3923
çok büyük kariyere sahip futbolcu. ama ben bu adamın hagi'yle aynı mertebeye konmasını anlamıyorum. sanki yeni neslin efsane ihtiyacını karşılamak için kullanılıyor.
drogba bize katılmadan önce zaten bütün dünyada kendini kanıtlamış en son olarak da çin'de futbol oynamaya karar kılmış bir futbolcudur. sanırım çin'de futbol oynamak ne demek hepiniz aynı şekilde yorumluyoruz. bugün drogba'nın ne galatasaray'a ne de galatasaray'da yaşayacağı başarılara ihtiyacı var. ama belli ki bizim yeni nesil taraftarın ona ihtiyacı var. dünyanın dört bir yanındaki yardım kuruluşlarına katkıda bulunmayı misyon edinmiş ve bu yönde ilerleyecek. ve itiraf etmek gerekir ki o her zaman "chelsea efsanesi mavi fil" olarak anılacak. o yüzden açıkçası metin oktay selamı vermesi çok hoşuma gitmiyor. sene başından beri izliyorum. geçen seneki açlığından eser yok. ama iki hareketle oyunu değiştirecek tarzda ender oyunculardan. işlerin karıştığı nokta burada: galataasray'ın bu tarzda bir kulüp olmaması. özetle galatasaray elmander'dir, drogba değil desem biraz yorum kabiliyeti olanlar ne demek istediğimi kolayca anlayacaklardır.
hagi'yse çok büyük yetenek olmasına rağmen kariyerinde kırılma noktasını yaşayamamış bir futbolcu olarak gelmişti bize. gelmeden biliyoruz ki meksika bileti elindeydi. bizimle kader ortaklığı yaşadı. hem kendi zirvesini hem de türk futbolunun zirvesine yolculuğa kaptanlık etti. o yüzden bu kadar seviyor bu ülkeyi ve bu kulübü. drogba hem ünü hem kişiliği hem de futboluyla takımımıza ve kulübümüze büyük yarar sağlayacaktır. ama bu hagi'nin popescu'nun kattıklarıyla karşılaştırılamaz. o adamlar bizi ensemizden tutup hooop diye 1000000 km ileriye fırlattılar. sayelerinde hayalini kuramadıklarımızı yaşadık, gördük, deneyimledik. bu yüzden bizim futbolcularımızın drogba'dan "avrupalı takımlardan korkmayın. %100 performansla tam konsantrasyonla oynarsak herkesi yenebiliriz" sözlerini duymaya ihtiyacı yok. biz bu "makus talihi" yıllar önce kırdık. bize zincirlerimizi kırdıranların başı hagi'ydi.
böyle bir şeyler işte...
not: hagi'yle drogba kıyaslaması gibi oldu biraz. amaç bu değildi.
drogba bize katılmadan önce zaten bütün dünyada kendini kanıtlamış en son olarak da çin'de futbol oynamaya karar kılmış bir futbolcudur. sanırım çin'de futbol oynamak ne demek hepiniz aynı şekilde yorumluyoruz. bugün drogba'nın ne galatasaray'a ne de galatasaray'da yaşayacağı başarılara ihtiyacı var. ama belli ki bizim yeni nesil taraftarın ona ihtiyacı var. dünyanın dört bir yanındaki yardım kuruluşlarına katkıda bulunmayı misyon edinmiş ve bu yönde ilerleyecek. ve itiraf etmek gerekir ki o her zaman "chelsea efsanesi mavi fil" olarak anılacak. o yüzden açıkçası metin oktay selamı vermesi çok hoşuma gitmiyor. sene başından beri izliyorum. geçen seneki açlığından eser yok. ama iki hareketle oyunu değiştirecek tarzda ender oyunculardan. işlerin karıştığı nokta burada: galataasray'ın bu tarzda bir kulüp olmaması. özetle galatasaray elmander'dir, drogba değil desem biraz yorum kabiliyeti olanlar ne demek istediğimi kolayca anlayacaklardır.
hagi'yse çok büyük yetenek olmasına rağmen kariyerinde kırılma noktasını yaşayamamış bir futbolcu olarak gelmişti bize. gelmeden biliyoruz ki meksika bileti elindeydi. bizimle kader ortaklığı yaşadı. hem kendi zirvesini hem de türk futbolunun zirvesine yolculuğa kaptanlık etti. o yüzden bu kadar seviyor bu ülkeyi ve bu kulübü. drogba hem ünü hem kişiliği hem de futboluyla takımımıza ve kulübümüze büyük yarar sağlayacaktır. ama bu hagi'nin popescu'nun kattıklarıyla karşılaştırılamaz. o adamlar bizi ensemizden tutup hooop diye 1000000 km ileriye fırlattılar. sayelerinde hayalini kuramadıklarımızı yaşadık, gördük, deneyimledik. bu yüzden bizim futbolcularımızın drogba'dan "avrupalı takımlardan korkmayın. %100 performansla tam konsantrasyonla oynarsak herkesi yenebiliriz" sözlerini duymaya ihtiyacı yok. biz bu "makus talihi" yıllar önce kırdık. bize zincirlerimizi kırdıranların başı hagi'ydi.
böyle bir şeyler işte...
not: hagi'yle drogba kıyaslaması gibi oldu biraz. amaç bu değildi.