523
bir türlü ısınamadığım çağımızın üst düzey basketbolcularından. cleveland döneminde sıradan bir nba izleyicisi olarak nötr bir şekilde seyrederdim kendisini. ne zaman miami'ye gitti nötr durumum ufak da olsa sekteye uğradı. keşke miami'yi tercih etmeseydi diye düşündürttü bana. dwyane wade gibi bir liderin takımında başka bir lider karakterli oyuncuyu görmek istemedim sanırım emin değilim. bu yüzden dallas'a kaptırdıkları şampiyonluk serisinde gayet de tatmin olmuştum diyebilirim. tabi bu tatminkar durumun altında yatan asıl neden antipatik bulduğum miami big three'sinden çok nowitzki'nin yüzüğünü almasıydı. nowitzki'nin bir daha benzer bir başarı yakalayamayacağını miami'nin ise öyle veya böyle gelecek sezonlarda bir şekilde şampiyonluk kazanacağını nowitzki'nin kendisi dahil herkes biliyordu sanırım. zaten hemen sonraki sezon oklahoma city'i saf dışı bırakıp şampiyon oldu miami. işte bu şampiyonluktan sonra hakkındaki nötr düşüncelerimin sekteye uğramasını bizzat lebron haklı çıkarttı diyebilirim. eyvallah etrafındaki herkes kendisine ''king'' lakabını yakıştırıyor olabilir ve yine eyvallah bu lakabı anasının ak sütü gibi hak etti ama izlediğim bir röportajında ya da herhangi bir görselde şimdi emin değilim ''i'm king james'' demesi bende hayal kırıklığı yarattı. basketbol tarihinin en büyük 'loser'ı olmasına ramak kalmışken itibarını kurtaran bir şampiyonluktan hemen sonra ''i'm king, bitch'' diye gezmesini oldukça absürt bulmuştum. etrafındaki herkes sana king diyor zaten senin kendini i'm king james diye tanıtman tamamen gereksiz ve ego tatmininden başka bir şey değil. sevemiyorum seni süt oğlan. babanı tanımıyorum ama tanısaydım onu da sevmezdim eminim. bu yüzden üst üste üçüncü yüzüğü kazanmanı istemiyorum. umarım konferans finalinde indiana'ya elenir takımın ve ben de san antonio - indiana nba finallerini şöyle ayaklarımı uzatmış bir şekilde bir yandan da cipsimi atıştırarak izlerim.