42
futbol ile akademik olarak ilgilenenlerin pek hoşuna giden bir kelime öbeğidir "mikro-ulus." her kulübün ayrı kültürleri, ayrı davranış biçimlerine, ayrı reflekslere sahip olduğu söylenir, her kulüp bir mikro ulus olarak nitelendirilir. tabi bu "mikro-uluslar", bağlı oldukları üst kültürden de tamamen ayrı tutulamazlar, hatta büyük oranda bu kültür ile beslenirler. bu bakımdan tribünler de kulüplerin "toprak parçalarıdır" bir bakıma, üstünde yaşadıkları, taraftar ile takımın, takım ile kulübün bütünleştiği yerlerdir. bu bakımdan "kutsallık" atfedilen tribün, aynı zamanda toplumsal tüm gerilimleri de içinde barındırır.
çok çetrefilli bir sosyolojik çıkarıma gerek yok burada. ancak türkiye tribünlerinde şiddeti, homofobiyi, ataerkilliği bu kadar baskın olarak görebiliyorsak, "ibne" rakibe edilen küfürlerin en büyüklerinden biri ise, bu toplum-tribün arası ilişkiyi de göz ardı etmemek gerek herhalde.
çok çetrefilli bir sosyolojik çıkarıma gerek yok burada. ancak türkiye tribünlerinde şiddeti, homofobiyi, ataerkilliği bu kadar baskın olarak görebiliyorsak, "ibne" rakibe edilen küfürlerin en büyüklerinden biri ise, bu toplum-tribün arası ilişkiyi de göz ardı etmemek gerek herhalde.