182
saygıdeğer başkanım;
her şeye rağmen galatasaray spor kulubü başkanısınız, size saygısızlık etmek istemem. milyar dolarlarınız var, o kadar fabrikanız var, işçileriniz var. ben yaşar usta değilim, o yüzden detaya girmek istemiyorum. yalnız size şu kadarını söylüyorum ki : dokunmayın galatasaraylılara, dokunmayın değerlerimize, dokunmayın bizim sevdiklerimize! sıradan bir galatasaraylı, sizin anlayacağınız dilde 'ordinary' bir müşteri olarak söylüyorum, galatasaray'ı anası babası bellemiş biri olarak, galatasaray'a tapan biri olarak söylüyorum. canımızı yakmaya başladınız artık, bizim canımızı çok yakarsanız, biz çok inciniriz, gururumuz çok kırılır, ve bizim gururumuzun kırılması 'bedava bilet, kombine sahibi' zatların kırılmasına benzemez, öyle sessiz bir şekilde büyür ki içimizdeki sel, hiç ummadığınız bir anda bütün ketleri yıkar, birden bir bakmışsınız galatasaray tarihi önünde hesap verirken görmüşsünüz kendinizi.
galatasaray spor kulubünün ilk başkanı değilsiniz, son başkanı da olmayacaksınız. geriye dönüp baktığınızda arkanızda bir çok ayak izleri göreceksiniz, sizin şu an oturduğunuz makamın eski sahiplerine ait. o adımların bir bölümü yokluğa, unutulmaya, kötü anılmaya, asla affedilmemeye çıkar; bir bölümü de her zaman elimizi kalbimize götürdüğümüz zaman saygıyla andığımız, ölse bile galatasaray tarihine adını altın harflerle yazdırmış başkanlarımızın hatıralarına çıkar. biz sizi çok sevmiştik, artık eskisi kadar sevmiyoruz belki, işin kötüsü bu sizin umrunuzda bile değil, bunu da biliyoruz. yine de siz gerçek galatasaraylıların söylediklerine bir kulak kabartın, yanınızda gezdirdiğiniz kişilerin boş lakırdıları kulağınızı kapamasın lütfen. unutmayın, insanlar en büyük hataları yanıbaşında duran kişiler yüzünden yapar.
her şeye rağmen galatasaray spor kulubü başkanısınız, size saygısızlık etmek istemem. milyar dolarlarınız var, o kadar fabrikanız var, işçileriniz var. ben yaşar usta değilim, o yüzden detaya girmek istemiyorum. yalnız size şu kadarını söylüyorum ki : dokunmayın galatasaraylılara, dokunmayın değerlerimize, dokunmayın bizim sevdiklerimize! sıradan bir galatasaraylı, sizin anlayacağınız dilde 'ordinary' bir müşteri olarak söylüyorum, galatasaray'ı anası babası bellemiş biri olarak, galatasaray'a tapan biri olarak söylüyorum. canımızı yakmaya başladınız artık, bizim canımızı çok yakarsanız, biz çok inciniriz, gururumuz çok kırılır, ve bizim gururumuzun kırılması 'bedava bilet, kombine sahibi' zatların kırılmasına benzemez, öyle sessiz bir şekilde büyür ki içimizdeki sel, hiç ummadığınız bir anda bütün ketleri yıkar, birden bir bakmışsınız galatasaray tarihi önünde hesap verirken görmüşsünüz kendinizi.
galatasaray spor kulubünün ilk başkanı değilsiniz, son başkanı da olmayacaksınız. geriye dönüp baktığınızda arkanızda bir çok ayak izleri göreceksiniz, sizin şu an oturduğunuz makamın eski sahiplerine ait. o adımların bir bölümü yokluğa, unutulmaya, kötü anılmaya, asla affedilmemeye çıkar; bir bölümü de her zaman elimizi kalbimize götürdüğümüz zaman saygıyla andığımız, ölse bile galatasaray tarihine adını altın harflerle yazdırmış başkanlarımızın hatıralarına çıkar. biz sizi çok sevmiştik, artık eskisi kadar sevmiyoruz belki, işin kötüsü bu sizin umrunuzda bile değil, bunu da biliyoruz. yine de siz gerçek galatasaraylıların söylediklerine bir kulak kabartın, yanınızda gezdirdiğiniz kişilerin boş lakırdıları kulağınızı kapamasın lütfen. unutmayın, insanlar en büyük hataları yanıbaşında duran kişiler yüzünden yapar.