216
maçı yerinde izleyen biri olarak yorumlarımı yazayım. stada giderken kulağımda kulaklık ntvnin spor radyosunu dinliyorum. radyodo mersinspor ve fenerbahçenin dakika anlatımları var. ilk yarının uzatmaları oynanıyor. içimden dün beşiktaş ,elazığspora uzatmalarda gol attı. şimdide fenerbahçe atar dememle , fenerbahçenin gol atması bir oldu. yani fenerbahçenin hangi maçını takip edersem edeyim adamların gollerini biliyorum. çok sinir bozucu bir durum. antifenerli değilim ama adamların her işten tereyağdan kıl çeker gibi kurtulmaları beni sinir ediyor. o yüzden başarısız olmalarını istiyorum.
neyse maçın başlamasına yarım saat kala stattaki yerimi aldım. gayet sahaya yakın bir yerdi. ilk yarıdaki antalyaspor tarafını net gören bir yerdeydim. bizim tarafa uzaktı. sağolsun stadın ışıkları uzak yerleri görme konusunda sinamada ön sırada filim izleme durumunu aratmadı. gözlerimi çok aldı. ben özellikle hamit ve sneijder'in performansını merak ettiğim için bu futbolculara dikkat ettim. zaten takımın sağ kanat akınları bizim tarafta olduğu için hiç zorluk çekmedim. sneijder'in futbol zekasını gerçekten çok yüksek olduğunu görüyorsun. adam ilk yarıda en az 4-5 tane öyle paslar attıki yerine ulaşsa mükemmel sonuçlar doğuracak. takımla sneijderle oynamaya alışınca çok daha yi olacak. hamit ise sorumluluk alan ve sorumluluktan kaçmayan biri. topu ayağında çok iyi tutuyor. top kayıpları yapıyor. ama istese topu geriye atar ve o kayıpları yapmaz. topu aldığı zaman genelde bizim oyuncular rakip kaleye yakın değiller. burada hamit zaman kazanarak oyuncuların yerleşmesini bekliyor. bu sırada rakip oyuncular bir kaç kişi hamiti bastırıyor. top kayıplarıda bu yüzden oluyor. bunu stadda gayet net görüyorsun. oyuncularımız rakip kaleye çabuk yerleşse hamit daha kolay top çıkartacak.oyunu daha çabuk kuracak. neyse ki bizim oturduğumuz tarafta taraftarlardan olumsuz bir tavır görmedi. ilk yarıda sol taraf bana çok çalışıyormuş gibi gelmedi. genelde akınlar sağ taraftan başlıyordu. ilk yarıda sol taraf gözüme girmedi. hatta sanki bana oyunda hiç yokmuş gibi geldi. ikinci yarıda yanıldığımı anladım. sahaya 360' hakim olmayınca böyle yanılgılar oluyor. ilk yarıda bir gol, birde sabri'in şutu dışında pozisyonumuz yoktu.
ikinci yarı galatasaray kalesi oturduğum tarafta olunca bu sefer defans oyuncularını daha iyi görüyorsun. ilk yarıda hiç göremediğim riera'ın ne kadar kritik müdahaleler yaptığını gayet net gördüm. kendisini çok beğendim. gözlerim danny'inde üzerindeydi. herkesin yüreğini ağzına getiren hamlelerini bekledim ama göremedim. vücüd yapısı olarak en fit oyuncuydu. ikinci yarı da antalyaspor'a hiç posizyon vermedik. burak'ın attığı 2. golü göremedim. zaten ikinci yarı ikilemde kaldım. maçımı izlesem yoksa kale arkasındaki taraftarların şovunu mu izlesem bilemedim. gerçekten taraftarlar çok iyilerdi. muhteşemdi. psikolojik üstünlük son günlerin moda konusu işte. taraftarların performansı galatasaray alayhine bilinçli olarak çalışanların , aleylerinde kararlar alanların aslında kazanamayacaklarının göstergesiydi. melo konusunda söylediğim amaç etik değil, güç göstergesi. taraftar gücün kimde olduğunu gösterdi. hakemler konusuna gelince şunu söyleyebilirim. yedek kulübesi tarafındaki yan hakemin performansını beğenmedim. aleyhimize çok kolay düdük çaldı. hakem kararları sonucunda iki kere taraftar " yeter demirören diye" bağırdı. aslında olması gereken slogan "yetmez demirören olmalıydı". siz ne yaparsanız yapın yetmez olmalıydı. ayrıca sen ağlama bestesi gayet güzel insanı hem keyiflendiriyor, hem de gaza getiriyor. ama ağlama fener diyerek fenerin adının ağzımıza alınmasıyla bence ortamdaki hava kirleniyor. ayrıca stadın zemininin çok kötü olduğunu da eklemek isterim. umarım burada oynayacak hiç bir futbolcu zarar görmez. bir iki kişi hariç. yazılarımı okuyanlarda bunların kim olduğunu bilir. maç sırasında sneijder, yekta ve ambaratı çokça karıştırdığım oldu. uzaktan birbirlerine benziyorlar. boy ortalaması olarakta takımı kısa bulduğumu belirtmek isterim.
sonuç olarak güzel bir maçtı. drogbadan bahsetmedim. artık ilerideki haftalarda kendinden zaten bolca bahsettirir. iyi bir sonuçtu. benim futbol anlayışımda gol atmak kadar yememekte önemli. ben gol pozisyonu bol olan, kaleceilerin performansının da öne çıktığı gol yemediğimiz ama atıpta kazandığımız maçları izlemeyi seviyorum. oyun anlayışı olarak genelde böyle bir oyun olmasada sonuç olarak böyle bir maç vardı. nice başarılara.. ve hakkıyla kazanılan başarılara..
neyse maçın başlamasına yarım saat kala stattaki yerimi aldım. gayet sahaya yakın bir yerdi. ilk yarıdaki antalyaspor tarafını net gören bir yerdeydim. bizim tarafa uzaktı. sağolsun stadın ışıkları uzak yerleri görme konusunda sinamada ön sırada filim izleme durumunu aratmadı. gözlerimi çok aldı. ben özellikle hamit ve sneijder'in performansını merak ettiğim için bu futbolculara dikkat ettim. zaten takımın sağ kanat akınları bizim tarafta olduğu için hiç zorluk çekmedim. sneijder'in futbol zekasını gerçekten çok yüksek olduğunu görüyorsun. adam ilk yarıda en az 4-5 tane öyle paslar attıki yerine ulaşsa mükemmel sonuçlar doğuracak. takımla sneijderle oynamaya alışınca çok daha yi olacak. hamit ise sorumluluk alan ve sorumluluktan kaçmayan biri. topu ayağında çok iyi tutuyor. top kayıpları yapıyor. ama istese topu geriye atar ve o kayıpları yapmaz. topu aldığı zaman genelde bizim oyuncular rakip kaleye yakın değiller. burada hamit zaman kazanarak oyuncuların yerleşmesini bekliyor. bu sırada rakip oyuncular bir kaç kişi hamiti bastırıyor. top kayıplarıda bu yüzden oluyor. bunu stadda gayet net görüyorsun. oyuncularımız rakip kaleye çabuk yerleşse hamit daha kolay top çıkartacak.oyunu daha çabuk kuracak. neyse ki bizim oturduğumuz tarafta taraftarlardan olumsuz bir tavır görmedi. ilk yarıda sol taraf bana çok çalışıyormuş gibi gelmedi. genelde akınlar sağ taraftan başlıyordu. ilk yarıda sol taraf gözüme girmedi. hatta sanki bana oyunda hiç yokmuş gibi geldi. ikinci yarıda yanıldığımı anladım. sahaya 360' hakim olmayınca böyle yanılgılar oluyor. ilk yarıda bir gol, birde sabri'in şutu dışında pozisyonumuz yoktu.
ikinci yarı galatasaray kalesi oturduğum tarafta olunca bu sefer defans oyuncularını daha iyi görüyorsun. ilk yarıda hiç göremediğim riera'ın ne kadar kritik müdahaleler yaptığını gayet net gördüm. kendisini çok beğendim. gözlerim danny'inde üzerindeydi. herkesin yüreğini ağzına getiren hamlelerini bekledim ama göremedim. vücüd yapısı olarak en fit oyuncuydu. ikinci yarı da antalyaspor'a hiç posizyon vermedik. burak'ın attığı 2. golü göremedim. zaten ikinci yarı ikilemde kaldım. maçımı izlesem yoksa kale arkasındaki taraftarların şovunu mu izlesem bilemedim. gerçekten taraftarlar çok iyilerdi. muhteşemdi. psikolojik üstünlük son günlerin moda konusu işte. taraftarların performansı galatasaray alayhine bilinçli olarak çalışanların , aleylerinde kararlar alanların aslında kazanamayacaklarının göstergesiydi. melo konusunda söylediğim amaç etik değil, güç göstergesi. taraftar gücün kimde olduğunu gösterdi. hakemler konusuna gelince şunu söyleyebilirim. yedek kulübesi tarafındaki yan hakemin performansını beğenmedim. aleyhimize çok kolay düdük çaldı. hakem kararları sonucunda iki kere taraftar " yeter demirören diye" bağırdı. aslında olması gereken slogan "yetmez demirören olmalıydı". siz ne yaparsanız yapın yetmez olmalıydı. ayrıca sen ağlama bestesi gayet güzel insanı hem keyiflendiriyor, hem de gaza getiriyor. ama ağlama fener diyerek fenerin adının ağzımıza alınmasıyla bence ortamdaki hava kirleniyor. ayrıca stadın zemininin çok kötü olduğunu da eklemek isterim. umarım burada oynayacak hiç bir futbolcu zarar görmez. bir iki kişi hariç. yazılarımı okuyanlarda bunların kim olduğunu bilir. maç sırasında sneijder, yekta ve ambaratı çokça karıştırdığım oldu. uzaktan birbirlerine benziyorlar. boy ortalaması olarakta takımı kısa bulduğumu belirtmek isterim.
sonuç olarak güzel bir maçtı. drogbadan bahsetmedim. artık ilerideki haftalarda kendinden zaten bolca bahsettirir. iyi bir sonuçtu. benim futbol anlayışımda gol atmak kadar yememekte önemli. ben gol pozisyonu bol olan, kaleceilerin performansının da öne çıktığı gol yemediğimiz ama atıpta kazandığımız maçları izlemeyi seviyorum. oyun anlayışı olarak genelde böyle bir oyun olmasada sonuç olarak böyle bir maç vardı. nice başarılara.. ve hakkıyla kazanılan başarılara..