15
nantes grupta ilk iki maçta 7 gol atarak sükse yapmış ve liderlik koltuğuna oturmuş, galatasaray da meşhur 2001-02 kadrosuyla ilk maçta lazio'yu yenmiş, ikinci maçta eric gerets'in çalıştırdığı psv einhoven'e yanilmiş 3. sıradaydı.
maça kalede faryd mondragon vardı. geri dörtlüde sağ bekte taraftarın sevgilisi sebastien perez, stoperde emre aşık ve capone ikilisi ile defansı allah'a emanet etmiştik. savunmada tek güven veren isim sol bekteki hakan ünsal'dı. lucescu her şampiyonlar ligi maçında yaptığı gibi orta sahayı kalabalık tutacağım diye sergen'i kesmiş bülent akın'ı sahaya sürmüştü. bülent'in yanında çalışkanlığıyla göz dolduran kaptan suat kaya, beyefendi ergün penbe, sol kanatta o sezon allah'a isyan ettiren hasan şaş ve sağ kanatta arif erdem ile çıkmıştı. en ileride ümit karan'ı kesip serkan aykut'u sürmüştü sahaya lucescu. galatasaray sakatlıklar ve o dönem anlam veremediğimiz lucescu tercihleri sayesinde iki maç üst üste aynı kadroyla maça çıkamıyordu.
maça serkan - arif ikilisinin başlama vuruşuyla galatasaray başladı. hasan şaş her maç olduğu gibi ilk 5 dakika rakip sağ beki yaklaşık 7 defa çalımlayarak gözdağı verdi. derken nantes oyuna ağırlığını koydu. özellikle sebastien perez'in kanadını folloş ettiler. çünkü perez, lucescu'nun defansif kurgusunu anlamamış, serkan dahil tüm takım savunma yaparken anlamsızca sağdan bindirme yapmaya çalışıyordu. capone ve emre aşık sağdan soldan ceza sahasına yapılan ortaları karşılıyor, sektirdikleri toplarda hakan ünsal kademeye giriyordu. nantes takımı bir ara arka arkaya uzaktan şut çekmeye başladı, tabi biz bu maça kadar mondragon'un bu alandaki becerisini çözdüğümüzden koltuğumuzda rahat oturarak bir 7-8 dakika izleyebilmiştik. ilk yarının sonlarına doğru orta saha yuvarlağının biraz gerisinden capone'nin geri pasını mondragon sektirmiş, top kaleye giderken mondragon bir koşu yetişmiş ve ooo sesleri yükselen nantes tribünleri sessizleşmişti. spiker cem yılmaz havaya girmiş "bugün çok şanslıyız çocuklar alacağız bu maçı" demişti...
ikinci devre de aynı şekilde sürüp giderken, biz evde bildiğimiz bütün duaları tersten düzden okurken çok ilginç bir pozisyon oldu. ergün sol kanattan sağ ayağının dışıyla bir orta kesti*, bu maçta stoper oynamasına rağmen alışkanlıktan olsa gerek hücuma çıkıp arka direkte bekleyen capone çevirdi, ümit karan kafayı vurdu top kaleciden döndü, yine o senenin efendi topçularından görev adamı andres fleurquin tamamlamak istedi bu sefer savunmadan döndü, son olarak top yine doğru zamanda doğru yerde olan sergen yalçın'ın ayağına gelince beklenen oldu ve galatasaray'ın golü geldi... bu golden sonra nantes takımı dağıldı. sergen işi şova vurdu. golden 5 dakika sonra yine topla buluşan sergen defansı geçti, kaleciyi geçti ve topu auta attı. maçtan sonra "kaçırdığım attığımdan daha kolaydı he he" şeklinde demeç verdi. belki de sırf bu espriyi yapmak için golü kaçırmıştır, vardır sergen'in böyle tuhaflıkları...
sonuç olarak galatasaray ikinci yarı oyuna giren sergen, fleurquin ve ümit karan'ın içinde bulunduğu pozisyonla golü buldu ve galip geldi. maçtan sonra medya lucescu'nun oyuncu değişikliklerinde ne kadar isabetli olduğunu yazdi, bir kişi bile neden o kadro ile maça başladığını sormadı...
maça kalede faryd mondragon vardı. geri dörtlüde sağ bekte taraftarın sevgilisi sebastien perez, stoperde emre aşık ve capone ikilisi ile defansı allah'a emanet etmiştik. savunmada tek güven veren isim sol bekteki hakan ünsal'dı. lucescu her şampiyonlar ligi maçında yaptığı gibi orta sahayı kalabalık tutacağım diye sergen'i kesmiş bülent akın'ı sahaya sürmüştü. bülent'in yanında çalışkanlığıyla göz dolduran kaptan suat kaya, beyefendi ergün penbe, sol kanatta o sezon allah'a isyan ettiren hasan şaş ve sağ kanatta arif erdem ile çıkmıştı. en ileride ümit karan'ı kesip serkan aykut'u sürmüştü sahaya lucescu. galatasaray sakatlıklar ve o dönem anlam veremediğimiz lucescu tercihleri sayesinde iki maç üst üste aynı kadroyla maça çıkamıyordu.
maça serkan - arif ikilisinin başlama vuruşuyla galatasaray başladı. hasan şaş her maç olduğu gibi ilk 5 dakika rakip sağ beki yaklaşık 7 defa çalımlayarak gözdağı verdi. derken nantes oyuna ağırlığını koydu. özellikle sebastien perez'in kanadını folloş ettiler. çünkü perez, lucescu'nun defansif kurgusunu anlamamış, serkan dahil tüm takım savunma yaparken anlamsızca sağdan bindirme yapmaya çalışıyordu. capone ve emre aşık sağdan soldan ceza sahasına yapılan ortaları karşılıyor, sektirdikleri toplarda hakan ünsal kademeye giriyordu. nantes takımı bir ara arka arkaya uzaktan şut çekmeye başladı, tabi biz bu maça kadar mondragon'un bu alandaki becerisini çözdüğümüzden koltuğumuzda rahat oturarak bir 7-8 dakika izleyebilmiştik. ilk yarının sonlarına doğru orta saha yuvarlağının biraz gerisinden capone'nin geri pasını mondragon sektirmiş, top kaleye giderken mondragon bir koşu yetişmiş ve ooo sesleri yükselen nantes tribünleri sessizleşmişti. spiker cem yılmaz havaya girmiş "bugün çok şanslıyız çocuklar alacağız bu maçı" demişti...
ikinci devre de aynı şekilde sürüp giderken, biz evde bildiğimiz bütün duaları tersten düzden okurken çok ilginç bir pozisyon oldu. ergün sol kanattan sağ ayağının dışıyla bir orta kesti*, bu maçta stoper oynamasına rağmen alışkanlıktan olsa gerek hücuma çıkıp arka direkte bekleyen capone çevirdi, ümit karan kafayı vurdu top kaleciden döndü, yine o senenin efendi topçularından görev adamı andres fleurquin tamamlamak istedi bu sefer savunmadan döndü, son olarak top yine doğru zamanda doğru yerde olan sergen yalçın'ın ayağına gelince beklenen oldu ve galatasaray'ın golü geldi... bu golden sonra nantes takımı dağıldı. sergen işi şova vurdu. golden 5 dakika sonra yine topla buluşan sergen defansı geçti, kaleciyi geçti ve topu auta attı. maçtan sonra "kaçırdığım attığımdan daha kolaydı he he" şeklinde demeç verdi. belki de sırf bu espriyi yapmak için golü kaçırmıştır, vardır sergen'in böyle tuhaflıkları...
sonuç olarak galatasaray ikinci yarı oyuna giren sergen, fleurquin ve ümit karan'ın içinde bulunduğu pozisyonla golü buldu ve galip geldi. maçtan sonra medya lucescu'nun oyuncu değişikliklerinde ne kadar isabetli olduğunu yazdi, bir kişi bile neden o kadro ile maça başladığını sormadı...