10
2011-2012 sezonunun ikinci yarısı başlamadan önce tanıştım. tanışmamız pek bir tesadüfi durum değildi. gereksiz kişiler sebebiyetiyle tanıştık. iyi ki de tanıştık. kendisi çok sıkı bir galatasaraylı idi, ama o kadar çok yoğun yaşayamıyordu duygularını. takım müthiş bir performans sergiliyordu. 2010-2011'i unutturmaya başlamıştı. neyse. zaman geçti, kendisiyle bir maçtan önce tartıştık. yani çok iyi bir arkadaştık zaten. ama nedenini hatırlamıyorum, tartıştık. baktım ilk yarı hüsran. yeniliyoruz. neyse ilk yarıdan sonra yazdı bana, konuştuk. ikinci yarı öyle bir galatasaray var ki sahada, tadından yenmez. ulan dedim, var bir hayır. sonra bazı maçlarda yine konuşmadık, yeniliyorduk. ikinci yarı başlamadan önce konuşuyorduk, yine farklı bir takım sahada. bu olay 4-5 kez tekrar etti. bir maç hiç konuşmadık play-off maçıydı, yenildiydik fenere. tarihi tam olarak aklıma gelmedi.
2012-2013 sezonunun başlarında konuşuyorduk. ama bu sefer arkadaş sıfatında değildi. farklı bir sıfata yönelir gibiydik. anladınız. sonra araya benim yaptğım eşeklikten dolayı büyük bir ayrılık girdi. çok uzun bir ayrılık. ama sürekli maçlardan önce birbirimizi mi düşündüğümüzden miydi anlamadım, galatasaray o kadar kötü değildi. 2011-2012 sezonu gibi değildi ama kötü de değildi sonuçta şampiyonluk yaşadık, çeyrek final yaşadık.
2013-2014 sezonunda artık aramızdaki bağ iyice kopar gibiydi hatta kopuktu. başlangıcı hepimiz hatırlıyoruz. ne kadar çok kötü bir sezon bizi bekliyor gibiydi. neyse. sonra o kadar özledim ki kendisini aradım. konuştuk. barıştık. mutluyduk. hatta galatasaray'ın maçına iki üç gün vardı. ziraat türkiye kupası maçıydı. o maçı o kadar rahat izledim ki, emindim alıcağımızdan. penaltılarda yenmiştik. galatasaray yine çok güzel oynamaya başlamıştı ki, bu sefer kendisi gitti. yine galatasaray bocalamaya başladı. yine mutsuzluk, yine hüsran. neyse. arkadaşlarım "olum şu kızla barışın lan artık valla sizin yüzünüzden şampiyonluk gidiyor" cümlelerine sürekli olarak maruz kaldım. 15 gün önce yine barıştık. iyi ki barıştık. fakat arkadaşlarımın cümlelerine maruz kaldığım için değil, öylesi kullanmaya girer çünkü. ben o karakterde biri değilim. neyse. önce elazığ maçı'nda 3 attık. sonra antep maçı vardı, o da nazarı. sonra bursa'ya 6. şimdi de eskişehir'e 3. kendisiyle her şeyi aynı anda düşünür, aynı rüyaları görür, birbirimizin mutsuz veya mutlu olduğunu hissedebiliriz. dün gece ben 7-0 gördüğümü söyledim rüyamda, o da 4-1 gördüğünü. demişti ki; "babam bana önce atatürk'ü, sonra galatasaray'ı öğretti. sen de galatasaray'ı sevdirdin" büyük galatasaraylı kendisi. birbirimizin totemi gibi bir şey olduk. bundan sonra küsmek pek niyetimiz de yok gibi, merak etme sözlük. şampiyonluk yakın!
2012-2013 sezonunun başlarında konuşuyorduk. ama bu sefer arkadaş sıfatında değildi. farklı bir sıfata yönelir gibiydik. anladınız. sonra araya benim yaptğım eşeklikten dolayı büyük bir ayrılık girdi. çok uzun bir ayrılık. ama sürekli maçlardan önce birbirimizi mi düşündüğümüzden miydi anlamadım, galatasaray o kadar kötü değildi. 2011-2012 sezonu gibi değildi ama kötü de değildi sonuçta şampiyonluk yaşadık, çeyrek final yaşadık.
2013-2014 sezonunda artık aramızdaki bağ iyice kopar gibiydi hatta kopuktu. başlangıcı hepimiz hatırlıyoruz. ne kadar çok kötü bir sezon bizi bekliyor gibiydi. neyse. sonra o kadar özledim ki kendisini aradım. konuştuk. barıştık. mutluyduk. hatta galatasaray'ın maçına iki üç gün vardı. ziraat türkiye kupası maçıydı. o maçı o kadar rahat izledim ki, emindim alıcağımızdan. penaltılarda yenmiştik. galatasaray yine çok güzel oynamaya başlamıştı ki, bu sefer kendisi gitti. yine galatasaray bocalamaya başladı. yine mutsuzluk, yine hüsran. neyse. arkadaşlarım "olum şu kızla barışın lan artık valla sizin yüzünüzden şampiyonluk gidiyor" cümlelerine sürekli olarak maruz kaldım. 15 gün önce yine barıştık. iyi ki barıştık. fakat arkadaşlarımın cümlelerine maruz kaldığım için değil, öylesi kullanmaya girer çünkü. ben o karakterde biri değilim. neyse. önce elazığ maçı'nda 3 attık. sonra antep maçı vardı, o da nazarı. sonra bursa'ya 6. şimdi de eskişehir'e 3. kendisiyle her şeyi aynı anda düşünür, aynı rüyaları görür, birbirimizin mutsuz veya mutlu olduğunu hissedebiliriz. dün gece ben 7-0 gördüğümü söyledim rüyamda, o da 4-1 gördüğünü. demişti ki; "babam bana önce atatürk'ü, sonra galatasaray'ı öğretti. sen de galatasaray'ı sevdirdin" büyük galatasaraylı kendisi. birbirimizin totemi gibi bir şey olduk. bundan sonra küsmek pek niyetimiz de yok gibi, merak etme sözlük. şampiyonluk yakın!