1
--- alinti ---
evet, küfür hiç hoş birşey değil, biliyoruz... ama ilerki sayfalarda, değerli hocamız ahmad mısırlı’nın bu konudaki epey “betimsel” yazısından da anlaşılacağı gibi, küfür aslında, yürümek gibi bir refleks. ama tribünde küfür ise bambaşka. çünkü, burada devreye bir başka unsur giriyor: rekabet! işte size bir türlü kaynağını öğrenemediğimiz, ama çok “zeki”, “gözlemci” ve kıvrak bir kalemin elinden (üstelik de bir tribün çocuğu!) çıktığı aşikar olan “yakın dönem” tribün küfür tarihi...
hakemler mithatpaşa stadı'nın açıldığı yıl, yani 1947'de oynanan bir maçta hakem sulhi garan'a "inbe hakem" diye bağırıldı ve bugüne kadar gelen bir geleneğin tohumları atıldı. tribün alemine uzak olanların aklına küfür denince hakeme edilen küfürlerin gelmesi de belki bundandır, bilemiyorum.
aslında hakeme küfür meselesi, özellikle de zeka nüvesi taşımayan ve igrençlik boyutundaki küfürler, beni her zaman düşündürmüştür. maç bittikten saatler sonra görüntüleri defalarca izleyip hakem hatalarını değerlendiren emekli hakemler beni daha çok rahatsız ediyor.
"inbe hakem" sloganı günümüzde aşılmış olsa da hala en revaçta olanı. bir dönemin ünlü hakemi sadık deda, kendisi için söylenen "inbe sadık yeter artık" nedeniyle ayrı değerlendirilebilir. hakem hatalarının dozuna göre küfürün dozu da artar. kampanya başlatılıp polis zoruyla küfür edilmesinin engellendiği olaganüstü durumlarda ise "aptal hakem", "eşşek hakem", "dangalak hakem" gibi soft tepkiler kullanılır. stada yağmur yağsa hakemi sorumlu tutan fenerbahçe taraftarı son dönem "inbe federasyon, o. çocuğu hakemler" sloganıyla işi büyütmüş ve çığırdan çıkarmıştır.
hakeme edilen küfürlerle ilgili iki anımı anlatayım. birincisi, üniversite yıllarında "bir beşiktaş - galatasaray maçı yönetip, galatasaray'a beş penaltı çaldıktan sonra istifa etmek" amacıyla hakemlik kursuna gittiğim döneme ait. kursun ilk günü ankara'dan gelen bir hakem hocası yaptığı gaza getirme konuşmasını, "siz futbolun bütün çilesini çekecek genç hakem adayları, tribünlerde oturan bir avuç işsiz güçsüz serseri, size küfür edecek. bazen sokakta dolaşamayacaksınız. yılmayın, yolunuzdan dönmeyin" diye tamamlamıştı. diğer kursiyerler bu konuşma sayesinde gaza gelip hakemlik yaptılar mı bilmiyorum, ama ben hakemlik yapmayıp tribünlerdeki "bir avuç işsiz güçsüz serseri"nin arasına döndüm. affet beni hocam!
ikinci anı da, maç öncesi takılınan mekanlardan birinde geçiyor. tesadüfen aynı masada oturduğumuz bir abi, ünlü hakemlerden birinin galatasaray'a yaptığı kelekleri anlatıyor. aynı hakeme bir hafta önce galatasaray tribünlerinden ağır küfür edilmiş. nereden estiyse entellektüellik yapayım dedim ve "abi tamam da, hakeme küfür edilince ne oluyor sanki?" sorusunu sordum. abi yüzüme baktı ve daha önce de defalarca duyduğum "kardeşim,taraftar delirmiş, ne yapsın, hakemi mahkemeye mi versin?" karşılığını verdi. bu, sözün bittiği noktadır arkadaşlar. verecek hiçbir cevabım yoktu, hala da yok.
ali şen'li eserler
ben hiçbir rakip takım taraftarının süleyman seba'ya, faruk süren'e ya da aziz yıldırım'a küfrettiğini görmedim. ama ali şen, ömer çavuşoğlu, ihsan kalkavan, selim soydan ve adnan polat hemen her büyük maçta küfre maruz kaldılar.
taraftarların bu insanlara küfretme nedeninin konumları olmadığı açık, demek ki sivri çıkışlar yapan, provokatif demeçler verenler küfür yiyorlar.
bunlardan biri de fenerbahçe eski başkanı sayın ali şen. gelecekte biri çıkıp da tribünde küfürün tarihiyle ilgili bir araştırma yapmaya karar verirse, ali şen'in fenerbahçe'deki başkanlık döneminden uzun uzun bahsetmek zorunda kalacak, emin olabilirsiniz. ali şen'in, fenerbahçe hep zor durumdayken başa gelmesi ve dolayısıyla kendi taraftarlarınca büyük bir muhabbetle karşılanması rakip takım taraftarlarının her seferinde çileden çıkmasına yol açtı. bu çileden çıkma hali de son ali şen iktidarında sayısız küfürlü bestenin nedeni oldu.
fenerbahçeli taraftarların ali şen başa gelmeden önce başlattığı "ali şen başkan fenerbahçe şampiyon" tezahüratına, galatasaraylılar "şener şen başkan fenerbahçe şampiyon" sloganı ve erkoç kardeşlerin bestesini degiştirip "fener'i sen mi kurtaracaksın/ ali şen sen mi ilaç olacaksın/hastir oradan o. çocuğu/ şener şen başkan fenerbahçe şampiyon" haline getirerek cevap verdi. fenerliler bunun altında kalmayıp "ali şen başbakan" diye bağırmaya başladılar. bu atışmada noktayı beşiktaşlılar koydu: "ali şen sermaye, fenerbahçe kerhane." iş bu kadarla kalmadı tabii. galatasaray taraftarı atışmaya, "ali babanın bir çiftliği var/ çiftliğinde köpekleri var/ şampiyonluk şampiyonluk diye bağırır/ şampiyonluk yerine babayı alır" şarkısıyla ivme kattı.
fenerliler cevabı aida operasıyla verdiler: "hem taraftarla/ hem ali şen'le/hem mike mike/ fener şampiyon/ o. çocuğu cim bom bom." beşiktaşlılar'ın kayıtsız kalması düşünülemezdi, onlar da aida'nın başka bir versiyonuyla katıldı: "hem taraftarın/ hem ali şen'in/ .mına koyim/ koyim .mına/ o. çocuğu kanarya." kanarya’dan karşı cevap da gecikmedi: "hem çarşısı/hem taraftarı/pi. süleymanı/mikim ananı/ .mına kodumun kartalı."
iş o hale geldi ki, ali şen'le ilgili tüm detaylar atışmanın malzemesi olmaya başladı. beşiktaşlıların "ali şen'in dötü kocamaan" diye başlattığı tezahürat, fenerliler'in "ali şen'in miki kocamaan" karşılığıyla püskürtülmeye çalışıldı.
galatasaraylılar da, "ali şen'in miki kalkmıyor" ve "ali şen'in oğlu tüp bebek" sloganlarıyla ortama dahil oldu. ali şen'in ağzından düşürmediği puro bile tribün şarkılarının ilham kaynağıydı. galatasaraylılar'ın "iç bakalım iç bakalım/ puroları iç bakalım/ sami yen'e gel şampiyonu gör/ dötüne de sok bakalım"ı bunun veciz örneklerinden birisidir.
fenerbahçeliler, galibiyetle bitirdikleri bir galatasaray maçında "ali şen uyuma cimbom'a da sahip çık" diyerek dalgalarını geçtiler. bu sloganda diğer benzerleri gibi galatasaraylılar'ca değiştirilerek, galatasaray-bursa maçındaki kullanımıyla "ali şen uyuma bursa'ya da sahip çık" haline getirildi.
bunun sonraki aşaması fener taraftarının çığırdan çıktığı maçlarda rakip seyircinin "ali şen uyuma pi.lerine sahip çık" diye bağırmasıydı. bu sloganın en zekice kullanımının patenti de beşiktaşlılar'a ait. inönü stadı'ndaki beşiktaş -fenerbahçe maçında, kapalı tribündeki beşiktaşlılar hafiften kudurunca fenerliler "seba uyuma pi.lerine sahip çık" diye bağırmaya başladı.
beşiktaşlıların cevabı gecikmedi: "ali şen uyuma, maymunlara sahip çık". bu esnada çok sayıda fenerbahçe taraftarının aradaki demirlere tırmanmış durumda olduğunu da ekleyelim.
ali şen nefreti rakip tribünlerde öyle bir boyuta ulaşti ki, alakasız bir ikinci lig maçında (eskişehirspor-afyonspor) bile ali şen'e küfredilir hale geldi.
sayın şen çözüm olarak maçlara bir noterle gitmeye başladı ve notere küfürü tespit ettirip, küfreden seyircilerin kulüplerine dava açacağını açıkladı.
ilk hafta numarası tuttu ve galatasaray seyircisi "ali şen anlarsın ya" diye bağırıp, "ali şen'in dötü kocaman"ın ritmini çağrıştıran şarkılar söylemekle yetindiler. ama iki hafta sonra inönü stadı'nda beşiktaş-fenerbahçe maçı vardı ve beşiktaş seyircisi efsanevi yaratıcılığını yine kullandı, ali şen'in noterle geldiği görülür görülmez bütün stad ayağa kalkıp "noter tasdikli inbe ali şen" diye bağırdı.
ey güzel anadolu
küfür dalgası yalnızca istanbul tribünleriyle sınırlı kalmıyor tabii. anadolu takımlarının da, çoğu istanbul patentli küfürlü tezahüratları mevcuttur. ancak istanbul taraftarının sürpriz durumlarda geliştirdiği reflekslerin anadolu takım taraftarlarında bulunduğunu ne yazik ki söyleyemiyoruz. aksine istanbul takımlarıyla oynanan maçlarda anadolulu taraftarlar utanç verici durumlara düşerler. örneğin küfür konusunda hayli gelişmiş eskişehirsporlular'ın, istanbul'da duyulan küfürleri orijinal haliyle bir hafta sonra kullandıklarını duyabilirsiniz. ama meşhur "es es es ki ki ki eski eski es" tezahüratı fenerlilerce "es es es ki ki ki kaldır dötü ye miki" haline dönüştürülünce çaresiz dinlemiştir eskişehirliler. eskişehirliler'in çare bulamadığı, yine istanbul patentli bir başka tezahürat da "inbe tatarlar/altımızda yatarlar"dır. eskişehirliler'in yaşadığı kötü durumu karşıyakalılar'ın "kaf kaf kaf sin sin sin kaf sin kaf sin kaf"ının "kaf kaf kaf sin sin sin cimbom ananı miksin"e dönüşmesi, ankaragüçlüler'in "ankara ankara güzel ankara/seni görmek ister her bahtı kara"sının "ankara ankara güzel ankara/ seni mikmek ister her bahtı kara" olarak değiştirilmesi yüzünden yaşadığı söylenebilir. bolusporlular'a söylenen "tin tin tini mini bolu /bolu'da inbe dolu", bursasporlular'a söylenen "dünya yerinden oynar/bursa'dan erkek çıksa" ve adanalılar'a söylenen "kebapçı inbeler"i ise nereye koyacağımı bilemedim, ama söylemeden geçmek istemiyorum.
doğrudan küfür
bir rivayete göre karşı takım taraftarına doğrudan küfür edilen ilk maç 70'li yılların başında oynanan eskişehirspor-bursaspor karşılaşmasıdır. bir diğer rivayete göre ise bunun miladi fenerbahçe-diyarbakırspor arasında 1978'de oynanan maçta fenerliler'in "o. çocukları" diye bağırmasına dayanır. karşı takım taraftarına doğrudan küfredilmesinin 1993-94 sezonunda abartıldığı söylenebilir. bu yıl, beşiktaşlılar bursasporla oynadıkları maçta sürekli fenerbahçe'ye küfrettiler. "bitlis'te üç minare" adlı türküden uyarlanan parça şöyleydi: "karşıda üç beş inbe/ beri gel fener beri gel/ ormandan kestim çamı/fener ananın .mı."
fenerbahçeliler'in bir dönem en sevdiği tezahürat ise bütün tribünün beline kadar eğilip söylediği "cimbomun .mına kafam girsin"di. fenerliler'in, galatasaray maçlarında hala vazgeçemediği slogansa "ananın .mı galatasaray"dır. galatasaraylılar’ın buna cevabı da aynı sadelikte: "ananı .iksin galatasaray." galatasaray taraftarının beşiktaşlılar için yaptığı "inleyen nağmeler" uyarlaması da bu kategorinin en sevilen parçalarından biridir: "inleyen nağmeler/ ruhumu sardı/ bir rüya ki orda hep/ sarkılar vardı/ uçan kuşlar martılar/ siyah-beyaz oğlanlar/ cim bom bom'a do.alırlardı".
“kişiye özel” küfürler
bu bölümde son olarak "kişiye özel" küfürlerden bir örnek vermek istiyorum. ali sami yen stadı'nda galatasaray-bursaspor maçındayız. güneş tepede, kapalı tribündekiler bile pişiyor. maçın başlamasına daha üç saat var. o sırada stad hoparlöründen bir anons geldi: "bursaspor şoförü osman, bursaspor soförü osman lütfen aracınızın başına geliniz." önce kimse takmadı, ama anons defalarca tekrar edildiği için sinirlendi insanlar. anons işi yarım saat kadar sürdü. sonunda aniden tribün dalgalandı ve en az 10 bin kişi ayağa kalkıp ".ikilmis osman" diye bağırdı. ya, bu kadar adam sadece ön adını ve mesleğini bildiği bir insana neden dakikalarca küfür eder ki? hiç. yanıtı yok, ama etti işte. osman'ın düştüğü ruh hali konumuz değil, fakat ona da ayıp oldu kabul ediyorum. son galatasaray fenerbahçe maçında da fener tribünü demirlerin üzerine oturmuş formalı bir bayana koro halinde "formalı o forma .mina girsin" şeklinde bağırdı. koca tribünün kendisiyle haşır neşir olduğunun farkına varan bayan hiç istifini bozmadı, bulunduğu yerden gitmeyi kendine yediremedi.ama hemen arkadan gelen bu tezahürata dayanamadı.
"hoşuna mı gitti, şak şak şak". ve en sonunda bulunduğu yerden giderken fenerliler şöyle bağırıyordu "ohh ohhhhh, şak şak şak".
kavga öncesi ve sonrası maç öncesi ve sonrasında yaşanan kavgalarla stad içinde yaşanan gerilimlerin de özel "parçaları" mevcut. son dönem kullanılmasa da, bir zamanlar maç öncesi buluşmaların hit parçası "ölmeye ölmeye ölmeye geldik/ fener'in .mina koymaya geldik" idi. kısa zamanda karşılığı bulunmuştu: "ölecek ölecek öleceksiniz/ ananizin .mini göreceksiniz". sayısız köşe yazarının "maça ölmeye geliyorlar, tedbir alınsın" anafikirli şabalak yazılar döktürmesini sağlayan bu parça son 4-5 yıldır kullanılmamaktadır. maçtan önce birbirine yakın tutulan ve aralarında polis kordonu olan taraftarların en sevdiği slogan "bir avuç inbe, dua edin polise"dir. bunun maç sonrası versiyonu da, polis korumasında stadtan çıkarılan ve sakatlık çıkmaması için şapkalarını, bayraklarını saklayan rakip takım taraftarı için söylenen "şapkalar bayraklar döte mi girdi" sloganıdır.
içeride yaşanan gerginliklerin en eski ve unutulmaz sloganı "oraya geliriz ananızı .ikeriz"dir. son yıllarda "dışarda kaçanın .mına koyim" ve "gel, gel/gelmeyen inbe" sloganları kullanılıyor. galatasaray taraftarları kendi statlarındaki bir maçta 2000 kişilik fenerbahçe taraftar grubunun koltukları kırıp sahaya atması nedeniyle "burası sami yen burdan çıkış yok" diye bağırmıştı. maçın çıkışındaki kavgada üstün gelen fenerbahce taraftarları, bir hafta sonra kadiköy'de oynanan ilgisiz bir maçta kavgadaki zaferini galatasaraylıların sloganıyla şöyle dalga geçerek kutladı: "samiyenmiş ora/ çıkış yokmuş ordan/ ulan ibne cimbom/ has.iktir ordan has.iktir ordan."
büyük gece kavgalarının yaşandığı dönemin en tutulan bestesi de beşiktaşlılar'a ait: "ne zaman gelecek o büyük gece/ ne zaman gelecek o büyük gece/ and içtik hepimiz fener .ikmeye/ bir elde sustalı bir elde zincirle/ bekliyoruz sizi dolmabahçe'de." gündemi takip eden taraftar, "futbol kitlelerin afyonudur"cu arkadaşlar bana inanmayacak, ama taraftarlar da kıyısından köşesinden gündemi takip eder. bir fenerbahçe-galatasaray maçından önce, güneydogu'da ölen askerler için yapılan saygı duruşu sonrasında fenerliler'in "cim bom bom - pkk omuz omuza/fenerbahçe koyacak iki domuza" diye bağırması bunun klasikleşmiş örneklerinden biridir. turgut özal'ın hayatını kaybettiği saatlerde oynanacak fenerbahçe-kocaelispor maçının ani ölüm haberiyle ertelenmesi fenerbahçeliler'in "cenabet körfez" diye bağırmasına yol açmış ve işin acayibi "cenabet" sıfatı haftalarca kocaelispor'un üzerinde kalmıştı. rp eski milletvekili hasan mezarcı'nın atatürk'ün annesine hakaret ettiği iddiasiyla yargılandığı hafta, inönü ve ali sami yen stadlarında "o. çocuğu hasan mezarcı" diye bağırıldı. aczmendi müslüm gündüz'ün sevgilisi fadime şahin'le yakalanması da taraftarın "gözünden kaçmadı." bursasporlular bir beşiktaş deplasmanında aczmendiler'in zikirine benzeyen danslar etmiş ve çığlıklar atmıştı. "zikir" bitince de bütün stadın şaşkın bakışları altında ".ikilmiş beşiktaş" diye bağırdılar. beşiktaşlılar da cevabı yapıştırdı: "aczmendi inbeler/o. fadime."
müslüm gündüz olayı en büyük yankıyı 97 yılı ocak ayında oynanan elazığspor-malatya maçında buldu. müslüm gündüz'ün kentinin takımı elazığsporlular, gündüz'le basılan fadime şahin'in kentinin takımı malatyasporlular'a "biz sizin babanızız, ananızı biz .iktik" diye bağırdılar.
gündemle ilgili bir örneği de "aydınlık için bir dakika karanlık eylemi" döneminden verelim. beşiktaş-sarıyer maçıydı. maçın devre arasında kapalı tribündeki beşiktaşlılar çakmaklarını yakıp eyleme destek verdiler.
eylem, "türkiye laiktir laik kalacak" sloganıyla başladı, "mollalar iran'a" sloganıyla devam etti. sonunda da "ali şen iran'a" denilerek eylem tamamlandı. o ana kadar eyleme destek vermeyen diğer tribünler de "ali şen iran'a" sloganında koroya katıldı ve susurluk işinin faturası ali şen'e kesilmiş oldu.
gündem satanistlerle sarsılırken de boş durmadı tribünler. rakiplere iki hafta boyunca "satanist inbeler" diye bağırıldı. bir maçta hakeme de "satanist hakem" diye bağıran beşiktaşlılar gündemi de en yakından takip eden taraftar olduklarını kanıtladılar.
pankartlar
küfür işi yalnızca tezahüratlarla sınırlı değil, pankartlarda da çok olmasa bile "terbiyesizlik" yaşanır. galatasaray'ın bir tarihteki bursa deplasmanında asılan pankartta, futbol topu resminin yanında bursa yazıyordu. yani "top bursa" denilmek istendi ve bursa seyircisi delirdi haliyle. fenerbahçe'nin italya'daki parma maçına galatasaraylılar küfürlü bir pankart gönderip parma tribününe astırdılar, fenerbahçeli yöneticilerin girişimi sonunda maçın 10. dakikasında kaldırıldı pankart.
ama tarihe geçen pankartı beşiktaşlılar astı. istanbulspor başkanı cem uzan'la beşiktaş arasında yaşanan stad gerilimi sırasında kapalı tribüne "cem, uzan geliyorum" pankartı asıldı. hem pankart polisçe indirilecek kadar "terbiyesiz" değildi, hem de gereken mesaj verilmiş oluyordu.
--- alinti ---
*
evet, küfür hiç hoş birşey değil, biliyoruz... ama ilerki sayfalarda, değerli hocamız ahmad mısırlı’nın bu konudaki epey “betimsel” yazısından da anlaşılacağı gibi, küfür aslında, yürümek gibi bir refleks. ama tribünde küfür ise bambaşka. çünkü, burada devreye bir başka unsur giriyor: rekabet! işte size bir türlü kaynağını öğrenemediğimiz, ama çok “zeki”, “gözlemci” ve kıvrak bir kalemin elinden (üstelik de bir tribün çocuğu!) çıktığı aşikar olan “yakın dönem” tribün küfür tarihi...
hakemler mithatpaşa stadı'nın açıldığı yıl, yani 1947'de oynanan bir maçta hakem sulhi garan'a "inbe hakem" diye bağırıldı ve bugüne kadar gelen bir geleneğin tohumları atıldı. tribün alemine uzak olanların aklına küfür denince hakeme edilen küfürlerin gelmesi de belki bundandır, bilemiyorum.
aslında hakeme küfür meselesi, özellikle de zeka nüvesi taşımayan ve igrençlik boyutundaki küfürler, beni her zaman düşündürmüştür. maç bittikten saatler sonra görüntüleri defalarca izleyip hakem hatalarını değerlendiren emekli hakemler beni daha çok rahatsız ediyor.
"inbe hakem" sloganı günümüzde aşılmış olsa da hala en revaçta olanı. bir dönemin ünlü hakemi sadık deda, kendisi için söylenen "inbe sadık yeter artık" nedeniyle ayrı değerlendirilebilir. hakem hatalarının dozuna göre küfürün dozu da artar. kampanya başlatılıp polis zoruyla küfür edilmesinin engellendiği olaganüstü durumlarda ise "aptal hakem", "eşşek hakem", "dangalak hakem" gibi soft tepkiler kullanılır. stada yağmur yağsa hakemi sorumlu tutan fenerbahçe taraftarı son dönem "inbe federasyon, o. çocuğu hakemler" sloganıyla işi büyütmüş ve çığırdan çıkarmıştır.
hakeme edilen küfürlerle ilgili iki anımı anlatayım. birincisi, üniversite yıllarında "bir beşiktaş - galatasaray maçı yönetip, galatasaray'a beş penaltı çaldıktan sonra istifa etmek" amacıyla hakemlik kursuna gittiğim döneme ait. kursun ilk günü ankara'dan gelen bir hakem hocası yaptığı gaza getirme konuşmasını, "siz futbolun bütün çilesini çekecek genç hakem adayları, tribünlerde oturan bir avuç işsiz güçsüz serseri, size küfür edecek. bazen sokakta dolaşamayacaksınız. yılmayın, yolunuzdan dönmeyin" diye tamamlamıştı. diğer kursiyerler bu konuşma sayesinde gaza gelip hakemlik yaptılar mı bilmiyorum, ama ben hakemlik yapmayıp tribünlerdeki "bir avuç işsiz güçsüz serseri"nin arasına döndüm. affet beni hocam!
ikinci anı da, maç öncesi takılınan mekanlardan birinde geçiyor. tesadüfen aynı masada oturduğumuz bir abi, ünlü hakemlerden birinin galatasaray'a yaptığı kelekleri anlatıyor. aynı hakeme bir hafta önce galatasaray tribünlerinden ağır küfür edilmiş. nereden estiyse entellektüellik yapayım dedim ve "abi tamam da, hakeme küfür edilince ne oluyor sanki?" sorusunu sordum. abi yüzüme baktı ve daha önce de defalarca duyduğum "kardeşim,taraftar delirmiş, ne yapsın, hakemi mahkemeye mi versin?" karşılığını verdi. bu, sözün bittiği noktadır arkadaşlar. verecek hiçbir cevabım yoktu, hala da yok.
ali şen'li eserler
ben hiçbir rakip takım taraftarının süleyman seba'ya, faruk süren'e ya da aziz yıldırım'a küfrettiğini görmedim. ama ali şen, ömer çavuşoğlu, ihsan kalkavan, selim soydan ve adnan polat hemen her büyük maçta küfre maruz kaldılar.
taraftarların bu insanlara küfretme nedeninin konumları olmadığı açık, demek ki sivri çıkışlar yapan, provokatif demeçler verenler küfür yiyorlar.
bunlardan biri de fenerbahçe eski başkanı sayın ali şen. gelecekte biri çıkıp da tribünde küfürün tarihiyle ilgili bir araştırma yapmaya karar verirse, ali şen'in fenerbahçe'deki başkanlık döneminden uzun uzun bahsetmek zorunda kalacak, emin olabilirsiniz. ali şen'in, fenerbahçe hep zor durumdayken başa gelmesi ve dolayısıyla kendi taraftarlarınca büyük bir muhabbetle karşılanması rakip takım taraftarlarının her seferinde çileden çıkmasına yol açtı. bu çileden çıkma hali de son ali şen iktidarında sayısız küfürlü bestenin nedeni oldu.
fenerbahçeli taraftarların ali şen başa gelmeden önce başlattığı "ali şen başkan fenerbahçe şampiyon" tezahüratına, galatasaraylılar "şener şen başkan fenerbahçe şampiyon" sloganı ve erkoç kardeşlerin bestesini degiştirip "fener'i sen mi kurtaracaksın/ ali şen sen mi ilaç olacaksın/hastir oradan o. çocuğu/ şener şen başkan fenerbahçe şampiyon" haline getirerek cevap verdi. fenerliler bunun altında kalmayıp "ali şen başbakan" diye bağırmaya başladılar. bu atışmada noktayı beşiktaşlılar koydu: "ali şen sermaye, fenerbahçe kerhane." iş bu kadarla kalmadı tabii. galatasaray taraftarı atışmaya, "ali babanın bir çiftliği var/ çiftliğinde köpekleri var/ şampiyonluk şampiyonluk diye bağırır/ şampiyonluk yerine babayı alır" şarkısıyla ivme kattı.
fenerliler cevabı aida operasıyla verdiler: "hem taraftarla/ hem ali şen'le/hem mike mike/ fener şampiyon/ o. çocuğu cim bom bom." beşiktaşlılar'ın kayıtsız kalması düşünülemezdi, onlar da aida'nın başka bir versiyonuyla katıldı: "hem taraftarın/ hem ali şen'in/ .mına koyim/ koyim .mına/ o. çocuğu kanarya." kanarya’dan karşı cevap da gecikmedi: "hem çarşısı/hem taraftarı/pi. süleymanı/mikim ananı/ .mına kodumun kartalı."
iş o hale geldi ki, ali şen'le ilgili tüm detaylar atışmanın malzemesi olmaya başladı. beşiktaşlıların "ali şen'in dötü kocamaan" diye başlattığı tezahürat, fenerliler'in "ali şen'in miki kocamaan" karşılığıyla püskürtülmeye çalışıldı.
galatasaraylılar da, "ali şen'in miki kalkmıyor" ve "ali şen'in oğlu tüp bebek" sloganlarıyla ortama dahil oldu. ali şen'in ağzından düşürmediği puro bile tribün şarkılarının ilham kaynağıydı. galatasaraylılar'ın "iç bakalım iç bakalım/ puroları iç bakalım/ sami yen'e gel şampiyonu gör/ dötüne de sok bakalım"ı bunun veciz örneklerinden birisidir.
fenerbahçeliler, galibiyetle bitirdikleri bir galatasaray maçında "ali şen uyuma cimbom'a da sahip çık" diyerek dalgalarını geçtiler. bu sloganda diğer benzerleri gibi galatasaraylılar'ca değiştirilerek, galatasaray-bursa maçındaki kullanımıyla "ali şen uyuma bursa'ya da sahip çık" haline getirildi.
bunun sonraki aşaması fener taraftarının çığırdan çıktığı maçlarda rakip seyircinin "ali şen uyuma pi.lerine sahip çık" diye bağırmasıydı. bu sloganın en zekice kullanımının patenti de beşiktaşlılar'a ait. inönü stadı'ndaki beşiktaş -fenerbahçe maçında, kapalı tribündeki beşiktaşlılar hafiften kudurunca fenerliler "seba uyuma pi.lerine sahip çık" diye bağırmaya başladı.
beşiktaşlıların cevabı gecikmedi: "ali şen uyuma, maymunlara sahip çık". bu esnada çok sayıda fenerbahçe taraftarının aradaki demirlere tırmanmış durumda olduğunu da ekleyelim.
ali şen nefreti rakip tribünlerde öyle bir boyuta ulaşti ki, alakasız bir ikinci lig maçında (eskişehirspor-afyonspor) bile ali şen'e küfredilir hale geldi.
sayın şen çözüm olarak maçlara bir noterle gitmeye başladı ve notere küfürü tespit ettirip, küfreden seyircilerin kulüplerine dava açacağını açıkladı.
ilk hafta numarası tuttu ve galatasaray seyircisi "ali şen anlarsın ya" diye bağırıp, "ali şen'in dötü kocaman"ın ritmini çağrıştıran şarkılar söylemekle yetindiler. ama iki hafta sonra inönü stadı'nda beşiktaş-fenerbahçe maçı vardı ve beşiktaş seyircisi efsanevi yaratıcılığını yine kullandı, ali şen'in noterle geldiği görülür görülmez bütün stad ayağa kalkıp "noter tasdikli inbe ali şen" diye bağırdı.
ey güzel anadolu
küfür dalgası yalnızca istanbul tribünleriyle sınırlı kalmıyor tabii. anadolu takımlarının da, çoğu istanbul patentli küfürlü tezahüratları mevcuttur. ancak istanbul taraftarının sürpriz durumlarda geliştirdiği reflekslerin anadolu takım taraftarlarında bulunduğunu ne yazik ki söyleyemiyoruz. aksine istanbul takımlarıyla oynanan maçlarda anadolulu taraftarlar utanç verici durumlara düşerler. örneğin küfür konusunda hayli gelişmiş eskişehirsporlular'ın, istanbul'da duyulan küfürleri orijinal haliyle bir hafta sonra kullandıklarını duyabilirsiniz. ama meşhur "es es es ki ki ki eski eski es" tezahüratı fenerlilerce "es es es ki ki ki kaldır dötü ye miki" haline dönüştürülünce çaresiz dinlemiştir eskişehirliler. eskişehirliler'in çare bulamadığı, yine istanbul patentli bir başka tezahürat da "inbe tatarlar/altımızda yatarlar"dır. eskişehirliler'in yaşadığı kötü durumu karşıyakalılar'ın "kaf kaf kaf sin sin sin kaf sin kaf sin kaf"ının "kaf kaf kaf sin sin sin cimbom ananı miksin"e dönüşmesi, ankaragüçlüler'in "ankara ankara güzel ankara/seni görmek ister her bahtı kara"sının "ankara ankara güzel ankara/ seni mikmek ister her bahtı kara" olarak değiştirilmesi yüzünden yaşadığı söylenebilir. bolusporlular'a söylenen "tin tin tini mini bolu /bolu'da inbe dolu", bursasporlular'a söylenen "dünya yerinden oynar/bursa'dan erkek çıksa" ve adanalılar'a söylenen "kebapçı inbeler"i ise nereye koyacağımı bilemedim, ama söylemeden geçmek istemiyorum.
doğrudan küfür
bir rivayete göre karşı takım taraftarına doğrudan küfür edilen ilk maç 70'li yılların başında oynanan eskişehirspor-bursaspor karşılaşmasıdır. bir diğer rivayete göre ise bunun miladi fenerbahçe-diyarbakırspor arasında 1978'de oynanan maçta fenerliler'in "o. çocukları" diye bağırmasına dayanır. karşı takım taraftarına doğrudan küfredilmesinin 1993-94 sezonunda abartıldığı söylenebilir. bu yıl, beşiktaşlılar bursasporla oynadıkları maçta sürekli fenerbahçe'ye küfrettiler. "bitlis'te üç minare" adlı türküden uyarlanan parça şöyleydi: "karşıda üç beş inbe/ beri gel fener beri gel/ ormandan kestim çamı/fener ananın .mı."
fenerbahçeliler'in bir dönem en sevdiği tezahürat ise bütün tribünün beline kadar eğilip söylediği "cimbomun .mına kafam girsin"di. fenerliler'in, galatasaray maçlarında hala vazgeçemediği slogansa "ananın .mı galatasaray"dır. galatasaraylılar’ın buna cevabı da aynı sadelikte: "ananı .iksin galatasaray." galatasaray taraftarının beşiktaşlılar için yaptığı "inleyen nağmeler" uyarlaması da bu kategorinin en sevilen parçalarından biridir: "inleyen nağmeler/ ruhumu sardı/ bir rüya ki orda hep/ sarkılar vardı/ uçan kuşlar martılar/ siyah-beyaz oğlanlar/ cim bom bom'a do.alırlardı".
“kişiye özel” küfürler
bu bölümde son olarak "kişiye özel" küfürlerden bir örnek vermek istiyorum. ali sami yen stadı'nda galatasaray-bursaspor maçındayız. güneş tepede, kapalı tribündekiler bile pişiyor. maçın başlamasına daha üç saat var. o sırada stad hoparlöründen bir anons geldi: "bursaspor şoförü osman, bursaspor soförü osman lütfen aracınızın başına geliniz." önce kimse takmadı, ama anons defalarca tekrar edildiği için sinirlendi insanlar. anons işi yarım saat kadar sürdü. sonunda aniden tribün dalgalandı ve en az 10 bin kişi ayağa kalkıp ".ikilmis osman" diye bağırdı. ya, bu kadar adam sadece ön adını ve mesleğini bildiği bir insana neden dakikalarca küfür eder ki? hiç. yanıtı yok, ama etti işte. osman'ın düştüğü ruh hali konumuz değil, fakat ona da ayıp oldu kabul ediyorum. son galatasaray fenerbahçe maçında da fener tribünü demirlerin üzerine oturmuş formalı bir bayana koro halinde "formalı o forma .mina girsin" şeklinde bağırdı. koca tribünün kendisiyle haşır neşir olduğunun farkına varan bayan hiç istifini bozmadı, bulunduğu yerden gitmeyi kendine yediremedi.ama hemen arkadan gelen bu tezahürata dayanamadı.
"hoşuna mı gitti, şak şak şak". ve en sonunda bulunduğu yerden giderken fenerliler şöyle bağırıyordu "ohh ohhhhh, şak şak şak".
kavga öncesi ve sonrası maç öncesi ve sonrasında yaşanan kavgalarla stad içinde yaşanan gerilimlerin de özel "parçaları" mevcut. son dönem kullanılmasa da, bir zamanlar maç öncesi buluşmaların hit parçası "ölmeye ölmeye ölmeye geldik/ fener'in .mina koymaya geldik" idi. kısa zamanda karşılığı bulunmuştu: "ölecek ölecek öleceksiniz/ ananizin .mini göreceksiniz". sayısız köşe yazarının "maça ölmeye geliyorlar, tedbir alınsın" anafikirli şabalak yazılar döktürmesini sağlayan bu parça son 4-5 yıldır kullanılmamaktadır. maçtan önce birbirine yakın tutulan ve aralarında polis kordonu olan taraftarların en sevdiği slogan "bir avuç inbe, dua edin polise"dir. bunun maç sonrası versiyonu da, polis korumasında stadtan çıkarılan ve sakatlık çıkmaması için şapkalarını, bayraklarını saklayan rakip takım taraftarı için söylenen "şapkalar bayraklar döte mi girdi" sloganıdır.
içeride yaşanan gerginliklerin en eski ve unutulmaz sloganı "oraya geliriz ananızı .ikeriz"dir. son yıllarda "dışarda kaçanın .mına koyim" ve "gel, gel/gelmeyen inbe" sloganları kullanılıyor. galatasaray taraftarları kendi statlarındaki bir maçta 2000 kişilik fenerbahçe taraftar grubunun koltukları kırıp sahaya atması nedeniyle "burası sami yen burdan çıkış yok" diye bağırmıştı. maçın çıkışındaki kavgada üstün gelen fenerbahce taraftarları, bir hafta sonra kadiköy'de oynanan ilgisiz bir maçta kavgadaki zaferini galatasaraylıların sloganıyla şöyle dalga geçerek kutladı: "samiyenmiş ora/ çıkış yokmuş ordan/ ulan ibne cimbom/ has.iktir ordan has.iktir ordan."
büyük gece kavgalarının yaşandığı dönemin en tutulan bestesi de beşiktaşlılar'a ait: "ne zaman gelecek o büyük gece/ ne zaman gelecek o büyük gece/ and içtik hepimiz fener .ikmeye/ bir elde sustalı bir elde zincirle/ bekliyoruz sizi dolmabahçe'de." gündemi takip eden taraftar, "futbol kitlelerin afyonudur"cu arkadaşlar bana inanmayacak, ama taraftarlar da kıyısından köşesinden gündemi takip eder. bir fenerbahçe-galatasaray maçından önce, güneydogu'da ölen askerler için yapılan saygı duruşu sonrasında fenerliler'in "cim bom bom - pkk omuz omuza/fenerbahçe koyacak iki domuza" diye bağırması bunun klasikleşmiş örneklerinden biridir. turgut özal'ın hayatını kaybettiği saatlerde oynanacak fenerbahçe-kocaelispor maçının ani ölüm haberiyle ertelenmesi fenerbahçeliler'in "cenabet körfez" diye bağırmasına yol açmış ve işin acayibi "cenabet" sıfatı haftalarca kocaelispor'un üzerinde kalmıştı. rp eski milletvekili hasan mezarcı'nın atatürk'ün annesine hakaret ettiği iddiasiyla yargılandığı hafta, inönü ve ali sami yen stadlarında "o. çocuğu hasan mezarcı" diye bağırıldı. aczmendi müslüm gündüz'ün sevgilisi fadime şahin'le yakalanması da taraftarın "gözünden kaçmadı." bursasporlular bir beşiktaş deplasmanında aczmendiler'in zikirine benzeyen danslar etmiş ve çığlıklar atmıştı. "zikir" bitince de bütün stadın şaşkın bakışları altında ".ikilmiş beşiktaş" diye bağırdılar. beşiktaşlılar da cevabı yapıştırdı: "aczmendi inbeler/o. fadime."
müslüm gündüz olayı en büyük yankıyı 97 yılı ocak ayında oynanan elazığspor-malatya maçında buldu. müslüm gündüz'ün kentinin takımı elazığsporlular, gündüz'le basılan fadime şahin'in kentinin takımı malatyasporlular'a "biz sizin babanızız, ananızı biz .iktik" diye bağırdılar.
gündemle ilgili bir örneği de "aydınlık için bir dakika karanlık eylemi" döneminden verelim. beşiktaş-sarıyer maçıydı. maçın devre arasında kapalı tribündeki beşiktaşlılar çakmaklarını yakıp eyleme destek verdiler.
eylem, "türkiye laiktir laik kalacak" sloganıyla başladı, "mollalar iran'a" sloganıyla devam etti. sonunda da "ali şen iran'a" denilerek eylem tamamlandı. o ana kadar eyleme destek vermeyen diğer tribünler de "ali şen iran'a" sloganında koroya katıldı ve susurluk işinin faturası ali şen'e kesilmiş oldu.
gündem satanistlerle sarsılırken de boş durmadı tribünler. rakiplere iki hafta boyunca "satanist inbeler" diye bağırıldı. bir maçta hakeme de "satanist hakem" diye bağıran beşiktaşlılar gündemi de en yakından takip eden taraftar olduklarını kanıtladılar.
pankartlar
küfür işi yalnızca tezahüratlarla sınırlı değil, pankartlarda da çok olmasa bile "terbiyesizlik" yaşanır. galatasaray'ın bir tarihteki bursa deplasmanında asılan pankartta, futbol topu resminin yanında bursa yazıyordu. yani "top bursa" denilmek istendi ve bursa seyircisi delirdi haliyle. fenerbahçe'nin italya'daki parma maçına galatasaraylılar küfürlü bir pankart gönderip parma tribününe astırdılar, fenerbahçeli yöneticilerin girişimi sonunda maçın 10. dakikasında kaldırıldı pankart.
ama tarihe geçen pankartı beşiktaşlılar astı. istanbulspor başkanı cem uzan'la beşiktaş arasında yaşanan stad gerilimi sırasında kapalı tribüne "cem, uzan geliyorum" pankartı asıldı. hem pankart polisçe indirilecek kadar "terbiyesiz" değildi, hem de gereken mesaj verilmiş oluyordu.
--- alinti ---
*