63
tekrar yazmak zorunda hissediyorum, bu başlık altında son fikir beyan edişim olacak. burada kalkıp doğrudan galatasaraylılık, dolaylı yoldan ahlak dersi veriyorsunuz; eyvallah. hepiniz editleyin girilerinizi. herkes yazsın; "şurada oturuyorum, kombinem var/yok" diye. kombinesi olmasına rağmen gitmeyeceği, gidemeyeceği bir futbol maçı için kombinesini bedel karşılığı bir başkasına devretmeyi düşünen insanlara taban-tavan fiyat belirleyenler varsa aranızda, onlara teker teker mesaj atıp "seninle tartışacak bir şeyimiz yok. belli ki; sen benden daha ahlaklı ve daha galatasaraylı bir kardeşsin. affet." biçiminde özürlerimi ileteceğim. ben çok iddialıyım, bu başlık altında bu giri ile birlikte altmış altı giri olacak. iki tanesi bana ait, geriye altmış dört kalır. benden başka kimsenin ikilemediğini varsayarsak; geriye dönüp bakmaya üşeniyorum; en fazla üç-beş kişiye mesaj atmak zorunda kalırım. geriye kalan altmış kişinin durumu yukarıda tarif ettiğim gibi çıkacak, biliyorum.
yani güzel kardeşim; sen burada futbol romantikliği ile soslanmış bencillik yapıyorsun, bunu da ahlak diye satıyorsun. ben buna tav oluyorum. daha önce de belirttim, kendi namıma tek bir lira kazanmadım yıllardır aldığım kombinelerden. fakat yaptığınız tutarsız. futbol romantikliği ise mesele; bu işin esasında bütün dünyada insanlar şehrinin takımını tutar mesela. birisi kalksa size buradan vursa, nasıl olacak? olmayacak değil mi? evet, o da olmayacak; bu da olmuyor. öğrenci adam, kombine almış, adamın kombinesine birisi gelip yedi yüz lira teklif etmiş önemli bir maç için. kombineyi o fiyata almış o adam. ben cidden sıkışık değilsem; vermem. vereni de; "sıkışık mıydın?" diye sorgulamam ama. bilmiyorum; belki de buradaki bir çok arkadaş çok zahmetsizce para kazandığı için böyle bol keseden atıyor, belki de konunun pek içinde olmadıkları için bu kadar rahatlar ama tek bir maçı statta izlemek yerine, birahanede veya evde izlemek karşılığı neredeyse bir asgari ücret para kazanmak bence bu ülkede pek çok insan için düşünülebilir bir şey. o para ile ev kirasını ödeyecek ya da gidip kendisine -ihtiyaçtan da değil ha, öyle fuzuli- şöyle afilisinden bir kaban alacak adamı yargılamam ben. sen o adamın bir başka galatasaraylıya bileti yedi yüz liraya sattığına mı sıkıldın, yoksa sen o bilete o kadar veremediğin için mi sıkıntı? onu anlat bana. ben de sana akabinde sami yen'deki son fenerbahçe maçı için yol param hariç tek bir kuruş para ayırmaksızın -istanbul'da ikamet ediyorum, yol param dediğim akbil parası. bozukları bile teklif ettim kansıza. dört yüz on üç lira! üç lira da yol için ayımıştım.- tüm paramı önüne yığıp yarım saatte ikna ettiğim tacir pezevengin iki tane hollanda'dan gelmiş taraftarın "iki eski açığa iki bin euro!" sesini duyduktan sonra yüzüme bakmayışını anlatayım. ben o maça giremedim evet, ama benden daha az hak eden biri de girmedi. sen de rahat ol, kale arkalarına asla senden daha az hak eden birisi girmeyecek. bu tartışmalar doğu, hatta batı içinse; zaten yanlış yerde, yanlış şeyi konuşuyoruz demektir. kaldı ki; anlattığım şeyler başlıkta ahlak satılan meseleden fersah fersah uzak. adam gişe fiyatını istiyor senden, ben de bir yemek yer, iki kadeh bir şey içerim diyor. sana da; normalde bulamayacağın bileti sunuyor. bulmuşsun, bunuyorsun. pes!
kendi namıma daima yaptığıma devam edeceğim. imkanım olan her maça gideceğim, gidemediğim maçlarda gitmek isteyen bir tanıdığıma kombinemi bir karşılık beklemeksizin vereceğim. yokluk, darlık yaşamadığım sürece bu böyle sürecek. aklımda hep "ulan bir gün kimseyi bulamazsam gitmek isteyecek, sözlükten birilerine veririm" fikri vardı, bugünden sonra bu başlıktaki kardeşleri eleyerek yaparım onu da anca. bu başlık o açıdan faydalı oldu. bir de burada ahlak satan arkadaşların ürünlerini kaça pazarladıklarını görmek açısından aydınlatıcı oldu tabii. mesela tavan fiyat belirleyen arkadaşlar olmuş, gişe fiyatı elli lira olan maçta taban fiyatı yirmi beş lira olarak belirlemişse bu kardeşimiz örneğin; kendi ahlakını bize yirmi beş liraya satıyor demektir. bazıları hepten kurnaz tüccar, onlar gişe fiyatı ne kadarsa; o fiyata satıyorlar ahlaklarını. ne diyelim; tüm müflis tüccarlara bol şans.
yani güzel kardeşim; sen burada futbol romantikliği ile soslanmış bencillik yapıyorsun, bunu da ahlak diye satıyorsun. ben buna tav oluyorum. daha önce de belirttim, kendi namıma tek bir lira kazanmadım yıllardır aldığım kombinelerden. fakat yaptığınız tutarsız. futbol romantikliği ise mesele; bu işin esasında bütün dünyada insanlar şehrinin takımını tutar mesela. birisi kalksa size buradan vursa, nasıl olacak? olmayacak değil mi? evet, o da olmayacak; bu da olmuyor. öğrenci adam, kombine almış, adamın kombinesine birisi gelip yedi yüz lira teklif etmiş önemli bir maç için. kombineyi o fiyata almış o adam. ben cidden sıkışık değilsem; vermem. vereni de; "sıkışık mıydın?" diye sorgulamam ama. bilmiyorum; belki de buradaki bir çok arkadaş çok zahmetsizce para kazandığı için böyle bol keseden atıyor, belki de konunun pek içinde olmadıkları için bu kadar rahatlar ama tek bir maçı statta izlemek yerine, birahanede veya evde izlemek karşılığı neredeyse bir asgari ücret para kazanmak bence bu ülkede pek çok insan için düşünülebilir bir şey. o para ile ev kirasını ödeyecek ya da gidip kendisine -ihtiyaçtan da değil ha, öyle fuzuli- şöyle afilisinden bir kaban alacak adamı yargılamam ben. sen o adamın bir başka galatasaraylıya bileti yedi yüz liraya sattığına mı sıkıldın, yoksa sen o bilete o kadar veremediğin için mi sıkıntı? onu anlat bana. ben de sana akabinde sami yen'deki son fenerbahçe maçı için yol param hariç tek bir kuruş para ayırmaksızın -istanbul'da ikamet ediyorum, yol param dediğim akbil parası. bozukları bile teklif ettim kansıza. dört yüz on üç lira! üç lira da yol için ayımıştım.- tüm paramı önüne yığıp yarım saatte ikna ettiğim tacir pezevengin iki tane hollanda'dan gelmiş taraftarın "iki eski açığa iki bin euro!" sesini duyduktan sonra yüzüme bakmayışını anlatayım. ben o maça giremedim evet, ama benden daha az hak eden biri de girmedi. sen de rahat ol, kale arkalarına asla senden daha az hak eden birisi girmeyecek. bu tartışmalar doğu, hatta batı içinse; zaten yanlış yerde, yanlış şeyi konuşuyoruz demektir. kaldı ki; anlattığım şeyler başlıkta ahlak satılan meseleden fersah fersah uzak. adam gişe fiyatını istiyor senden, ben de bir yemek yer, iki kadeh bir şey içerim diyor. sana da; normalde bulamayacağın bileti sunuyor. bulmuşsun, bunuyorsun. pes!
kendi namıma daima yaptığıma devam edeceğim. imkanım olan her maça gideceğim, gidemediğim maçlarda gitmek isteyen bir tanıdığıma kombinemi bir karşılık beklemeksizin vereceğim. yokluk, darlık yaşamadığım sürece bu böyle sürecek. aklımda hep "ulan bir gün kimseyi bulamazsam gitmek isteyecek, sözlükten birilerine veririm" fikri vardı, bugünden sonra bu başlıktaki kardeşleri eleyerek yaparım onu da anca. bu başlık o açıdan faydalı oldu. bir de burada ahlak satan arkadaşların ürünlerini kaça pazarladıklarını görmek açısından aydınlatıcı oldu tabii. mesela tavan fiyat belirleyen arkadaşlar olmuş, gişe fiyatı elli lira olan maçta taban fiyatı yirmi beş lira olarak belirlemişse bu kardeşimiz örneğin; kendi ahlakını bize yirmi beş liraya satıyor demektir. bazıları hepten kurnaz tüccar, onlar gişe fiyatı ne kadarsa; o fiyata satıyorlar ahlaklarını. ne diyelim; tüm müflis tüccarlara bol şans.