13
bilindiği üzere, türk milleti tarihin en eski uluslarından biridir. bağımsızlığımıza düşkün olmamız, bu uğurda her türlü mücadeleyi vermemiz ve bugüne dek hiçbir milletin baskısı altına girmeden gelmemiz, bu özelliğimizden kaynaklanır.
"at, avrat, silah" gibi bir atasözüne sahip olabilecek kadar savaşçı bir milletiz. bu sebeple, silahlar hep var olmuştur tarihimizde. bir çeşit savunma, yeri geldiğinde saldırı aracıdır bu silahlar. zamanla iş öyle yerlere gelmiş ki, sevinçlerimizin içine bile silahı dahil etmişiz. düğün olur, silahlar çıkar; bayram olur, silahlar çıkar; bir yerde kutlama yapılır, silahlar yine sahnededir. bir tezat mevcut burda. silah ölümü çağrıştırır insana, en azından bana bunu hatırlatıyor. peki, insanların mutlu günlerinde ölümü çağrıştıran bir nesneyle işleri ne? tamam savaşçı milletmişiz; ama eskiden savaş vardı. şimdi göremiyorum ben öyle bir şey.
gelelim kazanılan maç sonrası kutlamaya. milli takım maçları sonrasında oldukça artıyor bu durum. amaç ne, gerçekten merak ediyorum. sen silahı sıktın rastgele, noldu? 3 puan yerine 5 puan mı yazdılar takıma? hiç mi düşünmezsin, silahından çıkan bir kurşun bir can alır diye? o kadar mı oksijensiz kalıyor beynin? bir insanı öldürmek bu kadar kolay mı sence? bırakmıyorsunuz ki doya doya yaşayalım sevincimizi. balkona çıkıp sokaktaki insanları sevinçlerini izleyelim. her maç sonrası korkuyor insan, "bu kez sıra geldi mi acaba?" diye düşünüyor, ister istemez. bırakın da, kurşunlara hedef olmamak için evde kendimizi kollamak zorunda kalmayalım. bırakın da evimizde rahat edelim. sokakları yeterince kirlettiniz zaten. ne yazık ki, bu ülkede eline silah alan herkes potansiyel katil benim gözümde.
"at, avrat, silah" gibi bir atasözüne sahip olabilecek kadar savaşçı bir milletiz. bu sebeple, silahlar hep var olmuştur tarihimizde. bir çeşit savunma, yeri geldiğinde saldırı aracıdır bu silahlar. zamanla iş öyle yerlere gelmiş ki, sevinçlerimizin içine bile silahı dahil etmişiz. düğün olur, silahlar çıkar; bayram olur, silahlar çıkar; bir yerde kutlama yapılır, silahlar yine sahnededir. bir tezat mevcut burda. silah ölümü çağrıştırır insana, en azından bana bunu hatırlatıyor. peki, insanların mutlu günlerinde ölümü çağrıştıran bir nesneyle işleri ne? tamam savaşçı milletmişiz; ama eskiden savaş vardı. şimdi göremiyorum ben öyle bir şey.
gelelim kazanılan maç sonrası kutlamaya. milli takım maçları sonrasında oldukça artıyor bu durum. amaç ne, gerçekten merak ediyorum. sen silahı sıktın rastgele, noldu? 3 puan yerine 5 puan mı yazdılar takıma? hiç mi düşünmezsin, silahından çıkan bir kurşun bir can alır diye? o kadar mı oksijensiz kalıyor beynin? bir insanı öldürmek bu kadar kolay mı sence? bırakmıyorsunuz ki doya doya yaşayalım sevincimizi. balkona çıkıp sokaktaki insanları sevinçlerini izleyelim. her maç sonrası korkuyor insan, "bu kez sıra geldi mi acaba?" diye düşünüyor, ister istemez. bırakın da, kurşunlara hedef olmamak için evde kendimizi kollamak zorunda kalmayalım. bırakın da evimizde rahat edelim. sokakları yeterince kirlettiniz zaten. ne yazık ki, bu ülkede eline silah alan herkes potansiyel katil benim gözümde.