10
öncelikle biraz distopik roman önerileri ile başlayalım:)
ursula k. le guin'in mülksüzler kitabını okuyunuz okutturunuz. anarşizm ile ilgili yazılmış en güzel distopik(ya da ütopik :) ) romandır kendisi. ursula teyzemizi seviyoruz.
aynı zamanda aldous huxley'in 'cesur yeni dünya'sı yazılmış en iyi distopik(ki bence bu da ütopik) romandır bence.
george orwell'dan 1984 tabi ki en klasik distopya romanı distopya'ya giriş için okunabilir. fahrenheit 451 yine klasik bir distopik roman olarak okunabilir. ama her iki kitabında filmi yapılmıştır ve ciddi kötüdür bu yüzden filmleri es geçip itinayla kitabını okumanızı tavsiye ederim:)
william golding'in sineklerin tanrısı na kesinlikle ayrı bir parantez açmak gerekir. ortaokul'da iken ilk kez okumuş ardından üniversitede iki kez daha okuduğum bu romanda her okuyuşumda bambaşka şeyler kazandım, distopik romanlar arasında mülksüzler ve 1984'den sonra gelen 3. favorim diyebilirim. aynı zamanda aynı isimle yapılmış filmide gayet doyurucudur.
jose saramango'dan 'körlük'ü kesinlikle unutmamak gerek. bir anda dünyada ki herkesin kör olduğunu ve sadece sizin görebildiğinizi düşünün. keyifli olur muydu diye düşünüyorsunuz? işin aslı pek öyle olmuyor. gerçekten leziz bir roman okuyun efendim.
paul auster'ın distopyası son şeyler ülkesi ise şahsen çok beğenmediğim biraz yavan bir kitap idi. yinede bazı betimlemeler(insanların ötenazi tercihi ile kendilerini öldürtmek için şirketle anlaşmaları ve bu şirketlerin sundukları çeşitli 'olanaklar' pek güzel idi) hoş. aynı zamanda çok satan yazar paul auster'ın hiç alışık olmadığınız tarzda bir kitabı olarak bulacaksınız.
ursula k. le guin'in mülksüzler kitabını okuyunuz okutturunuz. anarşizm ile ilgili yazılmış en güzel distopik(ya da ütopik :) ) romandır kendisi. ursula teyzemizi seviyoruz.
aynı zamanda aldous huxley'in 'cesur yeni dünya'sı yazılmış en iyi distopik(ki bence bu da ütopik) romandır bence.
george orwell'dan 1984 tabi ki en klasik distopya romanı distopya'ya giriş için okunabilir. fahrenheit 451 yine klasik bir distopik roman olarak okunabilir. ama her iki kitabında filmi yapılmıştır ve ciddi kötüdür bu yüzden filmleri es geçip itinayla kitabını okumanızı tavsiye ederim:)
william golding'in sineklerin tanrısı na kesinlikle ayrı bir parantez açmak gerekir. ortaokul'da iken ilk kez okumuş ardından üniversitede iki kez daha okuduğum bu romanda her okuyuşumda bambaşka şeyler kazandım, distopik romanlar arasında mülksüzler ve 1984'den sonra gelen 3. favorim diyebilirim. aynı zamanda aynı isimle yapılmış filmide gayet doyurucudur.
jose saramango'dan 'körlük'ü kesinlikle unutmamak gerek. bir anda dünyada ki herkesin kör olduğunu ve sadece sizin görebildiğinizi düşünün. keyifli olur muydu diye düşünüyorsunuz? işin aslı pek öyle olmuyor. gerçekten leziz bir roman okuyun efendim.
paul auster'ın distopyası son şeyler ülkesi ise şahsen çok beğenmediğim biraz yavan bir kitap idi. yinede bazı betimlemeler(insanların ötenazi tercihi ile kendilerini öldürtmek için şirketle anlaşmaları ve bu şirketlerin sundukları çeşitli 'olanaklar' pek güzel idi) hoş. aynı zamanda çok satan yazar paul auster'ın hiç alışık olmadığınız tarzda bir kitabı olarak bulacaksınız.