resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:67
Uyruk:İtalya
  • 184
    öncelikle italya liginde fiorentina'nın başındayken elde ettiği galibiyet oranlarına bakalım derim. özellikle de deplasman maçlarına..
    2005-2006 sezonunda 38 maçta 22 galibiyet elde etmiş, 16'sı içeride, 6'sı dış sahada. aynı zamanda toplamda 8 kez mağlup olurken, bunların 6'sını dış sahada, 2'sini de iç sahada yaşamış. 8 kez berabere kalmış ve bunların 7'si deplasmanda, 1'i de iç sahada. en önemli ayrıntı ise şike mevzusundan dolayı takımı lige 30 puan geride başlamış ve buna karşılık elde ettiği başarı az - buz değil. çünkü 30 puanlık bir kayıp söz konusu olmasa ligi şampiyon olan inter'den, sadece 2 puan geride bitirecekmiş. bu sezon özelinde gayet yeterli ve başarılı bir performansının olduğunu söyleyebiliriz.

    2006-2007 sezonunda 38 maçta 21 galibiyet elde etmiş, 15'i içeride, 6'sı dış sahada. toplamda 7 kez mağlup olurken, bunların 5'ini dış sahada, 2'sini de iç sahada yaşamış. yine bu sezonda 10 kez beraberlik yaşamış ve bunların 8'i dış sahada, 2 tanesi de iç sahada gerçekleşmiş. şike mevzusundan dolayı lige - 15 puan ile başlamış ve toplamda 58 puan toplayarak ligi 5. bitirmiş. 31 golle ligin en az gol yiyen takımı olurken, attığı 62 golle de ligin en çok gol atan 3. takımı olmuş fiorentina. takımının başındaki ikinci sezonda gösterdiği performanstan da görüleceği üzere, ligi ilk sezondan daha iyi bir noktada bitirmiş ve takımını daha üst seviyelere taşımış.

    2007-2008 sezonunda 38 maçta 19 galibiyet elde etmiş, bunların 12'si iç sahada, 7'si dış sahada. toplamda 10 mağlubiyet alırken, bunların 3 tanesini iç sahada, 7 tanesini de dış sahada yaşamış. aynı sezonda 9 kez berabere kalmış, bunların 4'ü içeride, 5'i ise dış sahada gerçekleşmiş. bu performans sonucunda ligi 66 puan ile dördüncü olarak bitirmiş. toplamda ilk defa 70 puanın altına düştüğünü görüyoruz kendisinin. geçtiğimiz iki sezonuna oranla, ligdeki mağlubiyet sayısının artması ve topladığı puanın düşmesi nedeniyle bir miktar başarısız olduğunu gözlemliyoruz.

    2008-2009 sezonunda 38 maçta 21 galibiyet elde etmiş, bunların 14'ü iç sahada, 7'si de dış sahada gerçekleşmiş. toplam 12 mağlubiyet almış, bunların 3'ü içeride, 9'u da dış sahada meydana gelmiş. aynı sezonda yaşadığı 5 beraberliğin 2 tanesi iç sahada, 3 tanesi de deplasmanda meydana gelmiş. ligi 68 puanla 4. sırada bitirmiş ve bir önceki sezonda yakaladığı performansı tekrarlamış. bu sezon dikkat çeken şey ise takımının deplasmanlardan puan çıkarma alışkanlığının azalması ve mağlubiyet oranında meydana gelen artış diye düşünüyorum.

    2009-2010 sezonunda, yani fiorentina'yı çalıştırdığı son sezonda ise, 38 maçta sadece 13 galibiyet elde ederken, bunların 9'u iç sahada, 4'ü ise dış sahada gerçekleşmiş. toplamda 17 mağlubiyet yaşarken, iç sahada 7, dış sahada da 10 maçını kaybetmiş takımı. elde ettiği 8 beraberliğin de, 3'ü iç sahada, 5'i dış sahada gerçekleşmiş ve bu performans neticesinde takımı ligi 47 puanla 11. sırada bitirmiş. sanırım bu sezonunu yorumlamama gerek yok, gayet başarısız olmuş kendisi.

    tüm bu verilerin ışığında konuşacak olursam, kendisi bizim takımımıza yeni geldiği için fiorentina'daki ilk yıllarını baz alıyorum, iç sahada müthiş bir galibiyet oranı yakalamış, dış sahada italya ligi gibi zor bir ligde olabildiğince fazla puan toplamış ve şike sürecinden dolayı dağılmış olan takımıyla, yapabileceğinin en mükemmelini yapmış. fiorentina kariyerinin sonuna doğru takımı düşüşe geçmiş, ki bunu doğal görüyorum ve bunun neticesinde de fiorentina ile olan ilişkisi sona ermiş. bizim ülkemizde oynanan ve bizim bile doğru dürüst açıklayamadığımız ama gözlemlerimiz sonucu meleke haline getirdiğimiz tanımsız oyun tarzını kapabilirse, biz seneye şampiyon oluruz. çünkü adam zoru başarmayı seven bir yapıya sahip. öyle olmasa -30 puanla başladığı sezonda şampiyondan sadece 2 puan eksik toplamazdı, daha sıradan bir performans ile idare ederdi. ama burayı da italya gibi düşünüp, "ben deplasmanda ne kadar çok berabere kalırsam o kadar iyidir" mantığı ile hareket ederse, sonu mancini'den çok da farklı olmaz gibime geliyor. bu bağlamda kendisine karşı herhangi bir önyargım söz konusu değil, yönetim ve teknik heyet deplasman mevzusunu anlatıp, onu deplasmanlarda beraberliğe değil de galibiyete oynatabilirse ve ceyhun gibi adamların sadece önde olduğumuz maçlarda zaman geçirmek amacıyla son 5 dk. oyuna sokulması gerektiğini anlatabilirse başarılı olmaması için hiçbir neden yok. o yüzden ben kendisine güveniyorum. mancini taraftara karşı biraz soğuk bir adamdı, kulübeden kalkıp maçı izlemek bile zulüm geliyordu bence ona, ama prandelli görebildiğim kadarıyla maça müdahale etmeyi seven, oyuncularıyla ilişkilerini olabildiğince esnek ve geniş tutan bir adam. bu özellikleriyle bizim ülkemiz için biçilmiş kaftan. gerisi taraftarın onu bağrına basmasına ve futbolcuların yüreklerini sahaya koymalarına kalıyor. şansı bol, bahtı açık olsun...
App Store'dan indirin Google Play'den alın