39
ligin birinci ve altıncı haftalarında bir, yedinci haftasında iki, sekizinci haftasında bir, on birinci haftasında bir (bir hava topu zaafiyeti penaltıya sebep olmuştu.) olmak üzere toplam altı golü hava toplarındaki zaafiyetimizden ötürü kalemizde görmüşüz. üstelik bu sadece lig maçları, bunun şampiyonlar ligi ve türkiye kupası da var. mesele benim ilk aklıma gelen içerideki real madrid maçında dany ile melo'nun bir hava topu konusunda yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle yediğimiz ilk gol. bu arada yediğimiz golün tescil edilmediği malum beşiktaş maçında da bir golü yine hava topundan bulmuş rakibimiz. bu açıdan baktığımızda; bu eksikliği chedjou'nun bir türlü gideremediği, dolayısıyla bu ihtiyaca yönelik bir oyuncunun rotasyona sokulması gerektiği bir gerçek. bu yönüyle; isabetli bir transfer gibi duruyor kendisi.
ikinci bir mesele; biz duran toplardan gol bulamıyoruz. işin o boyutunu incelemeye dahi gerek görmedim, gerçekten galatasaray seviyesinde bir takım için inanılmaz düşük bir oranımız var bu konuda. üstelik sneijder, selçuk, hayroviç, emre çolak duran topları iyi kullanabilen, isabetli orta açabilen oyuncularımız olmasına rağmen bulamıyoruz. burdisso bize bu konuda da yardımcı olabilecek nitelikte bir oyuncu. hem ligde yediğimiz on yedi golün üçte birini oluşturan gol biçimine bir önlem şansı sunuyor, hem de bu sene neredeyse hiç bulamadığımız bir gol organizasyonu için takıma opsiyon sunuyor. az ye, atabildiğin kadar çok at. mancini'nin kafasındaki oyun şablonu bu biçimde şekilleniyor. eh; adam kiralık, maliyeti düşük... beklentileri karşılayamasa dahi cris kadar faydasız olacağını sanmıyorum. cris'in yarım sezonda yaptığı tek olumlu hareket şimdi hatırlamakta zorlandığım bir maçta kafa ile gol atmasıydı. burdisso en az iki tane atar. *
not: bu arada, ligde yediğimiz tüm golleri izleyince tekrar gördüm ki; hem savunmacı kanat takviyeleri, hem de 3-5-2 diziliminin sağlayacağı defansif koordinasyon elzemmiş be kardeşim! sağlı, sollu gelmişler üzerimize. orta saha ileri gitmiş, dönememiş, bek çıkmış, gelememiş, bekle stoper arasına zehir salmışlar, izlemişiz... gollerin çoğu kanatlardan gelmiş. o golleri izleyince; 3-5-2 ısrarını daha iyi anlıyorum. tabii bu; bu başlığın konusu değil. öyle bir değineyim dedim sadece.
ikinci bir mesele; biz duran toplardan gol bulamıyoruz. işin o boyutunu incelemeye dahi gerek görmedim, gerçekten galatasaray seviyesinde bir takım için inanılmaz düşük bir oranımız var bu konuda. üstelik sneijder, selçuk, hayroviç, emre çolak duran topları iyi kullanabilen, isabetli orta açabilen oyuncularımız olmasına rağmen bulamıyoruz. burdisso bize bu konuda da yardımcı olabilecek nitelikte bir oyuncu. hem ligde yediğimiz on yedi golün üçte birini oluşturan gol biçimine bir önlem şansı sunuyor, hem de bu sene neredeyse hiç bulamadığımız bir gol organizasyonu için takıma opsiyon sunuyor. az ye, atabildiğin kadar çok at. mancini'nin kafasındaki oyun şablonu bu biçimde şekilleniyor. eh; adam kiralık, maliyeti düşük... beklentileri karşılayamasa dahi cris kadar faydasız olacağını sanmıyorum. cris'in yarım sezonda yaptığı tek olumlu hareket şimdi hatırlamakta zorlandığım bir maçta kafa ile gol atmasıydı. burdisso en az iki tane atar. *
not: bu arada, ligde yediğimiz tüm golleri izleyince tekrar gördüm ki; hem savunmacı kanat takviyeleri, hem de 3-5-2 diziliminin sağlayacağı defansif koordinasyon elzemmiş be kardeşim! sağlı, sollu gelmişler üzerimize. orta saha ileri gitmiş, dönememiş, bek çıkmış, gelememiş, bekle stoper arasına zehir salmışlar, izlemişiz... gollerin çoğu kanatlardan gelmiş. o golleri izleyince; 3-5-2 ısrarını daha iyi anlıyorum. tabii bu; bu başlığın konusu değil. öyle bir değineyim dedim sadece.
