2
endüstrisi milyar euro'larla ifade edilen futbol sektörü için türk eğitim sisteminin bir an önce devreye sokması gereken sosyal mühendislik alanı.
şöyle ki;
türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler yıllık 50 ila 150 milyar dolarlık - yani kabaca 120 milyar euro'luk bir ihracat hacmine sahipler. bu rakam, sektör sayısıyla orantılandığında sektör başına düşen maksimum pay 5-15 milyar euro civarında bir hacime karşılık geliyor.
türkiye, 70 milyonun üzerinde nüfusa sahip bir ülke. bu ülkede genç nüfus, avrupa ülkelerinde mevcut olan genç nüfusun tamamının yarısı kadar. dolayısıyla futbol endüstrisine hammadde olarak katılacak iş gücünün çok büyük bir kısmının türkiyeden sağlanması mümkün hatta şart.
mantık hatası da burada devreye giriyor. türkiye'nin çeyreği büyüklükteki ülkelerin futbol endüstrisi kapsamında kendi ülkelerinden dış ülkelere ihraç ettiği futbolcu sayısı ve bu futbolculardan elde edilen "dış gelir", yıllık 2 milyar doların üzerinde. bu rakama, takımlarına dışarıdan aldıkları sponsorluk ücretleri ve müsabaka gelirleri dahil değil.
dahası, özellikle türkiye gibi projelendirilmemiş organizasyonlar, takım kurmak, başarılı olmak gibi kavramlar adı altında "gelir elde edebilecekleri" en önemli kapıda "zarar eden" konumuna dönmüş durumda.
son 10 senede türk futboluna doğrudan ya da dolaylı şekilde dışarıdan gelen kaynak miktarı, aynı dönemde türkiye'den dışarı akıtılan kaynak miktarının 2 katı.
işin bu aşamasında akademik bilgi ve mühendislik disiplininin devreye girmesi şart.
yoksa yıllar sonra "kaynaklarımızı nasıl tükettik?" başlıklı tarihi araştırmalar izleyebiliriz.
şöyle ki;
türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler yıllık 50 ila 150 milyar dolarlık - yani kabaca 120 milyar euro'luk bir ihracat hacmine sahipler. bu rakam, sektör sayısıyla orantılandığında sektör başına düşen maksimum pay 5-15 milyar euro civarında bir hacime karşılık geliyor.
türkiye, 70 milyonun üzerinde nüfusa sahip bir ülke. bu ülkede genç nüfus, avrupa ülkelerinde mevcut olan genç nüfusun tamamının yarısı kadar. dolayısıyla futbol endüstrisine hammadde olarak katılacak iş gücünün çok büyük bir kısmının türkiyeden sağlanması mümkün hatta şart.
mantık hatası da burada devreye giriyor. türkiye'nin çeyreği büyüklükteki ülkelerin futbol endüstrisi kapsamında kendi ülkelerinden dış ülkelere ihraç ettiği futbolcu sayısı ve bu futbolculardan elde edilen "dış gelir", yıllık 2 milyar doların üzerinde. bu rakama, takımlarına dışarıdan aldıkları sponsorluk ücretleri ve müsabaka gelirleri dahil değil.
dahası, özellikle türkiye gibi projelendirilmemiş organizasyonlar, takım kurmak, başarılı olmak gibi kavramlar adı altında "gelir elde edebilecekleri" en önemli kapıda "zarar eden" konumuna dönmüş durumda.
son 10 senede türk futboluna doğrudan ya da dolaylı şekilde dışarıdan gelen kaynak miktarı, aynı dönemde türkiye'den dışarı akıtılan kaynak miktarının 2 katı.
işin bu aşamasında akademik bilgi ve mühendislik disiplininin devreye girmesi şart.
yoksa yıllar sonra "kaynaklarımızı nasıl tükettik?" başlıklı tarihi araştırmalar izleyebiliriz.

