• 102
    bu adam türkiye'nin loser karakterinin bir örneğidir. adam ilk 100'e girdi diye katılmadığı haber bülteni, çıkmadığı talk-show kalmadı. tabii ki türkiye gibi tenisin gelişmeyi geçtim hiç ilgi çekmediği bir ülkede bunu yapmak önemlidir ama bir başarı değildir. bakın adam hiçbir şey yapmadan götünü öyle bir kaldırdık ki ikinci tura geçtiği turnuva yoktur heralde.

    faruk süren'in bir sözü var uefa kupası zaferiyle ilgili, "leeds'i eleyip finale kaldığımızda televizyonlara çıkmak için pekçok teklif aldık ama hepsini reddettik. çünkü o zaman televizyonlara çıkmak 'buraya kadar gelmek de bir başarıdır' deyip hızınızı kesmemiz anlamına gelirdi" diye. bu iş de böyle. siz eğer bir konuda en üst seviyeye çıkmadan "evet ya ben oldum" derseniz, olmazsınız. bunu marsel abimizde de görüyoruz.

    bu kadar loser, bu kadar aşağılık kompleksi olan bir ülkeye de yakışan budur zaten.

    edit: burda yanlış anlaşılmışım sanırım. benim demek istediğim ortada bir başarı yokken başarı varmış gibi yapacağımıza gerçekleri görmek bize daha çok şey katar. yoksa marsel'e başarısız denmesi için koşulların sağlanması, ortamın yaratılması gerek öncelikle. marsel başarılı olmadığı gibi başarısız da değildir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın