1206
takımın başında geçirdiği süreçten sonra söyleyebileceklerim;
1) galatasaray'ı geçici bir kulüp olarak görmüyor. adam gibi, uzun vaadeli işler kovalıyor. istese başkandan iyi bir transfer bütçesi talep edip günü kurtaracak yıldız transfer gerçekleştirebilir. fakat o yabancı sınırlamasını, takımın mevcut oyuncularıyla yapılabilecekleri düşünerek hareket ediyor. derli toplu bir hoca.
2) kendisi için taktisyen kelimesi doğru bir nitelendirme. gördüğüm kadarıyla bu konuda biraz çalışkan da bir hoca. rakip kim olursa olsun araştırıyor, rakibin açıklarını öğreniyor ve takımı buna göre oynatıyor. lige çok sağlam bir başlangıç yapan sivasspor'a karşı oynattığı oyunda bunu net gördük. sanki sivasspor'la değil de juventus'la falan oynuyormuşuz gibi bir hava vardı takımda. pek tabi galatasaray'ın zaten sivasspor gibi bir takımı evinde yenmesi gerekiyor. ama mancini bunu takım kalitesini kullanarak eze eze yapmayı tercih etmedi. rakiple kedi-fare oynadı sahada. aynı zamanda oyuncularına da rakibe göre oynamayı öğretti.
3) ayrı ayrı takımlara karşı hazırlanırken biraz bütünden kopuyor gibi. yani rakibe göre oynamak mantıklı bir yol tamam ama takımın da bir karakteri olmalı sahada. belirli yönleriyle öne çıkmalı. bu açıdan mancini'nin gol yemeyen takım hayali olduğunu biliyoruz. fakat belli ki bu kısa vadede mümkün değil. takımın defansif zaafiyetlerini başka yönleriyle örtmesi gerektiğini düşünüyorum. kadro da buna oldukça müsaitken hücumda biraz daha saldırganlaşmalıydık geride kalan süreçte. en azından yediğimizden fazlasını atardık bazı maçlarda.
4) arena'da iyi fakat deplasmanlarda başarısız bir görüntü sergiliyor.
5) futbolcularına karşı tavrı fazla soğuk. teknik direktörden çok patron izlenimi veriyor. türkiye'de başarılı olmak istiyorsan biraz daha kucaklaşacaksın futbolcularınla.
6) kondisyon bizde pek bilinmeyen bir durumdur. herkes takım kondisyonunu doğrudan yapılan antremanlara bağlar. bir takım sezonu diri bitirebiliyorsa ''antremanları iyiymiş, koçları başarılıymış'' denir. halbuki teknik direktörün sezon içindeki forma dağıtımı da takımın genel zindeliğini etkiler. bu açıdan mancini'nin her oyuncuya şans vermesi güzel. koca sezonu 15-16 kişiyle değil 20-22 kişiyle geçirmeyi tercih ediyor. bu da hem tüm takımı göreve hazır tutuyor, hem de as oyuncular bütün sezonun maç temposunu sırtlamak zorunda kalmıyorlar.
1) galatasaray'ı geçici bir kulüp olarak görmüyor. adam gibi, uzun vaadeli işler kovalıyor. istese başkandan iyi bir transfer bütçesi talep edip günü kurtaracak yıldız transfer gerçekleştirebilir. fakat o yabancı sınırlamasını, takımın mevcut oyuncularıyla yapılabilecekleri düşünerek hareket ediyor. derli toplu bir hoca.
2) kendisi için taktisyen kelimesi doğru bir nitelendirme. gördüğüm kadarıyla bu konuda biraz çalışkan da bir hoca. rakip kim olursa olsun araştırıyor, rakibin açıklarını öğreniyor ve takımı buna göre oynatıyor. lige çok sağlam bir başlangıç yapan sivasspor'a karşı oynattığı oyunda bunu net gördük. sanki sivasspor'la değil de juventus'la falan oynuyormuşuz gibi bir hava vardı takımda. pek tabi galatasaray'ın zaten sivasspor gibi bir takımı evinde yenmesi gerekiyor. ama mancini bunu takım kalitesini kullanarak eze eze yapmayı tercih etmedi. rakiple kedi-fare oynadı sahada. aynı zamanda oyuncularına da rakibe göre oynamayı öğretti.
3) ayrı ayrı takımlara karşı hazırlanırken biraz bütünden kopuyor gibi. yani rakibe göre oynamak mantıklı bir yol tamam ama takımın da bir karakteri olmalı sahada. belirli yönleriyle öne çıkmalı. bu açıdan mancini'nin gol yemeyen takım hayali olduğunu biliyoruz. fakat belli ki bu kısa vadede mümkün değil. takımın defansif zaafiyetlerini başka yönleriyle örtmesi gerektiğini düşünüyorum. kadro da buna oldukça müsaitken hücumda biraz daha saldırganlaşmalıydık geride kalan süreçte. en azından yediğimizden fazlasını atardık bazı maçlarda.
4) arena'da iyi fakat deplasmanlarda başarısız bir görüntü sergiliyor.
5) futbolcularına karşı tavrı fazla soğuk. teknik direktörden çok patron izlenimi veriyor. türkiye'de başarılı olmak istiyorsan biraz daha kucaklaşacaksın futbolcularınla.
6) kondisyon bizde pek bilinmeyen bir durumdur. herkes takım kondisyonunu doğrudan yapılan antremanlara bağlar. bir takım sezonu diri bitirebiliyorsa ''antremanları iyiymiş, koçları başarılıymış'' denir. halbuki teknik direktörün sezon içindeki forma dağıtımı da takımın genel zindeliğini etkiler. bu açıdan mancini'nin her oyuncuya şans vermesi güzel. koca sezonu 15-16 kişiyle değil 20-22 kişiyle geçirmeyi tercih ediyor. bu da hem tüm takımı göreve hazır tutuyor, hem de as oyuncular bütün sezonun maç temposunu sırtlamak zorunda kalmıyorlar.