44
maçın yayınlandığı cafe'de mekan sahibinin yanlışlıkla kanal değiştirmesi sonucu bi kanalda oynayan "battal gazinin intikamı" adlı film çıkınca 10-12 yaşlarındaki bi çocuğun "amca bırak bu kalsın" demesine sebebiyet veren bir maç.
galatasaray-konyaspor maçıyla ilgili yazdığım entry'de skibbe'nin hatalarından bahsedince birkaç mail gelmişti(olumsuz anlamda) takımın bu kadar geri pas yapmasına şimdi kalkıp da "rakip kapalı defans yapıyodu oyunu açmak rakibi çekmek için" bıdı bıdısı yapacaklar muhtemelen. eğer dikine oynayıp paslarla şu rakibi perişan edemiyorsak zaten ileride kadıköy'de kupa hayal olacaktır.(allah göstermesin, o kupa orada kaldırılacak ne olursa olsun) ilk maçın verdiği avantajlı skor vs geyikleri de yapılmasın mümkünse; zira o taraftar stadta ve tv başında uzak diyarlardakiler her daim "galatasaray gibi"-"aslanlar gibi" oynayan bir takım görmek zorundadır.
birkaç futbolcu hakkında düşüncelerimi yazmak isterim:
meira-servet: zamanla uyumları artıyo.
hakan balta: h.balta'da değişen bişey yok, "düz topçu lafına örnek beni göstersinler" derdinde sanki, insan bi tane kaleye vurmaz mı be hakan, kaç tane top geldi müsait pozisyonda, vur 25-30 metreden tribünlere gitsin ama vur, bi gayen olsun, görelim, bilelim. hep aynı maalesef vasat.
volkan yaman: ben umudumu kestim kendisinden, hakan balta için düşündüğümün çok gerisinde. vasat bile değil. bakın kötü futbolcu falan demiyorum ama galatasaray'da oynuyorsun, galatasaray'da, galatasaray'da..... şu takımda lincoln yırtınıyorken bişeyler yapmak için, sol bek'te beklerim, top gelirse ileri vururum derdinde olamaz kimse. yönetim allah rızası için takıma sağ ve sol bek alsın, sağ ve sol bek olmak büyük meziyet isteyen bişeydir az çok futbol oynamış yada futboldan anlayan varsa ne demek istediğimi anlamıştır mutlaka.
serkan- a. erdem: 15-20 günde bir forma giydikleri için ne yapacaklarını bilmeden oynadılar. serkan'ın tek olumlu hareketi 2. golü getiren faulü yaptırması olarak göründü tvden, canlı izleyenler daha iyi bilir.
lincoln: sen de olmasan lincoln...
sonuç olarak; önümüzde kadıköy'e kadar yol var... yolumuz açık olsun...
galatasaray-konyaspor maçıyla ilgili yazdığım entry'de skibbe'nin hatalarından bahsedince birkaç mail gelmişti(olumsuz anlamda) takımın bu kadar geri pas yapmasına şimdi kalkıp da "rakip kapalı defans yapıyodu oyunu açmak rakibi çekmek için" bıdı bıdısı yapacaklar muhtemelen. eğer dikine oynayıp paslarla şu rakibi perişan edemiyorsak zaten ileride kadıköy'de kupa hayal olacaktır.(allah göstermesin, o kupa orada kaldırılacak ne olursa olsun) ilk maçın verdiği avantajlı skor vs geyikleri de yapılmasın mümkünse; zira o taraftar stadta ve tv başında uzak diyarlardakiler her daim "galatasaray gibi"-"aslanlar gibi" oynayan bir takım görmek zorundadır.
birkaç futbolcu hakkında düşüncelerimi yazmak isterim:
meira-servet: zamanla uyumları artıyo.
hakan balta: h.balta'da değişen bişey yok, "düz topçu lafına örnek beni göstersinler" derdinde sanki, insan bi tane kaleye vurmaz mı be hakan, kaç tane top geldi müsait pozisyonda, vur 25-30 metreden tribünlere gitsin ama vur, bi gayen olsun, görelim, bilelim. hep aynı maalesef vasat.
volkan yaman: ben umudumu kestim kendisinden, hakan balta için düşündüğümün çok gerisinde. vasat bile değil. bakın kötü futbolcu falan demiyorum ama galatasaray'da oynuyorsun, galatasaray'da, galatasaray'da..... şu takımda lincoln yırtınıyorken bişeyler yapmak için, sol bek'te beklerim, top gelirse ileri vururum derdinde olamaz kimse. yönetim allah rızası için takıma sağ ve sol bek alsın, sağ ve sol bek olmak büyük meziyet isteyen bişeydir az çok futbol oynamış yada futboldan anlayan varsa ne demek istediğimi anlamıştır mutlaka.
serkan- a. erdem: 15-20 günde bir forma giydikleri için ne yapacaklarını bilmeden oynadılar. serkan'ın tek olumlu hareketi 2. golü getiren faulü yaptırması olarak göründü tvden, canlı izleyenler daha iyi bilir.
lincoln: sen de olmasan lincoln...
sonuç olarak; önümüzde kadıköy'e kadar yol var... yolumuz açık olsun...