53
yıl 2013... 28-29 kasım 2013 perşembe-cuma ;
galatasaray, real madrid'ten toplamda 10 gol yemiş, kötü günler geçiriyor, taraftar kendi arasında çelişkiye düşüyor... hem de deli gibi sevdiğim kız "takımınız halen gol yiyiyor haberin var mı?" diye mesaj atıyor... takımdan soğumak, bir daha maç izlememek için müthiş bir neden diyorum, artık kimse galatasaray kaybedince telefonuna mesaj atmaz diyorum sonra aklıma 2 önemli tarih geliyor:
yıl 2002... 21 nisan 2002 pazar ;
ev kalabalık tanıdığım ve de tanımadığım onlarca insan, akraba bizim evde, babam ayrı odada hasta yatağında annem misafir odasında misafirlerle ilgilenmekte… ben babamın odasında, babam dolu gözlerde sanki 30 yaşında bir adam karşısında “oğlum !! annen ve de kardeşlerin sana emanet, babasızlığı aratma, haklarını hep savun, bir de galatasaray... oğlum ben 14 sene şampiyonluk tadamadığımız zamanlarda bile galatasaray'dan vazgeçmedim sen de vazgeçme, oğlum galatasaray'a götüremedim seni, ali sami yen heyecanı tatmadın ama her zaman tadacakmış gibi yaşa...”
yıl 2002... 26 nisan 2002 cuma ;
babamı kaybettim, 18 yaşına bastığım ilk gün annem bir çantayla önüme geldi "al bu çantanın içindekiler babanın vasiyeti"
tamı tamına 18 tane forma ve benzeri tişört...
sonra düşündüm hasta babam sırf galatasaray'a götüremedi diye beni gençliğinde giydiği forma ve sarı kırmızı tişörtlerini bana 18. yaş hediyesi olarak kaldırmış... ve dedim ki kendi kendime oğlum hakan, galatasaray'dan soğuduğun gün babanı unuttuğun gündür...!
galatasaray, real madrid'ten toplamda 10 gol yemiş, kötü günler geçiriyor, taraftar kendi arasında çelişkiye düşüyor... hem de deli gibi sevdiğim kız "takımınız halen gol yiyiyor haberin var mı?" diye mesaj atıyor... takımdan soğumak, bir daha maç izlememek için müthiş bir neden diyorum, artık kimse galatasaray kaybedince telefonuna mesaj atmaz diyorum sonra aklıma 2 önemli tarih geliyor:
yıl 2002... 21 nisan 2002 pazar ;
ev kalabalık tanıdığım ve de tanımadığım onlarca insan, akraba bizim evde, babam ayrı odada hasta yatağında annem misafir odasında misafirlerle ilgilenmekte… ben babamın odasında, babam dolu gözlerde sanki 30 yaşında bir adam karşısında “oğlum !! annen ve de kardeşlerin sana emanet, babasızlığı aratma, haklarını hep savun, bir de galatasaray... oğlum ben 14 sene şampiyonluk tadamadığımız zamanlarda bile galatasaray'dan vazgeçmedim sen de vazgeçme, oğlum galatasaray'a götüremedim seni, ali sami yen heyecanı tatmadın ama her zaman tadacakmış gibi yaşa...”
yıl 2002... 26 nisan 2002 cuma ;
babamı kaybettim, 18 yaşına bastığım ilk gün annem bir çantayla önüme geldi "al bu çantanın içindekiler babanın vasiyeti"
tamı tamına 18 tane forma ve benzeri tişört...
sonra düşündüm hasta babam sırf galatasaray'a götüremedi diye beni gençliğinde giydiği forma ve sarı kırmızı tişörtlerini bana 18. yaş hediyesi olarak kaldırmış... ve dedim ki kendi kendime oğlum hakan, galatasaray'dan soğuduğun gün babanı unuttuğun gündür...!