265
kim ne derse desin, izlerken kahreden maç olmuştur.
neden böyle olduğunun sebepleri de çok belli. oturmuş bir oyunumuz hala yok bu sezon için. kazandığımız, iyi oynadığımız maçları akla getirdikçe her birinde birbirinden farklı temalar görüyorum ben.
-kiminde takım savunmasını iyi oturttuğu için rakibe 60-70 dakika top göstermeyip 1-0, 2-1 kazanılan maçlar (içerideki antalyaspor, fenerbahçe ve beşiktaş, dışarıda kazanılan braga maçları gibi)
-kiminde yıldızların bireysel becerileri ile tek başlarına aldıkları maçlar (deplasmanda kazanılan cluj,akhisar ve elazığ maçları gibi)
-kiminde takım hücumunu yarım saat üst seviyede yapıp bir devrede baltayı indirerek kazandığımız maçlar (içerideki kayserispor, orduspor dışarıdaki antalyaspor maçları gibi)
sabahın şu saatinde aklıma gelen şekliyle bile 3 farklı ve alakasız şablon tespit ediyorum. 24 haftanın kısa özetlerini 2 saat çalışsam rakam 5 şablona çıkar muhtemelen.
böyle bir şey olabilir mi? galatasaray takımı sezonun son düzlüğüne girerken bile hala a planını, b planını oturtamamış durumda. her maç farklı farklı senaryolar. bu oturmayan sistemin en büyük nedenleri ise öncelikle 4-4-2 takıntısı, sonrasında da transfer politikamız.
fatih terim amrabat konusunda hatalı çıkmış olmayı kabullenemiyor bir türlü. amrabat'ı kazanmak adına takımın esas odaklanması gereken kanatsız dizilimler uygulanamıyor. amrabat'ı 4-4-2'nin solu olarak monte etme projesi 24.haftasını geride bıraktı ve hala elle tutulur bir netice yok. 4-4-2'nin sağ tarafı da hamit altıntop'u resmen tüketti.
adamın maç içerisinde istemsiz ya da sıkılarak içeriye kaydığı oyun bölümleri hep galatasaray'ın nefeslendirici pas trafiği yaparak gol atabilecek adamlarını ileri taşımaya fırsat bulmasına neden olmuştu. hamit bu anlarda son pası veren kişi konumuna düştüğünde genelde hatalı tercihler yaparak şimşekleri çok üstüne çekti. son pas ya da organize edici hamle selçuk inan'a düştüğünde ise ya gol attık ya ciddi pozisyon ürettik. rakiplerin hücuma çıktığı bölümlerde de hamit, ne kadar kızarsanız kızın kendisinin en önemli yeteneği olan pozisyon ve duruş bilgisiye orta saha savunmasına güç veriyordu. ama sağ kanadı boşalttığı için genel savunmada eksiklik yine ortaya çıkıyor ve kanatlarını iyi kullanan takımlara hep pozisyon ve gol şansı veriyorduk. felipe melo'nun geçen sezondaki formundan ve mental anlayıştan çok geride olması, bu sorunun selçuk inan'ı da geriye çakılı konumda bırakması ile beraber organize olma sorunları yaşayan bir takım izliyoruz sezon başından beri.
8 milyon euro verdik mecburen oynatalım diye her maç kadroda olan bir amrabat örneği mesela. önemli bir transfer hatası olarak iyice sırıtmaya başladı bu tercih. 4-4-2 oynamayı gurur meselesine dönüştüreceği belli olan takıma alınması gereken isimler değildi amrabat ve hamit. wesley sneijder bile zorlayıcı bir hamle bu konuda. hollandalı imzayı atar atmaz hemen 4-4-1-1 ya da 4-3-1-2 taktikleri çizilmeye başlanmıştı ama çok şükür henüz böyle bir hamle görmedik. wesley sneijder de maç içerisinde hapsedildiği kanattan sıkılıp da ortaya ya da öne doğru ne zaman kaysa, göze hoş gelen hücumlar izledik. 4-2 kazanılan orduspor maçının gidişatını, wesley sneijder'in içeriye kaçarak vuruş yapması değiştirdi bunu kimse unutmasın.
gördüğümüz gibi takımın oyuncuları 4-4-2'den dolayı köreliyor. hatalar yapıyorlar ve gittikçe sıradanlaşıyorlar. maç içerisinde resmen "yeter be" diyip orta göbeğe kaçan hamit altıntop'un ve 10 numara mevkiisine kaçan wesley sneijder'in bu "isyanları" sayesinde buralara getirebildik ligi. belki ilginç gelecek ama dany nounkeu dahil 2012-2013 sezonunda transfer edilen futbolcuların hiçbirisi 4-4-2 futbolcusu değil. bu diziliş ısrarı yüzünden hala oyun istikrarımız, mevki istikrarımız, performans istikrarımız yok. çıkacağımız sıradaki maçı 1-0 mı kazanırız, 4-1 mi kazanırız, 3-3 berabere mi biter kimsenin fikri yok. bu kadar saçma bir durum olabilir mi şampiyon olmak isteyen takımda?
hocam. grande. gözünü seveyim 4-4-2 inadından vazgeç artık. hamit altıntop ve selçuk inan'ın yan yana oynadığı üçlü merkez orta sahalı ve önlerinde wesley sneijder'li dizilişi bir kullan ne olursun... elimizde en iyi on numaraların sonuncusu var ve sol kanatta hapis. merkezde komutanlık yaparsa general olacak en iyi uluslararası türk futbolcusu hamit altıntop var ve sağ kanatta hapis. her topu indirebilen, türkiye'ye gelmiş en kariyerli santrafor didier drogba var, takım ne zaman ileriye gelecek diye yol gözlüyor. son yılların en formda bitiricisi burak yılmaz var, taşın suyunu çıkarıp gol yapmak için yırtınıyor. emmanuel eboue gibi 2012 şampiyonluk kupasının yaldızı adam tükendi, gücü ve inancı kalmadı adamın. yüzünden belli. önünde sürekli 85 metre boşluk görmekten adam paranoyak oldu adım atamıyor. albert riera sol bek oldu çıktı. kendi bireysel kariyeri için harika ve destansı ama galatasaray kadro planlaması açısından skandal boyutunda bir hata... umut bulut kayıplarda. johan elmander kayıplarda. en önemlisi fernando muslera gelecek için sabredilen, şimdilik diş sıkılan genç bir türk kaleci performansı gösteriyor bu sezon... 2012 kupasının saplarındaki kurdelelerden birisini alıp göğsüne takmamız gereken fernando muslera gol manyağı oldu...
4-4-2 ile 2012 kupasını aldık, doğru. lakin 2013 sezonunda 4-4-2 ile alakası olmayan transferler yaptık. amrabat dışında hatalı transfer bence yok ama 4-4-2 sayesinde bu transferler takıma oturamıyor. takım da oyuncular da zarar görüyor. 5-6 hafta kala ilan edilecek şampiyonluk yine kritik final maçlarına kalacak gibi görünüyor. lütfen şu 4-4-2'yi taktik tahtamızdan silelim artık. olmuyor işte hocam olmuyor yani hala neyin ısrarı bu ?
neden böyle olduğunun sebepleri de çok belli. oturmuş bir oyunumuz hala yok bu sezon için. kazandığımız, iyi oynadığımız maçları akla getirdikçe her birinde birbirinden farklı temalar görüyorum ben.
-kiminde takım savunmasını iyi oturttuğu için rakibe 60-70 dakika top göstermeyip 1-0, 2-1 kazanılan maçlar (içerideki antalyaspor, fenerbahçe ve beşiktaş, dışarıda kazanılan braga maçları gibi)
-kiminde yıldızların bireysel becerileri ile tek başlarına aldıkları maçlar (deplasmanda kazanılan cluj,akhisar ve elazığ maçları gibi)
-kiminde takım hücumunu yarım saat üst seviyede yapıp bir devrede baltayı indirerek kazandığımız maçlar (içerideki kayserispor, orduspor dışarıdaki antalyaspor maçları gibi)
sabahın şu saatinde aklıma gelen şekliyle bile 3 farklı ve alakasız şablon tespit ediyorum. 24 haftanın kısa özetlerini 2 saat çalışsam rakam 5 şablona çıkar muhtemelen.
böyle bir şey olabilir mi? galatasaray takımı sezonun son düzlüğüne girerken bile hala a planını, b planını oturtamamış durumda. her maç farklı farklı senaryolar. bu oturmayan sistemin en büyük nedenleri ise öncelikle 4-4-2 takıntısı, sonrasında da transfer politikamız.
fatih terim amrabat konusunda hatalı çıkmış olmayı kabullenemiyor bir türlü. amrabat'ı kazanmak adına takımın esas odaklanması gereken kanatsız dizilimler uygulanamıyor. amrabat'ı 4-4-2'nin solu olarak monte etme projesi 24.haftasını geride bıraktı ve hala elle tutulur bir netice yok. 4-4-2'nin sağ tarafı da hamit altıntop'u resmen tüketti.
adamın maç içerisinde istemsiz ya da sıkılarak içeriye kaydığı oyun bölümleri hep galatasaray'ın nefeslendirici pas trafiği yaparak gol atabilecek adamlarını ileri taşımaya fırsat bulmasına neden olmuştu. hamit bu anlarda son pası veren kişi konumuna düştüğünde genelde hatalı tercihler yaparak şimşekleri çok üstüne çekti. son pas ya da organize edici hamle selçuk inan'a düştüğünde ise ya gol attık ya ciddi pozisyon ürettik. rakiplerin hücuma çıktığı bölümlerde de hamit, ne kadar kızarsanız kızın kendisinin en önemli yeteneği olan pozisyon ve duruş bilgisiye orta saha savunmasına güç veriyordu. ama sağ kanadı boşalttığı için genel savunmada eksiklik yine ortaya çıkıyor ve kanatlarını iyi kullanan takımlara hep pozisyon ve gol şansı veriyorduk. felipe melo'nun geçen sezondaki formundan ve mental anlayıştan çok geride olması, bu sorunun selçuk inan'ı da geriye çakılı konumda bırakması ile beraber organize olma sorunları yaşayan bir takım izliyoruz sezon başından beri.
8 milyon euro verdik mecburen oynatalım diye her maç kadroda olan bir amrabat örneği mesela. önemli bir transfer hatası olarak iyice sırıtmaya başladı bu tercih. 4-4-2 oynamayı gurur meselesine dönüştüreceği belli olan takıma alınması gereken isimler değildi amrabat ve hamit. wesley sneijder bile zorlayıcı bir hamle bu konuda. hollandalı imzayı atar atmaz hemen 4-4-1-1 ya da 4-3-1-2 taktikleri çizilmeye başlanmıştı ama çok şükür henüz böyle bir hamle görmedik. wesley sneijder de maç içerisinde hapsedildiği kanattan sıkılıp da ortaya ya da öne doğru ne zaman kaysa, göze hoş gelen hücumlar izledik. 4-2 kazanılan orduspor maçının gidişatını, wesley sneijder'in içeriye kaçarak vuruş yapması değiştirdi bunu kimse unutmasın.
gördüğümüz gibi takımın oyuncuları 4-4-2'den dolayı köreliyor. hatalar yapıyorlar ve gittikçe sıradanlaşıyorlar. maç içerisinde resmen "yeter be" diyip orta göbeğe kaçan hamit altıntop'un ve 10 numara mevkiisine kaçan wesley sneijder'in bu "isyanları" sayesinde buralara getirebildik ligi. belki ilginç gelecek ama dany nounkeu dahil 2012-2013 sezonunda transfer edilen futbolcuların hiçbirisi 4-4-2 futbolcusu değil. bu diziliş ısrarı yüzünden hala oyun istikrarımız, mevki istikrarımız, performans istikrarımız yok. çıkacağımız sıradaki maçı 1-0 mı kazanırız, 4-1 mi kazanırız, 3-3 berabere mi biter kimsenin fikri yok. bu kadar saçma bir durum olabilir mi şampiyon olmak isteyen takımda?
hocam. grande. gözünü seveyim 4-4-2 inadından vazgeç artık. hamit altıntop ve selçuk inan'ın yan yana oynadığı üçlü merkez orta sahalı ve önlerinde wesley sneijder'li dizilişi bir kullan ne olursun... elimizde en iyi on numaraların sonuncusu var ve sol kanatta hapis. merkezde komutanlık yaparsa general olacak en iyi uluslararası türk futbolcusu hamit altıntop var ve sağ kanatta hapis. her topu indirebilen, türkiye'ye gelmiş en kariyerli santrafor didier drogba var, takım ne zaman ileriye gelecek diye yol gözlüyor. son yılların en formda bitiricisi burak yılmaz var, taşın suyunu çıkarıp gol yapmak için yırtınıyor. emmanuel eboue gibi 2012 şampiyonluk kupasının yaldızı adam tükendi, gücü ve inancı kalmadı adamın. yüzünden belli. önünde sürekli 85 metre boşluk görmekten adam paranoyak oldu adım atamıyor. albert riera sol bek oldu çıktı. kendi bireysel kariyeri için harika ve destansı ama galatasaray kadro planlaması açısından skandal boyutunda bir hata... umut bulut kayıplarda. johan elmander kayıplarda. en önemlisi fernando muslera gelecek için sabredilen, şimdilik diş sıkılan genç bir türk kaleci performansı gösteriyor bu sezon... 2012 kupasının saplarındaki kurdelelerden birisini alıp göğsüne takmamız gereken fernando muslera gol manyağı oldu...
4-4-2 ile 2012 kupasını aldık, doğru. lakin 2013 sezonunda 4-4-2 ile alakası olmayan transferler yaptık. amrabat dışında hatalı transfer bence yok ama 4-4-2 sayesinde bu transferler takıma oturamıyor. takım da oyuncular da zarar görüyor. 5-6 hafta kala ilan edilecek şampiyonluk yine kritik final maçlarına kalacak gibi görünüyor. lütfen şu 4-4-2'yi taktik tahtamızdan silelim artık. olmuyor işte hocam olmuyor yani hala neyin ısrarı bu ?