1742
galatasaray forması giymiş, giyen hiç bir adama kötü söz söyleyemiyorum, kötü düşünemiyorum. o yüzdendir mustafa sarp, servet çetin, cihan haspolatlı gibi vasat oyuncuları bile nefretle anamam, zaman zaman bize zarar vermiş olsalar bile. maç siniri farklı bir şey tabi, onu geçiyorum. 2 şubat 2013 bursaspor galatasaray maçı sinirim de yavaş yavaş geçiyor ve sakin düşünebiliyorum. maçın hemen sonrası adam asmak kesmek kolay oluyor, buna lafım da yok, haklı bir isyan, ama şu an düşününce alınan 1 puan fena değil, sadece oynanan futbol üzücü.
neyse fazla dağılmasın, amrabat bu güne kadar savunduğum bir oyuncuydu. ödenen para falan çok batmıyordu, elbette fazla para verildi ama artık yapacak bir şey yok. özellik olarak hem hızlı hem de fizik gücü olan, top tekniği, orta ve şutları da belli bir seviyenin üstünde diye tanımlayabilirdik kendisini. takımımızda geçen yıl da çok aradağımız, bir 2.si olmayan tarzda bir adam, kağıt üstünde, bu yüzden ne kadar yaşı çok genç de olmasa üstünde durabileceğimiz, geliştirebileceğimiz ve buna değen bir adam diye düşündüm, özellikle avrupa maçlarında çok tanınmayan bir faslıyı yıldız yapabilme fikri hoşuma gidiyordu. sezonun ilk devresinde de sadece zaman zaman parladı ve 3-4 tane kritik golde pay sahibi oldu. ama asla ondan beklenen kanat performansını bir maç genelinde göremedik. eleştiriler sonrası hep savunmaya çalıştım, kapalı savunmalara karşı oynatılmamalı falan diye bahaneler ürettim ama olmuyor cidden. çalım dahi atabildiğini göremedik, kayserispor'daki gibi olmuyormuş demek ki bu işler. futbol cidden garip oyun, aynı beklere karşı oynuyor ligde ama üstündeki forma değişince, o özgüven olmayınca ne kadar hızlı falan da olsan adamı geçemiyorsun bile. şu an sadece kuvvetini kullanıp güreşiyor rakip bekle, alıyor sırtına, çoğunda da alehimize faul çalınıyor. artık bir şekilde sezon sonuna kadar gidecek, benim umudum bitiyor kendisiyle ilgili. yine de iyi transfer mi, kazık mı, galatasaray taraftarının tabata ile, mehmet topuz ile, krasic ile dalga geçmesinin cezası mı, bunu sezon bitince değerlendirelim. bakalım maç sayısına, gol, asist oranlarına, yorumlayalım..
neyse fazla dağılmasın, amrabat bu güne kadar savunduğum bir oyuncuydu. ödenen para falan çok batmıyordu, elbette fazla para verildi ama artık yapacak bir şey yok. özellik olarak hem hızlı hem de fizik gücü olan, top tekniği, orta ve şutları da belli bir seviyenin üstünde diye tanımlayabilirdik kendisini. takımımızda geçen yıl da çok aradağımız, bir 2.si olmayan tarzda bir adam, kağıt üstünde, bu yüzden ne kadar yaşı çok genç de olmasa üstünde durabileceğimiz, geliştirebileceğimiz ve buna değen bir adam diye düşündüm, özellikle avrupa maçlarında çok tanınmayan bir faslıyı yıldız yapabilme fikri hoşuma gidiyordu. sezonun ilk devresinde de sadece zaman zaman parladı ve 3-4 tane kritik golde pay sahibi oldu. ama asla ondan beklenen kanat performansını bir maç genelinde göremedik. eleştiriler sonrası hep savunmaya çalıştım, kapalı savunmalara karşı oynatılmamalı falan diye bahaneler ürettim ama olmuyor cidden. çalım dahi atabildiğini göremedik, kayserispor'daki gibi olmuyormuş demek ki bu işler. futbol cidden garip oyun, aynı beklere karşı oynuyor ligde ama üstündeki forma değişince, o özgüven olmayınca ne kadar hızlı falan da olsan adamı geçemiyorsun bile. şu an sadece kuvvetini kullanıp güreşiyor rakip bekle, alıyor sırtına, çoğunda da alehimize faul çalınıyor. artık bir şekilde sezon sonuna kadar gidecek, benim umudum bitiyor kendisiyle ilgili. yine de iyi transfer mi, kazık mı, galatasaray taraftarının tabata ile, mehmet topuz ile, krasic ile dalga geçmesinin cezası mı, bunu sezon bitince değerlendirelim. bakalım maç sayısına, gol, asist oranlarına, yorumlayalım..
