4318
27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçındaki kırmızı kart sonrası aklıma direk milan baros olayını getirdi. geçtiğimiz sezon aynı şekilde, bakmadım şimdi ama belki de aynı günlerde, milan baros kırmızı kart görmüştü ve son maçı oldu neredeyse. devre arası gelen necati'nin de gayet hızlı bir giriş yapmasıyla forma yüzü göremedi. açıkçası melo'nun akıbeti de buna benzeyebilir, şu an zaten yabancı sınırlaması yüzünden zora düşeceğiz kadro kurma konusunda, hele de 3-4 maçlık bir ceza gelirse melo'ya, bu dönem içinde sneijder'in takıma monte edilmesiyle melo'ya geri dönüş zor olabilir. kaldı ki emre ve engin de derbide hırslı gözüktüler, keza geride bir de yekta var.
melo cidden önemli bir futbolcu, geçen sezon gibi gol olarak katkı veremediği için bence hem kendisi hem de taraftar biraz baskı altında. genelde maç içinde heyecandan takip edilmiyor ama tekrarını, özetini falan izlediğiniz maçlarda melo'nun ne tehlikeler önlediğini, ne pasları, ne şutları engellediğini görüyorsunuz. açıkçası benim kafam bu açıdan karışık melo hakkında, geçtiğimiz yaz kesinlikle alınması gerektiğini söylüyordum, şu an biraz daha az istekliyim ama yine de sevdiğim bir adam melo.
tükürdü tükürmedi muhabbeti saçma sapan, onla ilgili bir şey yazmak istemiyorum da, bu adama çirkef demek, sorunlu demek ayıp kaçıyor. bize gelmeden önceki hallerinden çekiniyorduk, şu an da resmen önyargılı davranılıyor. geldiğinden beri saha içinde hiç de abartı derecede kavgaya dövüşe, rakiple sataşmaya girmedi, kırmızı kart sayısı hiç de anormal durumda değil. riera olayı çok gereksizdi, ama saha içinde hiç bir şekilde kasaplığı falan olmadı, gaza gelmeye gerek yok yani. defalarca da örnek verilebilir gerilimden arkadaşlarını çekip çıkardığını, hatta aklıma iki tane örnek geldi bile, kadıköy'de daha maçın başında mehmet topuz'un diklenmesine bakmadan uzaklaşışı, ujfa'nın kart pozisyonunda onu kalabalık içinden çekip çıkarışı.. son beşiktaş maçında da necip denen karaktersiz, pozisyon gereği yere düşen, faul de beklemeyen melo'ya hareket çekiyor, ona da ilk başta tepki vermiyor melo, daha sonra gelen diğer karaktersiz genç yetenek oğuzhan bitiyor orada. objektif olacağım diye kasmaya gerek yok, bu objektiflik de değil ayrıca, fenerlilerin beşiktaşlıların her olaya olduğu gibi oturma organlarıyla bakması sonucu uydurdukları başka dünya.
melo cidden önemli bir futbolcu, geçen sezon gibi gol olarak katkı veremediği için bence hem kendisi hem de taraftar biraz baskı altında. genelde maç içinde heyecandan takip edilmiyor ama tekrarını, özetini falan izlediğiniz maçlarda melo'nun ne tehlikeler önlediğini, ne pasları, ne şutları engellediğini görüyorsunuz. açıkçası benim kafam bu açıdan karışık melo hakkında, geçtiğimiz yaz kesinlikle alınması gerektiğini söylüyordum, şu an biraz daha az istekliyim ama yine de sevdiğim bir adam melo.
tükürdü tükürmedi muhabbeti saçma sapan, onla ilgili bir şey yazmak istemiyorum da, bu adama çirkef demek, sorunlu demek ayıp kaçıyor. bize gelmeden önceki hallerinden çekiniyorduk, şu an da resmen önyargılı davranılıyor. geldiğinden beri saha içinde hiç de abartı derecede kavgaya dövüşe, rakiple sataşmaya girmedi, kırmızı kart sayısı hiç de anormal durumda değil. riera olayı çok gereksizdi, ama saha içinde hiç bir şekilde kasaplığı falan olmadı, gaza gelmeye gerek yok yani. defalarca da örnek verilebilir gerilimden arkadaşlarını çekip çıkardığını, hatta aklıma iki tane örnek geldi bile, kadıköy'de daha maçın başında mehmet topuz'un diklenmesine bakmadan uzaklaşışı, ujfa'nın kart pozisyonunda onu kalabalık içinden çekip çıkarışı.. son beşiktaş maçında da necip denen karaktersiz, pozisyon gereği yere düşen, faul de beklemeyen melo'ya hareket çekiyor, ona da ilk başta tepki vermiyor melo, daha sonra gelen diğer karaktersiz genç yetenek oğuzhan bitiyor orada. objektif olacağım diye kasmaya gerek yok, bu objektiflik de değil ayrıca, fenerlilerin beşiktaşlıların her olaya olduğu gibi oturma organlarıyla bakması sonucu uydurdukları başka dünya.