1988-89 UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası 2. Eleme Turu Rövanş Maçı
13:30 Ali Sami Yen Stadyumu
5 - 0
  • 27
    önce:
    (bkz: 28 ekim 1988 neuchatel xamax galatasaray maci/#120179)

    3-0'dan tur atlamak, gerçek hayatta değil, olsa olsa rüyalarda yaşanacak bir durumdur. ancak onbeş gün önce la maladiere'de bütün bunlara inanmayan bir kişi vardır.
    genç teknik adam mustafa denizli.
    kendisine uzanan trt mikrofonuna "biz bu takımı eleriz" der.
    spikerin "3-0'dan elemek biraz zor olmaz mı?" sorusuna ise denizli, "gerekirse 5 atar, eleriz...!" yanıtını verir..

    ertesi gün, bütün gazeteler mustafa denizli'yi alaya alan, onu hayal tacirliğiyle suçlayan manşetler atar. gazetelere göre tur çoktan gitmiş, galatasaray elenmiştir artık.

    geçen iki hafta boyunca denizli, futbolcularıyla birlikte adeta bütün kamuoyunun da beynini yıkar. bu turu atlayacağız nidaları ilk günlere oranla daha yüksek çıkar. ancak yine de 3-0'ın kolay aşılamayacağı gün gibi ortadadır. denizli'nin beyin yıkamasına en çok inananların başında 12 eylül'ün darbeci komutanı kenan evren gelir. evren, galatasaray'ın xamax'ı 4-0 yenerek eleyeceğini iddia eder...

    isviçre'de yaşananların türkiye'de yoğun bir infial yaratmasının ardından galatasaray, mevzuyu en iyi şekilde kullanarak neuchatel xamax maçını bir anda milli dava'ya çevirir..
    o zaman şimdiki gibi avrupalı rakiplerin türk takımlarına karşı desteklendiği ve tribünlerde "roma polisine kalkan eller kirilsin" şeklinde pankartların açıldığı günler değildir.

    galatasaray, milli davanın amacına uygun şekilde xamax maçı için adidas'a özel bir forma yaptırır.
    forma alışıldığı gibi sarı-kırmızı değildir: günün anlam ve önemine binaen, biraz da "milli takım" havasını yakalayabilmek için kırmızı-beyaz yapılır. öyle ki, formanın göğsünde ufak bir galatasaray amblemi olmasa formaları milli formalardan ayırmak imkansızdır.

    9 kasım 1988'de fransız hakem joel quiniou'nun yönettiği maça galatasaray şu kadroyla çıkar:
    zoran simoviç - ismail demiriz (bülent korkmaz), cüneyt tanman, erhan önal, semih yuvakuran - savaş koç (arif kocabıyık), uğur tütüneker, cevad prekazi, mirsat kovacevic - tanju çolak, metin yıldız..

    maca daha fazla seyirci gelmesi için mac televizyondan da yayınlanmaz.. türkiye tek yürek olmuş, radyo başında levent özçelik'in ağzından çıkacak gol sesine kilitlenir.
    uzun lafın kısası, tribün agzıyla söylersek "galatasaray neuchatel'in üstüne aslanlar gibi saldırmaya başlar". aslanların başındaki teknik adam denizli, cezası nedeniyle maçı tel örgüler ardında seyretmek zorunda kalır.

    tüm türkiye'nin tek yürekte attığı maçın 19'uncu dakikasında çarçabuk bir vücüt çalımıyla ceza sahasına giren uğur tütüneker plasesiyle galatasaray'ı 1-0 öne geçirir.
    dakikalar erir ama ikinci gol bir tülü gelmez.. tribunlerdeki gökgürültüsü xamax'lı futbolcuların üstüne kabus olup çöker ali sami yen o gün avrupa takımlarının cehennemi olacağının sinyalini öyle bir çakar ki, bakan gözler anlamakta geöikmez. ilk yarının son düdüğü çaldığında futbolcular soyunma odasının taraftarlarsa endişe içinde köftecilerin yolunu tutar:
    "eyvah!.. ya stadtan turu atlamamış olarak çıkarsak?" sorusu herkesin beynini kemirir.. ama içeride tura inan denizli ve 16 aslan'ı vardır. denizli "çıkın bu halk için turu alın!" diyerek gladyatörlerini arenaya uğurlar!

    ikinci gol kendini fazla bekletmez.. her zamanki klasik şirket çalışmaya başlar. cevad prekazi soldan ortalar, tanju topu neuchatel ağlarına takar. 2-0

    üçüncü gol için çok bastırır galatasaray. hatta 76'ıncı dakikaya kadar bekler. ama prekazi "herşey bitti" denilen anda sahneye yine soldan çıkar. ortasına uçan kafayı yapıştıran ilk golün sahibi uğur tütüneker olur. neredeyse bütün dünyanın "gooooooool...!!!" diye bağırdığı andır o an.. 3-0

    artık herşey eşittir ama moralman önde olan galatasaray'a dur durak yoktur.
    dünya üzerinde altın, gümüş, bronz ayakkabıya sahip 3 golcüden biri olacak tanju çolak çıkar sahneye. saatler 80'inci dakikayı gösterdiğinde, "gol attığımda orgazm oluyorum" diyen kral, arz-ı endam eder. havadan gelen bir topa kalkan mirsat güneş topu tanju'nun önüne indirir. hızla cezasahasının solundan giren tanju, önce topu sağına alır sonra da öyle bir vuruş yapar ki, top adeta yay çizerek adresini bilen posta güvercini gibi doğruca kaleye uçar. 4-0

    türkiye çıldırır.. maçı televizyondan anlatan spiker ilker yasin'in sesi kısılmıştı. 4. golde sesi zar zor çıkan ilker yasin golün ardından neredeyse hepimizin ortak duygusunu zor duyulan sesiyle dillendirdi: "aman allah'ım ne muthis birşey.. ağlamak istiyorum sayın seyirciler...!!!"

    tanju'nun 89'uncu dakikada gelen 5'inci golu, muhtesem zaferi pekistirir. macın son düdüğüyle sahadaki futbolcular, tribundeki taraftarlar, radyodaki dinleyenler ve tel örgülerin arkasından atlayarak sahaya gelen mustafa denizlide gözyaşlarını tutamaz. trt altyazı gecer ve macın ardından macın tamamının hatta daha sonra da tekrarının tekrarını yayınlayacagını ilan eder.
    mustafa denizli'yi hayal tecirliği ile suçlayanlar, ertesi gun manşetlerde denizli'yi "turkiye'nin en büyük düşünen adamı" ilan etmiştir bile..

    zafer bir duygu seli hgalinda yaşandı ve bittiğinde küçük bir ayrıntı gözlerden kaçıyordu. yan hakemin kafasına gelen bozuk paralar gözlemci ve hakem raporlarına girmiş, isvicreliler sahada yapamadıklarını masada yapacaklarını ilan etmişlerdi. kısa süre içinde uefa semalarından türkiye'ye bir bomba düştü. galatasaray, atılan bozuk paralar yüzünden bozuk para gibi harcanmak isteniyordu. cimbom alnının teriyle kazandığı turu "hükmen yenik" sayılarak kaybedecekti. olayın yarattığı infiali sabah gazetesi manşetinde şöyle anlatıyordu: "o.... cocuklari..!!!" daha sonra uefa'da al take ver külah yaşanan savaşın ardından alman avukat reinhard rauball'ın savunmasıyla galatasaray masadan da zaferle kalkıyordu.
    bu zafer galatasaray'ın iki saha kapamasına mal olmustu ama olsun sahayı kapattırsak da kazanan biz olmuştuk..

    neuchatel xamax macının verdiği moral ile galatasaray, fransa şampiyonu monaco'yu da devirip yarı finale çıktı. avrupa'nın ilk dort takımı arasına girdi. işte bugun yeşil sahalarda yaşadığımız bir çok başarının atfedildiği maç rüzgar gibi geldi gecti. ardında fakir ama başarıya aç ülkenin zor zamanlarında kurtarıcısı olarak siyasilerin de sarılacağı "top"tan yaratılacak basarı hikayelerini bıraktı. çoşkulu ve hızlı akan, ışıltılı bir masal
    nehri gibi maziye aktı...

    (bkz: türk futbolunun makus talihini yendiği maç)
App Store'dan indirin Google Play'den alın