3190
taktiksel değişiklikle maçı çevirdiğini düşünmek abesle iştigal. 3 mayıs 2014 galatasaray gençlerbirliği maçını kendisine rağmen kazandık resmen. maç içinde o kadar fazla değişiklik yapıyor ki artık takım da sahada ne oynadığını veya ne oynayacağını bilemiyor resmen. mesela bu maçta veysel - umut ve hajrovic - chedjou değişiklikleri var ki taktikle, dizilişle açıklanamayacak kadar mantıksız kararlar. belki 2-0 geriye düştüğümüz anda veysel - sabri yapmayı akıl edebilse son dakikaya kadar karın ağrısı çekmeyecektik. futbolu gerçek anlamda iyi bildiğimi düşünüyorum ama mancini bazen öyle uçuk oyuncu değişiklikleri yapıyor ki takımın sahada nasıl dizileceğine, hangi oyuncunun nerede duracağına anlam veremiyorum. doğal olarak sahadaki oyuncuların da kafası karışıyor. mesela takım 2-2'yi bulmuşken ve kalan dakikalarda gol atma şansı yüksekken top sürme, dribling ve orta yeteneklerinden yoksun semih'in sağ beke gönderilmesi, sabri'nin sol açığa gönderilmesi en somut örnekler.
ayrıca en az mancini kadar oynamayan oyuncular da suçlu ama buradaki kontrol de yine mancini'de. kötü oynayan oyuncudan formayı alma hakkına sahip değil mi bu adam? o zaman kaçak oynayan, sorumluluk almayan, oyun kurma görevini yan pas ve burak'a uzun top atmaktan ibaret gören, 3 rakip oyuncunun arasındayken demarke olmayı akıl edemeyen formsuz selçuk'ta neden ısrar ediyor? isteyerek aldığı ve bizim de 1-2 maçta görüp beğendiğimiz umut gündoğan'ı neden kulübeye hapsediyor? şans verilse selçuk'un yaptıklarını yapamayacak kadar kötü durumda mı bu adam? 5-2 kazandığımız bursa maçında çılgın atan sabri varken neden veysel? oyuncuyu iyi performansından dolayı ödüllendiren, kaptanlık pazubandını iyi oynayana vererek bir nevi ödül sistemi yaratan mancini'yle bu hareketi yapan mancini çelişmiyor mu? 4-0'lık kasımpaşa hezimetini yaşatan, 10 kişi kalmış elazığ'a karşı 1-0'ı zor koruyan takım buyken değişiklik yapmayıp aynı formsuz oyuncuları sahaya sürmenin, çare aramamanın mantığı nedir? o yüzden bilerek oynamayan varsa ki bu çok ciddi bir iddia, burada aslan payı yine o adamı takımdan kesmeyen mancini'dedir.
sonuç olarak bugün 2-0'dan geri gelip maçı almış olmamızda mancini'nin yaptığı anlamsız değişikliklerin katkısının olduğunu düşünmüyorum. tamamen ilk yarı yatan takımın ikinci yarı 'canı istediği için' oynamak istemesinden dolayı geri döndük. geleceğe dair olarak da mancini'nin belli başlı hatalarından vazgeçmeyeceği ve takıma uzun vadede hayrı olmayacağı düşünüldüğü için -doğal olarak- galibiyete rağmen istifaya davet edilmiştir. umarım lig 2.liği ve türkiye kupası ile uğurlarız kendisini. aksi takdirde kendisinin takımın başında kalması demek, 2 sezonumuzun heba olması demek.
edit: mancini'yi eleştirmek, takıma bir şey katamayacağını ve istifa etmesi gerektiğini söylemek neden fatih terim sempatizanlığı olarak algılanıyor? aynı anda hem mancini'nin faydalı olamayacağını hem de fatih terim'in ihanet ettiği düşüncesini taşıyamaz mı birisi? ne zaman ki bu kalıplardan kurtuluruz, o zaman daha sağlıklı bir tartışma ortamı olur.
ayrıca en az mancini kadar oynamayan oyuncular da suçlu ama buradaki kontrol de yine mancini'de. kötü oynayan oyuncudan formayı alma hakkına sahip değil mi bu adam? o zaman kaçak oynayan, sorumluluk almayan, oyun kurma görevini yan pas ve burak'a uzun top atmaktan ibaret gören, 3 rakip oyuncunun arasındayken demarke olmayı akıl edemeyen formsuz selçuk'ta neden ısrar ediyor? isteyerek aldığı ve bizim de 1-2 maçta görüp beğendiğimiz umut gündoğan'ı neden kulübeye hapsediyor? şans verilse selçuk'un yaptıklarını yapamayacak kadar kötü durumda mı bu adam? 5-2 kazandığımız bursa maçında çılgın atan sabri varken neden veysel? oyuncuyu iyi performansından dolayı ödüllendiren, kaptanlık pazubandını iyi oynayana vererek bir nevi ödül sistemi yaratan mancini'yle bu hareketi yapan mancini çelişmiyor mu? 4-0'lık kasımpaşa hezimetini yaşatan, 10 kişi kalmış elazığ'a karşı 1-0'ı zor koruyan takım buyken değişiklik yapmayıp aynı formsuz oyuncuları sahaya sürmenin, çare aramamanın mantığı nedir? o yüzden bilerek oynamayan varsa ki bu çok ciddi bir iddia, burada aslan payı yine o adamı takımdan kesmeyen mancini'dedir.
sonuç olarak bugün 2-0'dan geri gelip maçı almış olmamızda mancini'nin yaptığı anlamsız değişikliklerin katkısının olduğunu düşünmüyorum. tamamen ilk yarı yatan takımın ikinci yarı 'canı istediği için' oynamak istemesinden dolayı geri döndük. geleceğe dair olarak da mancini'nin belli başlı hatalarından vazgeçmeyeceği ve takıma uzun vadede hayrı olmayacağı düşünüldüğü için -doğal olarak- galibiyete rağmen istifaya davet edilmiştir. umarım lig 2.liği ve türkiye kupası ile uğurlarız kendisini. aksi takdirde kendisinin takımın başında kalması demek, 2 sezonumuzun heba olması demek.
edit: mancini'yi eleştirmek, takıma bir şey katamayacağını ve istifa etmesi gerektiğini söylemek neden fatih terim sempatizanlığı olarak algılanıyor? aynı anda hem mancini'nin faydalı olamayacağını hem de fatih terim'in ihanet ettiği düşüncesini taşıyamaz mı birisi? ne zaman ki bu kalıplardan kurtuluruz, o zaman daha sağlıklı bir tartışma ortamı olur.