3
http://enginbicer.blogspot.com.tr/...-kaldiriyor.html?m=1
--- alıntı ---
zamanın birinde tff başkanı yıldırım demirören’in aziz yıldırım’la “gizlice” buluştuğu; ona “çok önemli yeni bir gelişmeyi” aktardığı bilgisi yayılıyor.
o görüşmeden sonra, fenerbahçeli yöneticiler “inanılmaz bir başkalaşım içine” giriyor!
sivas’ta verilmeyen bir penaltı; (sanki dünya spor tarihinde ilk kez verilmeyen penaltıymış gibi… ve sanki fenerbahçe en yakın rakibinden hala 4 puan önde değilmiş gibi) “kıyamet” kopartılıyor:
“bu sene biz şampiyon yapılmazsak, takımı ligden çekeriz!”
düşünebiliyor musunuz; “takımı ligden çekmekle” tehdit ediyorlar!
neden? penaltıları verilmemiş!
o yüzden; bunu bi kalem geçecekler!
o buluşmada; “cas ve uefa arasındaki bu kavganın” bilgisi verildi aziz yıldırım’a!
dendi ki;
“cas fenerbahçe’nin düşürülmesi gerektiğini istiyor. aksi takdirde uefa bir daha kimseyi şikeden düşüremez!”
nasıl düşürsün?
uefa’nın büyük abisi “gördüğümüz en büyük şike organizasyonu” demişken… bu lafı, bu tespiti, artık gizlenemez bir şekilde ortalığa saçılmışken, bundan sonra “hiçbir şike yapana” ceza veremezsin!
nasıl vereceksin?
“4” diyen var; “8” diyen var, “12 maçta şike teşebbüsü” diyen var. başka birine şikeden ceza vermek için “en az 13 maçta” şikeye teşebbüs etmesini mi bekleyeceksin?
peki ya bugüne kadar şikeden düşenler!
onlara ne diyeceksin?
onlar; “beni düşürdün de, fenerbahçe’yi neden düşürmedin?” derse ne cevap vereceksin?
işte o dilden dile dolaşan yıldırım demirören-aziz yıldırım gizli görüşmesi “milat”tır!
o gün; demirören’in aziz yıldırım’a verdiği önemli bilgi, bugünlere gelinmesini sağlayan en önemli işaret fişeğidir.
diyorum ki;
aziz yıldırım; tff başkanı’ndan, “düşürmek zorunda kalacağız” bilgisini aldı; bu aynen yöneticinin hem ruh haline, hem de o günden bu yana “taktik stratejisine” yansıdı!
28 şubat’taki “ligden çekiliriz” tiyatrosunu oynayan fenerbahçeli yöneticilerin yüzüne “defalarca” bakın...
o yüzler, “24 saat önce bir penaltısı verilmedi diye” feryat eden yönetici yüzü değil!
o tiyatro basın toplantısında; “birilerine” başka türlü mesajlar verildi!
tablo ortadaydı.
galatasaray “ikide iki” yapmıştı ve fener’in gene en yakın rakibiydi.
şayet fener ol(a)mazsa “üçte üç” olurdu. hele bir de ligden düşme gelirse; artık galatasaray “beşte beş” mi olurdu, “onda on” mu; artık allah kerimdi!
şöyle bir geriye dönün…
aziz yıldırım’ın sadece salonlarda verdiği fotoğraflara bakın!
sanırsınız ki kıyamet kopuyor!
yetmedi mi;
aziz yıldırım’ın kendi stadında, şampiyonluk gecesinde kendi taraftarlarına “paralı köpekler” diyen hallerine bakın!
bu “dışa yansımalar” boşuna değil…
ve iki sebebi var:
1- ya kasten yapılıyor. ortam “bilerek” geriliyor…
2- ya da “istemsiz” yapılıyor. fenerbahçeli yöneticinin “yaklaşan cisim” eşliğinde içindeki “ruhsal sıkıntısı” aynen dışarıya yansıyor!
--- alıntı ---
--- alıntı ---
zamanın birinde tff başkanı yıldırım demirören’in aziz yıldırım’la “gizlice” buluştuğu; ona “çok önemli yeni bir gelişmeyi” aktardığı bilgisi yayılıyor.
o görüşmeden sonra, fenerbahçeli yöneticiler “inanılmaz bir başkalaşım içine” giriyor!
sivas’ta verilmeyen bir penaltı; (sanki dünya spor tarihinde ilk kez verilmeyen penaltıymış gibi… ve sanki fenerbahçe en yakın rakibinden hala 4 puan önde değilmiş gibi) “kıyamet” kopartılıyor:
“bu sene biz şampiyon yapılmazsak, takımı ligden çekeriz!”
düşünebiliyor musunuz; “takımı ligden çekmekle” tehdit ediyorlar!
neden? penaltıları verilmemiş!
o yüzden; bunu bi kalem geçecekler!
o buluşmada; “cas ve uefa arasındaki bu kavganın” bilgisi verildi aziz yıldırım’a!
dendi ki;
“cas fenerbahçe’nin düşürülmesi gerektiğini istiyor. aksi takdirde uefa bir daha kimseyi şikeden düşüremez!”
nasıl düşürsün?
uefa’nın büyük abisi “gördüğümüz en büyük şike organizasyonu” demişken… bu lafı, bu tespiti, artık gizlenemez bir şekilde ortalığa saçılmışken, bundan sonra “hiçbir şike yapana” ceza veremezsin!
nasıl vereceksin?
“4” diyen var; “8” diyen var, “12 maçta şike teşebbüsü” diyen var. başka birine şikeden ceza vermek için “en az 13 maçta” şikeye teşebbüs etmesini mi bekleyeceksin?
peki ya bugüne kadar şikeden düşenler!
onlara ne diyeceksin?
onlar; “beni düşürdün de, fenerbahçe’yi neden düşürmedin?” derse ne cevap vereceksin?
işte o dilden dile dolaşan yıldırım demirören-aziz yıldırım gizli görüşmesi “milat”tır!
o gün; demirören’in aziz yıldırım’a verdiği önemli bilgi, bugünlere gelinmesini sağlayan en önemli işaret fişeğidir.
diyorum ki;
aziz yıldırım; tff başkanı’ndan, “düşürmek zorunda kalacağız” bilgisini aldı; bu aynen yöneticinin hem ruh haline, hem de o günden bu yana “taktik stratejisine” yansıdı!
28 şubat’taki “ligden çekiliriz” tiyatrosunu oynayan fenerbahçeli yöneticilerin yüzüne “defalarca” bakın...
o yüzler, “24 saat önce bir penaltısı verilmedi diye” feryat eden yönetici yüzü değil!
o tiyatro basın toplantısında; “birilerine” başka türlü mesajlar verildi!
tablo ortadaydı.
galatasaray “ikide iki” yapmıştı ve fener’in gene en yakın rakibiydi.
şayet fener ol(a)mazsa “üçte üç” olurdu. hele bir de ligden düşme gelirse; artık galatasaray “beşte beş” mi olurdu, “onda on” mu; artık allah kerimdi!
şöyle bir geriye dönün…
aziz yıldırım’ın sadece salonlarda verdiği fotoğraflara bakın!
sanırsınız ki kıyamet kopuyor!
yetmedi mi;
aziz yıldırım’ın kendi stadında, şampiyonluk gecesinde kendi taraftarlarına “paralı köpekler” diyen hallerine bakın!
bu “dışa yansımalar” boşuna değil…
ve iki sebebi var:
1- ya kasten yapılıyor. ortam “bilerek” geriliyor…
2- ya da “istemsiz” yapılıyor. fenerbahçeli yöneticinin “yaklaşan cisim” eşliğinde içindeki “ruhsal sıkıntısı” aynen dışarıya yansıyor!
--- alıntı ---