2162
http://nos.nl/...een-basisplaats.html
hollanda kanalı nos'a bir röportaj daha vermiş aslanımız. röportaj 28 ocak yapılmış, yani maçtan bir gün sonra. sınavlarımdan dolayı hemen çevirme vaktim olmadı. ben sneijderin kendi basınına yaptığı açıklamaları daha çok önemsiyorum çünkü oyuncular genel olarak kendi ülkelerine çok daha rahat düşüncelerini söyleyebiliyorlar. fakat muhabir çok gıcık. hatta gıcıklığın ötesinde.
muhabir: ilk onbirde olacağını düşünmüyor muydun?
sneijder: hayır, öyle düşünmem tuhaf olurdu.
muhabir: büyük bir yıldız geldi ve yedek kulübesinde..
sneijder: önemli bir maçtı ve..
muhabir: neden önemli?*
sneijder: çünkü puan farkını 5'e çıkartma imkanı vardı. tabii ki teknik direktörle, kulübün fizik uzmanlarıyla ben çok açık konuştum. neredeyse 4 ay oynamadım. 3 antrenman sonrası ilk onbir başlamam biraz tuhaf olurdu. pazartesi ve salı antrenmanlarını kaçırdım, imza töreni, tanıtma gibi işlerden dolayı. * anlayışla karşıladım. hatta benim aslında 10-15 dakika süre almam planlanmıştı. sonuçta, uzatma dakikalarını da sayarsak 37 dakika süre aldım. bununla çok mutluyum.
arada maç sonrası görüntü çıkıyor, wesley'nin basına konuşmadığını söylüyor muhabir. wesley'nin fazla katkısı olmayan maç sonrası diye bahsediyor.
sneijder: bunun için özür dilerim. burda ki kurallar öyle. onlar*konuşmanı istemiyorsa konuşmazsın. belki görmüşsündür konuşmaya çalıştım, hollandalı meslektaşlar orda diye. ama izin yoktu (gülerek söylüyor). kurallar böyle ve ben onlara uydum. o yüzden şimdi burdayız *
arada yine görüntü çıkıyor ve otelin güzelliğinden ve boğazdan bahsediyor. maçı kısaca özetliyor ve wesley girdikten sonra melonun kırmızı kart gördüğünü söylüyor muhabir. bu karttan dolayı maç futboldan çok bir savaş'a döndüğünü anlatıyor.
sneijder: aynen. galiba bir ara maç oynandığından daha çok durdu. ama sonuçta bizim için evimizde 3 puanı almamız önemliydi. memnunuz o açıdan.
muhabir: ama bu * senin 3 gol, uzun şutlarını engellemedimi?
sneijder: hayır, sadece istatistikler için güzel olurdu. ben ilk maçımla gayet memnunum.
şimdi beyler olayın ilginç tarafına geldik, adam burda yine maçtan görüntüler gösteriyor. sneijderin pas alamadığından bahsediyor muhabir. görüntülerin sonunda ''tipik türk futbolu'' diye bitiriyor. (adamlar çok dikkatli incelemişler. kolay değil milli takım kaptanlarının herşeyini bilmek istiyorlar. sneijderin türkiyeye gittiğini hala sindirememişler. beyinleri hala convert ediyor sanki)
sneijder: hayır. bu heryerde oluyor. sadece burda*olduğunu söyleyemeyiz.(cümle burda bitiyor ama ben ''ilk maçım henüz daha futbol olarak birbirimize alışamadık, tanımıyoruz birbirimizi, hele dur yeğen'' anlamını çıkarttım)
muhabir transferin herkes* tarafından şüpheyle bakıldığını söylüyor. herkeste bu kulüp sneijderin kulübümü, bu sneijderin futbolumu, bu sneijderin seviyeşimi gibi sorular oluştu. bu böyle mi diye soruyor?
sneijder: maçın başına bakarsak, bu bildiğimiz yüksek bir seviyeydi. oyun gidip geliyordu(top bir bu kaledeydi bir o kale diyor galiba).
muhabir: ama sonra oyun durdu..aman tanrım..
sneijder: ama bu önemli bir maçtı ve ben diğer maçlara da baktım. sadece galatasarayın değil, diğer takımların da maçlarına baktım. maçlarda gerçekten bir tempo var. yüksek bir seviye. burda oynadığım için söylemiyorum bunları. ben gerçekten araştırdım* bunları. yine tekrarlıyorum; hislerime göre ileriye doğru bir adım attım. geriye değil.
muhabir: buna neredeyse inanamıyorum ama sen diyorsan..öyledir.
sneijder: evet, ben diyorsam öyledir*
muhabir görüntülerle diyor ki sneijderin 3,5 yılı var haklı olduğunu ispatlamak için. çünkü kontratı 3,5 yıl.
sneijder: ben bununla*çok mutluyum. ben hala kararımın 100% arkasındayım.
muhabir: şimdi yanlış seçim yaptığını söylemek tuhaf olurdu zaten.
sneijder: hayatta çok daha tuhaf şeyler oldu zamanında. galiba(gülüyor) oldu bunun gibi şeyler, yani 2 gün sonra yanlış seçim yaptığını anlayan insanlar.
muhabir: sen henüz orda değilsin.
sneijder: hayır değil. ve ben düşünüyorum ki, daha doğrusu biliyorum ki öyle olmayacak.
arkadaşlar sonuç şu ki; biz sneijder'i sadece fener medyasından değil, hollanda basınından da korumamız lazım. ben bekliyordum böyle olacağını ama bu kadar değil. hep bir açık yakalamaya çalıştı muhabir, utanmasa kolundan tutup ''hacı gel buralar sana uygun değil'' diyecekti. ama sneijder çok akıllı cevaplar verdi. hollanda sneijder transferini convert ederken %60 da takılı kalmış resmen. hala transferi kabullenememişler.
çeviride, cümlelerde hata varsa kusura bakmayın. gördükçe düzeltiyorum.
hollanda kanalı nos'a bir röportaj daha vermiş aslanımız. röportaj 28 ocak yapılmış, yani maçtan bir gün sonra. sınavlarımdan dolayı hemen çevirme vaktim olmadı. ben sneijderin kendi basınına yaptığı açıklamaları daha çok önemsiyorum çünkü oyuncular genel olarak kendi ülkelerine çok daha rahat düşüncelerini söyleyebiliyorlar. fakat muhabir çok gıcık. hatta gıcıklığın ötesinde.
muhabir: ilk onbirde olacağını düşünmüyor muydun?
sneijder: hayır, öyle düşünmem tuhaf olurdu.
muhabir: büyük bir yıldız geldi ve yedek kulübesinde..
sneijder: önemli bir maçtı ve..
muhabir: neden önemli?*
sneijder: çünkü puan farkını 5'e çıkartma imkanı vardı. tabii ki teknik direktörle, kulübün fizik uzmanlarıyla ben çok açık konuştum. neredeyse 4 ay oynamadım. 3 antrenman sonrası ilk onbir başlamam biraz tuhaf olurdu. pazartesi ve salı antrenmanlarını kaçırdım, imza töreni, tanıtma gibi işlerden dolayı. * anlayışla karşıladım. hatta benim aslında 10-15 dakika süre almam planlanmıştı. sonuçta, uzatma dakikalarını da sayarsak 37 dakika süre aldım. bununla çok mutluyum.
arada maç sonrası görüntü çıkıyor, wesley'nin basına konuşmadığını söylüyor muhabir. wesley'nin fazla katkısı olmayan maç sonrası diye bahsediyor.
sneijder: bunun için özür dilerim. burda ki kurallar öyle. onlar*konuşmanı istemiyorsa konuşmazsın. belki görmüşsündür konuşmaya çalıştım, hollandalı meslektaşlar orda diye. ama izin yoktu (gülerek söylüyor). kurallar böyle ve ben onlara uydum. o yüzden şimdi burdayız *
arada yine görüntü çıkıyor ve otelin güzelliğinden ve boğazdan bahsediyor. maçı kısaca özetliyor ve wesley girdikten sonra melonun kırmızı kart gördüğünü söylüyor muhabir. bu karttan dolayı maç futboldan çok bir savaş'a döndüğünü anlatıyor.
sneijder: aynen. galiba bir ara maç oynandığından daha çok durdu. ama sonuçta bizim için evimizde 3 puanı almamız önemliydi. memnunuz o açıdan.
muhabir: ama bu * senin 3 gol, uzun şutlarını engellemedimi?
sneijder: hayır, sadece istatistikler için güzel olurdu. ben ilk maçımla gayet memnunum.
şimdi beyler olayın ilginç tarafına geldik, adam burda yine maçtan görüntüler gösteriyor. sneijderin pas alamadığından bahsediyor muhabir. görüntülerin sonunda ''tipik türk futbolu'' diye bitiriyor. (adamlar çok dikkatli incelemişler. kolay değil milli takım kaptanlarının herşeyini bilmek istiyorlar. sneijderin türkiyeye gittiğini hala sindirememişler. beyinleri hala convert ediyor sanki)
sneijder: hayır. bu heryerde oluyor. sadece burda*olduğunu söyleyemeyiz.(cümle burda bitiyor ama ben ''ilk maçım henüz daha futbol olarak birbirimize alışamadık, tanımıyoruz birbirimizi, hele dur yeğen'' anlamını çıkarttım)
muhabir transferin herkes* tarafından şüpheyle bakıldığını söylüyor. herkeste bu kulüp sneijderin kulübümü, bu sneijderin futbolumu, bu sneijderin seviyeşimi gibi sorular oluştu. bu böyle mi diye soruyor?
sneijder: maçın başına bakarsak, bu bildiğimiz yüksek bir seviyeydi. oyun gidip geliyordu(top bir bu kaledeydi bir o kale diyor galiba).
muhabir: ama sonra oyun durdu..aman tanrım..
sneijder: ama bu önemli bir maçtı ve ben diğer maçlara da baktım. sadece galatasarayın değil, diğer takımların da maçlarına baktım. maçlarda gerçekten bir tempo var. yüksek bir seviye. burda oynadığım için söylemiyorum bunları. ben gerçekten araştırdım* bunları. yine tekrarlıyorum; hislerime göre ileriye doğru bir adım attım. geriye değil.
muhabir: buna neredeyse inanamıyorum ama sen diyorsan..öyledir.
sneijder: evet, ben diyorsam öyledir*
muhabir görüntülerle diyor ki sneijderin 3,5 yılı var haklı olduğunu ispatlamak için. çünkü kontratı 3,5 yıl.
sneijder: ben bununla*çok mutluyum. ben hala kararımın 100% arkasındayım.
muhabir: şimdi yanlış seçim yaptığını söylemek tuhaf olurdu zaten.
sneijder: hayatta çok daha tuhaf şeyler oldu zamanında. galiba(gülüyor) oldu bunun gibi şeyler, yani 2 gün sonra yanlış seçim yaptığını anlayan insanlar.
muhabir: sen henüz orda değilsin.
sneijder: hayır değil. ve ben düşünüyorum ki, daha doğrusu biliyorum ki öyle olmayacak.
arkadaşlar sonuç şu ki; biz sneijder'i sadece fener medyasından değil, hollanda basınından da korumamız lazım. ben bekliyordum böyle olacağını ama bu kadar değil. hep bir açık yakalamaya çalıştı muhabir, utanmasa kolundan tutup ''hacı gel buralar sana uygun değil'' diyecekti. ama sneijder çok akıllı cevaplar verdi. hollanda sneijder transferini convert ederken %60 da takılı kalmış resmen. hala transferi kabullenememişler.
çeviride, cümlelerde hata varsa kusura bakmayın. gördükçe düzeltiyorum.