• 30
    kendisini daha önce şahsen görmediğim kadar küçük düşüren demogojilerle bezeli haddinden uzun bir basın toplantısı.

    - galatasaray için zor durumda taşın altına her zaman elimi koydum dedi ki bu da en hafif tabirle yanlış bir ifade. adnan polat günlerce kendisinin kapısında yattı ve o dönem galatasaray'ın durumu çok daha kötüydü. kendisi ailevi sebepleri bahane göstererek teklifi reddetmiş adnan polat'ın ipinin çekilmesine bir anlamda önayak olmuştu.

    - kendisiyle sözleşme yenileme konusunun milli takım muhabbetinde ortaya çıkmasından dem vuruyor. niyetleri yoktu diyor. iyi de hocam sözleşme teklif edildi mi edilmedi mi? reddettin mi etmedin mi? lafı döndürüp dolandırmaya niyet okumaya ne gerek var. sözleşmeyi kabul etmeyen ve mayıs'ta görüşelim diyen üstüne üstlük bunu "birileri istedi diye imza atmam" seviyesine kadar indiren sen değil miydin?

    - abdürrahim albayrak ve ali dürüst'ün uzaklaştırmasından bahsetti. süreç çok önce başladı kılıf aranıyordu dedi. hocam bunun seninle ilgisi nedir? yönetimde lobi faaliyetin mi var? diğer yönetim kurulu üyelerinin değişmesi değil de bu iki ismin değişmesine neden içerliyorsun onu anlamadım. ayrıca bir yönetim kurulu başkanının genel kurul desteğini de alarak listesini istediği her zaman değiştirme hakkı var mıdır yok mudur? bunu belirleyecek olan merci sen misin?

    - iletişim sorunumuz var diyorsun her ilişkide olur diyorsun ama kendi hatalarından hiç bahsetmiyorsun. tek taraf suçlu, bütün yanlış bir tarafta sen sütten çıkmış ak kaşıksın, haysiyeti kırılansın öyle mi?

    - süs imza olayı var ki izlerken utandım. yahu 40 senedir futbolun içinde olan, profesyonel yaşayan bir adam böyle bir ifade kullanabilir mi? türkiye futbol federasyonu ile bir teknik direktör olarak milli takım için resmi bir imza atıyorsun ve buna süs imzaydı diyebiliyorsun. pes.

    - aslolan galatasaray'dır ben galatasaray'ı ve galatasaraylılık değerlerini her zaman ilk planda tuttum deyip galatasaray mevcut yönetimini takımın başında halihazırda bir teknik direktör de varken başka teknik direktörlerle görüşmekle itham etmek üstelik bunu tek bir somut kanıt göstermeden yapmak galatasaray'a ve galatasaray takımına zarar vermekten başka hiçbir anlam taşımaz. tıpkı bu basın toplantısının ana fikri gibi. bundan zarar görecek olan ünal aysal falan değil galatasaraydır.

    sonuç olarak demiyorum ki fatih terim bu ayrılığın suçlusu, bütün kabahat onun egolarında, milli takım iştahında vesairede... ama gerçek olan bir şey var ki galatasaray'a zarar veren bu ayrılıkta yönetim kadar fatih terim de suçludur. ekranlara çıkıp birbirlerine sallamaktansa bu iki tarafın birlikte bir basın açıklaması düzenlemesi çok daha şık ve ağızlara sakız haline getirilen o meşhur galatasaray değerlerine çok daha uygun olurdu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın