1082
kendilerinin son günlerdeki etik ve ahlaki değerlerden bahsetmeleri üzerine, ufaktan bir hatırlatalım istedik..
mathias delgado, michael fink, filip holosko, 2010-2011 sezonu, 2011-13 sezonları arasındaki engellemeler ve galatasaray'a engel olma çabaları. kumpasın en büyüğünü yapan, adaleti yanıltmaya çalışan ve ahlaktan bahsetmemesi gereken kurum. biz bu senaryoyu daha önce izledik ama artık herkes kendi işine baksın.
--- alıntı ---
2009-2010 sezonunda mathias delgado'nun sözleşmesini, 2010-2011 sezonunda ise michael fink'in sözleşmelerini yabancı kuralı izin vermediği için birer yıl donduran, 2011-2012 sezonunun devre arasında filip holosko'yu da sakatlandığı dönemde (2 ay süren bir sakatlık) istanbul bşb'ye bedelsiz olarak ve maaşını ödemek koşuluyla kiralayan siyah-beyazlı takımının yönetim kadrosunda sizce o gün kim yer alıyordu? futbol komitesi üyesi ve basın sözcüsü ünvanıyla görev yapan, tanıdık bir sima; mete düren!
oyuncuların sözleşmelerinin dondurulması, dondurulmaması bir kenara. türkiye'deki tüm adalet kurumlarının, avrupa'da futbolun bir numaralı yöneticisi uefa'nın, avrupa'nın en büyük spor yargılama kurumu olan cas'ın, avrupa'nın önde gelen yargı kurumlarından isviçre federal mahkemeleri'nin görüş birliğine varmışcasına karar verdiği bir şike dosyası vardı. 2 yıldır süren tüm adli ve idari yargılamaların yanı sıra, sportif yargılamalarda da "şike ve teşebbüs bulunmaktadir." kararı veren bir adalet mekanizması var, kararlar ortada. bu kararlara rağmen halen çıkıp "bizim için bu konu kapandı" diyen bir tff yöneticisi mete düren. tüm ülkenin, kıtanın ve hatta dünyanın kabul edip tescillediği şike davasının üzerini örtmeye çalışan demirören ve ekibinin bugün çıkıp etikten, haktan veya hukuktan bahsetmek gibi bir lüksü yok. geçmişte yaptıklarını unutup, delgado - fink ve holosko'nun hesabını vermeden birde üzerine şike konusunda çuvalladıklarını da alenen unutan mete düren'in bugün kulübümüze veya herhangi bir kuruma, şahısa "etik değerleri" hatırlatması son derece ironiktir. fatih terim'in milli takımın başına nasıl geçtiğini, hepimiz biliyoruz. galatasaray başkanı ünal aysal'a ana avrat küfürler saydıran vedat incefe'nin milli takımlar altyapı organizasyonuna nasıl getirildiğini biliyoruz. geçen sezon galatasaray'ın şampiyonluğunun nasıl engellenmeye çalışıldığını, bir önceki sezon şampiyonluğumuzu nasıl geciktireceklerinin hesabını yapanları da biliyoruz. galatasaray'a kupa vermemek için ülkeyi terkedenleri de, bu ülkenin hiç bir stadyumuna gidemeyenleri de biliyoruz. işte bu malum kurumun basın sözcüsünün bu şekilde ekran karşısına çıkıp, etik değerlerden, ahlaki ilkelerden bahsetmesi komik bile değil.
siz önce geçmişte yaptıklarınızın, halen yapmaya devam ettiklerinizin ve adaleti, tüm dünyanın uyguladığı kararları uygulamaktan korkma sebebinizi açıklayın. bunun hesabını verin. galatasaray'a nasıl engel oluruz, nasıl işi yokuşa süreriz diye düşünmek yerine türk futbol tarihinin en büyük lekesine nasıl bulaştığınızı açıklayın. şikeden yargılanan, evrakta sahtecilik yapan kulübün yöneticileri olarak tff'nin başında olmanız bile en büyük ironi iken, geçmişte yaptıklarınızı unutup bugün galatasaray'a etik ve ahlak dersi vermeye kalkmanız sadece acınacak durumda olduğunuzu gösterir. 2 sezon önce göbeğinizi kaşıyarak izlediğiniz, haline güldüğünüz galatasaray öyle büyük bir çınar olduğunu gösterdi ki, iki yıldır her türlü engellemelerinize rağmen, stadyumlara gelemeyip kupa verememenize ve verdiğiniz süper kupa sırasında da suratınız kıpkırmızı olmasına rağmen şampiyonluk kupasını müzesine götürmüştür. uzun lafın kısası.. galatasaray'a etik değerleri öğretecek son kurum sizsiniz. kendi işinize bakın.. yaptıklarınızın hesabını verin. yapacaklarınızın hesabını nasıl olsa biz size bir şekilde soracağız. ama tarih, sizi de, türk futboluna bu kara lekeyi sürenleri de unutmayacak. unutursak veya unutturmaya çalışanlara göz yumarsak, yüzümüze tükürsünler.
--- alıntı ---
yazının tamamı için; http://bit.ly/1jv0pFS
mathias delgado, michael fink, filip holosko, 2010-2011 sezonu, 2011-13 sezonları arasındaki engellemeler ve galatasaray'a engel olma çabaları. kumpasın en büyüğünü yapan, adaleti yanıltmaya çalışan ve ahlaktan bahsetmemesi gereken kurum. biz bu senaryoyu daha önce izledik ama artık herkes kendi işine baksın.
--- alıntı ---
2009-2010 sezonunda mathias delgado'nun sözleşmesini, 2010-2011 sezonunda ise michael fink'in sözleşmelerini yabancı kuralı izin vermediği için birer yıl donduran, 2011-2012 sezonunun devre arasında filip holosko'yu da sakatlandığı dönemde (2 ay süren bir sakatlık) istanbul bşb'ye bedelsiz olarak ve maaşını ödemek koşuluyla kiralayan siyah-beyazlı takımının yönetim kadrosunda sizce o gün kim yer alıyordu? futbol komitesi üyesi ve basın sözcüsü ünvanıyla görev yapan, tanıdık bir sima; mete düren!
oyuncuların sözleşmelerinin dondurulması, dondurulmaması bir kenara. türkiye'deki tüm adalet kurumlarının, avrupa'da futbolun bir numaralı yöneticisi uefa'nın, avrupa'nın en büyük spor yargılama kurumu olan cas'ın, avrupa'nın önde gelen yargı kurumlarından isviçre federal mahkemeleri'nin görüş birliğine varmışcasına karar verdiği bir şike dosyası vardı. 2 yıldır süren tüm adli ve idari yargılamaların yanı sıra, sportif yargılamalarda da "şike ve teşebbüs bulunmaktadir." kararı veren bir adalet mekanizması var, kararlar ortada. bu kararlara rağmen halen çıkıp "bizim için bu konu kapandı" diyen bir tff yöneticisi mete düren. tüm ülkenin, kıtanın ve hatta dünyanın kabul edip tescillediği şike davasının üzerini örtmeye çalışan demirören ve ekibinin bugün çıkıp etikten, haktan veya hukuktan bahsetmek gibi bir lüksü yok. geçmişte yaptıklarını unutup, delgado - fink ve holosko'nun hesabını vermeden birde üzerine şike konusunda çuvalladıklarını da alenen unutan mete düren'in bugün kulübümüze veya herhangi bir kuruma, şahısa "etik değerleri" hatırlatması son derece ironiktir. fatih terim'in milli takımın başına nasıl geçtiğini, hepimiz biliyoruz. galatasaray başkanı ünal aysal'a ana avrat küfürler saydıran vedat incefe'nin milli takımlar altyapı organizasyonuna nasıl getirildiğini biliyoruz. geçen sezon galatasaray'ın şampiyonluğunun nasıl engellenmeye çalışıldığını, bir önceki sezon şampiyonluğumuzu nasıl geciktireceklerinin hesabını yapanları da biliyoruz. galatasaray'a kupa vermemek için ülkeyi terkedenleri de, bu ülkenin hiç bir stadyumuna gidemeyenleri de biliyoruz. işte bu malum kurumun basın sözcüsünün bu şekilde ekran karşısına çıkıp, etik değerlerden, ahlaki ilkelerden bahsetmesi komik bile değil.
siz önce geçmişte yaptıklarınızın, halen yapmaya devam ettiklerinizin ve adaleti, tüm dünyanın uyguladığı kararları uygulamaktan korkma sebebinizi açıklayın. bunun hesabını verin. galatasaray'a nasıl engel oluruz, nasıl işi yokuşa süreriz diye düşünmek yerine türk futbol tarihinin en büyük lekesine nasıl bulaştığınızı açıklayın. şikeden yargılanan, evrakta sahtecilik yapan kulübün yöneticileri olarak tff'nin başında olmanız bile en büyük ironi iken, geçmişte yaptıklarınızı unutup bugün galatasaray'a etik ve ahlak dersi vermeye kalkmanız sadece acınacak durumda olduğunuzu gösterir. 2 sezon önce göbeğinizi kaşıyarak izlediğiniz, haline güldüğünüz galatasaray öyle büyük bir çınar olduğunu gösterdi ki, iki yıldır her türlü engellemelerinize rağmen, stadyumlara gelemeyip kupa verememenize ve verdiğiniz süper kupa sırasında da suratınız kıpkırmızı olmasına rağmen şampiyonluk kupasını müzesine götürmüştür. uzun lafın kısası.. galatasaray'a etik değerleri öğretecek son kurum sizsiniz. kendi işinize bakın.. yaptıklarınızın hesabını verin. yapacaklarınızın hesabını nasıl olsa biz size bir şekilde soracağız. ama tarih, sizi de, türk futboluna bu kara lekeyi sürenleri de unutmayacak. unutursak veya unutturmaya çalışanlara göz yumarsak, yüzümüze tükürsünler.
--- alıntı ---
yazının tamamı için; http://bit.ly/1jv0pFS