479
kendisi hakkında yeterince yazdığımı düşünüyorum. artısı var, eksisi var; isteyeni var, istemeyeni var. isteyenlerin de, istemeyenlerin de hakkındaki görüşleri hakkında katıldığım ve katılmadığım noktalar var. şu an oynadığı futbol tipini ve bu futbolu oynayışındaki performans düzeyini tanımlamak için, önceki entry'lerime ek olarak yazılması gereken bir şey yok henüz. potansiyeli konusunda, gelecekte nasıl bir futbolcuya evrileceğine bağlı olarak, futboluna eklemesi gereken bazı yeni katmanlar olacak. önümüzdeki sezon galatasaray ya da başka bir takıma transfer olması halinde, görev tanımının ne olacağını tam olarak bilmediğimizden, potansiyelini nasıl değerlendirmesi gerektiği konusunda yazmak için erken.
fakat, lig düzeyinin çok üstünde performans sergileyen ve muazzam potansiyel taşıyan futbolcularından birinin galatasaray'a olası transferi gibi gayet makul bir tartışmada, karşı argüman olarak "bunu melo'yla kıyaslayanlar var! peh!" yazıp geçmek ve sırf oynadığı takımın eskişehirspor ve isminin alper olması sebebiyle, başlığına "melo" yazıp geçmenin bir "argüman" zannedilmesi, ciddi olarak sinirime dokunuyor artık. "şunu yapar, bunu yapamaz" de; katılalım ya da katılmayalım, ama tartışalım. bu tür davranışları marjinalleştirme amacıyla "yıldız hayranlığı" gibi başlıklar açılıyor, ama görünüşe göre bu yıldız oyuncu ilüzyonu zannettiğimizden daha üst seviyelerde. dün akşam oynadığımız 26 mart 2013 türkiye macaristan maçı'nda alper'in nuri şahin'den çok net bir şekilde daha iyi oynadığını söyleyebilen kişi sayısı az mesela; aradaki fark net bir şekilde ortadaydı halbuki...
siz söylemeden ben belirteyim: bunları yazanların ciddiye alınacak adamlar olmadığının ben de farkındayım. ama burada bunca adamız, bir futbolcunun başlığına, futbolun f'sine dokunmadan, hiç bir sebep belirtmeden "bunun adı melo, onun adı alper" şeklinde bir görüş(!) belirtiliyor. adeta "siz o kadar geri zekalısınız ki, görüşümün sebeplerini açıklamaya gerek dahi görmüyorum!" der gibi. bunca yazardan hiç biri de çıkıp "e yavaş ama artık kadreş..." demiyor.
kıyaslayacağım tabi; hurşut meriç ile arjen robben'i de, alper potuk ile felipe melo'yu da kıyaslayacağım. futbolcu değil mi ikisi de? niye kıyaslamayayım? hatta kıyaslıyorum bile; bakalım dediğiniz gibi allah çarpacak mı...
defansif olarak:
enerjileri, rakibi yıpratmaları ve orta sahada topu kazanmaları birbirine denk. kazandıkları topu kullanma konusunda, melo'nun oyun vizyonu daha önde; alper'in ise ayağının düzgünlüğü ve pas isabet oranı. melo, orta sahada pas tercihlerini diagonal uzun paslarla kanat oyuncularından yana kullanıyor; alper ise yarı alanı verkaçlar ve kısa paslarla katedip, ceza alanı civarında ara pas deniyor.
bir ön liberoda dikkat ettiğim en önemli özelliklerden biri olan hava hakimiyeti ve kafa vuruşlarında net olarak melo önde. alper bu konuda geliştirilebilir, fakat eğer burak yılmaz hızıyla gelişmezse, formayı kapması uzun sürer. bir ön libero, rakip atak yaparken, üçüncü stoper olarak savunma arasına girebilmeli ve ortaları uzaklaştırarak takımını rahatlatabilmeli; ön liberonun işinin yarısına yakını budur. fakat, pozisyon alma ve markaj konusunda, alper melo'nun önünde. yani ikisi de üçüncü stoperlik konusunda tam anlamıyla yeterli değil; melo'da olan alper'de, alper'de olan ise melo'da yok...
oyunun hücum yönünde;
her iki oyuncunun da uzun şutları, rakip kalede öyle aman aman tehlike yaratacak cinsten değil; kırk yılın başı etkili bir uzun şut çeker ikisi de.
ikisi de pas oyununa müsait oyuncular; rakip kale abluka altına alındığında, hücumda pas seçeneği oluşturabiliyor, verkaça girebiliyor vs.
alper'in bu konuda artısı, adam eksiltme özelliği. hem yarı sahadan çıkarken süratiyle, hem de rakip ceza sahası etrafında, dar alanda çalım özelliği ile adam eksiltebiliyor. alper'in en güçlü özelliklerinden biri bu; topla rahatlığı ve adam geçme özellikleri, melo, hamit, yekta ve selçuk'tan daha iyi. dün akşamki 26 mart 2013 türkiye macaristan maçı'nda arda ile beraber, çalım atabilen, sahadaki iki oyuncumuzdan biriydi zaten.
"melo ile alper'i kıyaslamışlar!!1! xd xd xd zaaaa!!1! adnan brothers layık size ahahaha!1!!!!1! xd xd xd" yazacak olan ilk geri zekalıya, orijinal milan baros forması hediye edeceğim.
fakat, lig düzeyinin çok üstünde performans sergileyen ve muazzam potansiyel taşıyan futbolcularından birinin galatasaray'a olası transferi gibi gayet makul bir tartışmada, karşı argüman olarak "bunu melo'yla kıyaslayanlar var! peh!" yazıp geçmek ve sırf oynadığı takımın eskişehirspor ve isminin alper olması sebebiyle, başlığına "melo" yazıp geçmenin bir "argüman" zannedilmesi, ciddi olarak sinirime dokunuyor artık. "şunu yapar, bunu yapamaz" de; katılalım ya da katılmayalım, ama tartışalım. bu tür davranışları marjinalleştirme amacıyla "yıldız hayranlığı" gibi başlıklar açılıyor, ama görünüşe göre bu yıldız oyuncu ilüzyonu zannettiğimizden daha üst seviyelerde. dün akşam oynadığımız 26 mart 2013 türkiye macaristan maçı'nda alper'in nuri şahin'den çok net bir şekilde daha iyi oynadığını söyleyebilen kişi sayısı az mesela; aradaki fark net bir şekilde ortadaydı halbuki...
siz söylemeden ben belirteyim: bunları yazanların ciddiye alınacak adamlar olmadığının ben de farkındayım. ama burada bunca adamız, bir futbolcunun başlığına, futbolun f'sine dokunmadan, hiç bir sebep belirtmeden "bunun adı melo, onun adı alper" şeklinde bir görüş(!) belirtiliyor. adeta "siz o kadar geri zekalısınız ki, görüşümün sebeplerini açıklamaya gerek dahi görmüyorum!" der gibi. bunca yazardan hiç biri de çıkıp "e yavaş ama artık kadreş..." demiyor.
kıyaslayacağım tabi; hurşut meriç ile arjen robben'i de, alper potuk ile felipe melo'yu da kıyaslayacağım. futbolcu değil mi ikisi de? niye kıyaslamayayım? hatta kıyaslıyorum bile; bakalım dediğiniz gibi allah çarpacak mı...
defansif olarak:
enerjileri, rakibi yıpratmaları ve orta sahada topu kazanmaları birbirine denk. kazandıkları topu kullanma konusunda, melo'nun oyun vizyonu daha önde; alper'in ise ayağının düzgünlüğü ve pas isabet oranı. melo, orta sahada pas tercihlerini diagonal uzun paslarla kanat oyuncularından yana kullanıyor; alper ise yarı alanı verkaçlar ve kısa paslarla katedip, ceza alanı civarında ara pas deniyor.
bir ön liberoda dikkat ettiğim en önemli özelliklerden biri olan hava hakimiyeti ve kafa vuruşlarında net olarak melo önde. alper bu konuda geliştirilebilir, fakat eğer burak yılmaz hızıyla gelişmezse, formayı kapması uzun sürer. bir ön libero, rakip atak yaparken, üçüncü stoper olarak savunma arasına girebilmeli ve ortaları uzaklaştırarak takımını rahatlatabilmeli; ön liberonun işinin yarısına yakını budur. fakat, pozisyon alma ve markaj konusunda, alper melo'nun önünde. yani ikisi de üçüncü stoperlik konusunda tam anlamıyla yeterli değil; melo'da olan alper'de, alper'de olan ise melo'da yok...
oyunun hücum yönünde;
her iki oyuncunun da uzun şutları, rakip kalede öyle aman aman tehlike yaratacak cinsten değil; kırk yılın başı etkili bir uzun şut çeker ikisi de.
ikisi de pas oyununa müsait oyuncular; rakip kale abluka altına alındığında, hücumda pas seçeneği oluşturabiliyor, verkaça girebiliyor vs.
alper'in bu konuda artısı, adam eksiltme özelliği. hem yarı sahadan çıkarken süratiyle, hem de rakip ceza sahası etrafında, dar alanda çalım özelliği ile adam eksiltebiliyor. alper'in en güçlü özelliklerinden biri bu; topla rahatlığı ve adam geçme özellikleri, melo, hamit, yekta ve selçuk'tan daha iyi. dün akşamki 26 mart 2013 türkiye macaristan maçı'nda arda ile beraber, çalım atabilen, sahadaki iki oyuncumuzdan biriydi zaten.
"melo ile alper'i kıyaslamışlar!!1! xd xd xd zaaaa!!1! adnan brothers layık size ahahaha!1!!!!1! xd xd xd" yazacak olan ilk geri zekalıya, orijinal milan baros forması hediye edeceğim.
