliyorum. umarım o bebeklerden en azından birisine hitap eder. son olarak o bebeklerden de, çocuklardan da, kızlardan da, erkeklerden de, annelerden,babalardan, ninenelerden ve dedelerden hatta sokaktaki köpekten kediden bile özür diliyorum, gözümüzün önünde neler yapılıyor ve biz burada çoğunluk olarak klavye delikanlılığı yapıyoruz.
ağlama bebek, ağlama sende
umut sende yarın sende.
yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye,
bu suskunluk, bu durgunluk, sıkıntın niye.
çok uzakta öyle bir yer var
o yerlerde mutluluklar
paylaşılmaya hazır
bir hayat var.
ağlama bebeğim ağlama sende
acı sende hasret sende.
dalıp dalıp derinlere düşünmen niye,
bu küskünlük, bu dargınlık, kızgınlık niye.
http://www.youtube.com/watch?v=50fhdR_ugS0
filistin'de sömürülecek toprak var mı ? yok.
filistin'de sömürülecek petrol var mı ? yok.
filistin'de ayakakabı kutusunu doldurmaya yetecek para var mı ? yok.
filistin kapitalist düzende bizim işimize yarar mı ? hayrı.
kendi vatandaşına israil dölü diyen, madenciyi tekmeleyen, iş güvenliği ile ilgili yasaları kabul etmeyen, göstermelik muhalefetlerin hala mart ayında abazan kalmış kendi gibi miyavladığı, ırksal kimlik üzerinden nefret kustuğu, bölücülük ile halkçılık ideolojilerini birbirine karıştıran adamların mecliste oturduğu, sözüm ona bizlere(sağcı,solcu ilerici, gerici her kesmi kapsıyorum) vekillik eden adamların sidik yarıştırdığı yerde filistindeki bebelerin sesini duymazlar. bugün yarın göstermelik bir iki çıkış yaparlar, sonra birisi gelir küçük enişteyi tutar mevzu biter. olan o çocuklara olur. elimden burada klavye delikanlığı yapmaktan ne yazık ki fazlası gelmiyor. sabahtan beri ahmet kaya'nın ağlama bebek şarkısını dinliyorum. umarım o bebeklerden en azından birisine hitap eder. son olarak o bebeklerden de, çocuklardan da, kızlardan da, erkeklerden de, annelerden,babalardan, ninenelerden ve dedelerden hatta sokaktaki köpekten kediden bile özür diliyorum, gözümüzün önünde neler yapılıyor ve biz burada çoğunluk olarak klavye delikanlılığı yapıyoruz.
ağlama bebek, ağlama sende
umut sende yarın sende.
yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye,
bu suskunluk, bu durgunluk, sıkıntın niye.
çok uzakta öyle bir yer var
o yerlerde mutluluklar
paylaşılmaya hazır
bir hayat var.
ağlama bebeğim ağlama sende
acı sende hasret sende.
dalıp dalıp derinlere düşünmen niye,
bu küskünlük, bu dargınlık, kızgınlık niye.
http://www.youtube.com/watch?v=50fhdR_ugS0