53
türk telekom arena'ya peşkeş diyen bir güruh tarafından bağırlarına basılan, hemen kabullenilen, gerçekleri yüzlerine vurunca da sizin türk telekom peşkeş asıl yaa diyen zibidilerin salonu.
ne zamandır bu konuyla ilgili yazmak istiyordum. az çok bildiklerimi paylaşmak, salon inşa aşamasındayken yazma imkanım yoktu üye değildim sözlüğe. mutlaka başka bahsedenler de olmuştur dönen dolaplarla ilgili ama dedim ya bu konuda çok dolu olduğum için bildiklerimi yazma ihtiyacı hissediyorum. ayrıca kadıköy belediye başkanı selami öztürk'ün de bağdat caddesinde ki gs store'u yıktırma kararı almasından sonra iyice gaza geldim. ee unutma unutturma hesabı o zaman.
toki tarafından kadıköy belediyesine bedelsiz hibe edilen bu arazi belediye tarafından kimsenin ruhu duymayacak şekilde bursa'da ki yerel bir gazeteye * ilan verilerek (ihale ilanı resmi gazetede dahi yayınlanmadı) sadece fb kulübünün ihaleye girmesi sağlanıyor. fb'nin iş bilir! yöneticileri zamanın kadıköy belediye başkanı selami öztürk'ü seçimleri koz kullanarak sandıkta görüşürüz babında korkutuyorlar tabi. adam da fenerli zaten bir sorun çıkarmıyor. bu arada diyeceksiniz ki niye başka firmalar da ataşehirin göbeğindeki bu arazinin ihalesine girmiyor zira arazinin kullanım hakkı sadece spor alanı için. arazi için ticaret yapılabilir izni yok, yani ya spor alanı yapacaksın ya da park, bahçe. kimselerin de ilgisini çekmiyor tabi. bu arada bu üçkağıdı gazetesinde yazan kemal belgin işinden oluyor. fb burayı 30 yıllığına yıllığı 300 bin liradan kiralıyor.
daha sonra ki süreçte başka bir üçkağıt geliyor fb cephesinden. fb'nin toki ve istanbul büyükşehir belediyesi'ne yaptığı başvuru ile arazinin imarı değiştiriliyor. imar planı sadece spor alanı olarak sınırlanan bu araziye artık kültürel ve sosyal tesis yapma izni veriliyor. mimarlar odasından tık yok bu arada.
arazinin imar planını başarıyla! değiştiren fb daha sonra arazinin satışa çıkarılacağı ihaleye katılıyor doğal olarak. üst kullanım hakkı 30 seneliğine bir başkasının elinde olan bir araziye hangi keriz talip olabiilir ki zaten. fb'de metrekaresi 1000 liradan arsanın sahibi oluyor. toplam olarak 58 milyon lira. o zamanlar da okumuştum bi yerlerde bu arsanın hemen yanında ki arazi metrekaresi 4000 liradan satılmıştır. yani değeri 200 milyon liranın üzerinde olan bir yeri fb nasıl kapatmıştır. şimdi siz düşünün devlet nasıl dolandırılmıştır. bu arazi nasıl peşkeş çekilmiştir.
ayrıca salonun inşaatı da ülker tarafından yapılmıştır. fb'nin cebinden bir lira çıkmamıştır. şike soruşturması esnasında hep cemaatin oyunları bunlar diye ağlayanlar şimdi salonun sefasını çekmektedir.
fb kulübü tarihi boyunca böyle alengirli işlerde* hep çok iyi oldu. 1 liraya bitirilen statları, fb üniversitesi için alınan arazi, şike sürecinde tapelerde okuduğumuz topuk yaylası için giden 3-5 milyon liraları hatırladıkça buna kanaat getirmek güç değil.
salona sportif açıdan bakarsak çok güzel bir salon olmuş ama bildiğin nba salonu lan burası. ben fb deplasmanına gelecek bir oyuncu olsam hiç çekinmem orda oynamaktan, seyirci baskısı çok az hissedilir orda. ama bak cantu'nun, siena'nın, badalona'nın salonlarına seyirci boğuyor rakip oyuncuyu. korkulan deplasmanlar hep, ülker sports arena ise hiç bir zaman öyle olmayacak.
ne zamandır bu konuyla ilgili yazmak istiyordum. az çok bildiklerimi paylaşmak, salon inşa aşamasındayken yazma imkanım yoktu üye değildim sözlüğe. mutlaka başka bahsedenler de olmuştur dönen dolaplarla ilgili ama dedim ya bu konuda çok dolu olduğum için bildiklerimi yazma ihtiyacı hissediyorum. ayrıca kadıköy belediye başkanı selami öztürk'ün de bağdat caddesinde ki gs store'u yıktırma kararı almasından sonra iyice gaza geldim. ee unutma unutturma hesabı o zaman.
toki tarafından kadıköy belediyesine bedelsiz hibe edilen bu arazi belediye tarafından kimsenin ruhu duymayacak şekilde bursa'da ki yerel bir gazeteye * ilan verilerek (ihale ilanı resmi gazetede dahi yayınlanmadı) sadece fb kulübünün ihaleye girmesi sağlanıyor. fb'nin iş bilir! yöneticileri zamanın kadıköy belediye başkanı selami öztürk'ü seçimleri koz kullanarak sandıkta görüşürüz babında korkutuyorlar tabi. adam da fenerli zaten bir sorun çıkarmıyor. bu arada diyeceksiniz ki niye başka firmalar da ataşehirin göbeğindeki bu arazinin ihalesine girmiyor zira arazinin kullanım hakkı sadece spor alanı için. arazi için ticaret yapılabilir izni yok, yani ya spor alanı yapacaksın ya da park, bahçe. kimselerin de ilgisini çekmiyor tabi. bu arada bu üçkağıdı gazetesinde yazan kemal belgin işinden oluyor. fb burayı 30 yıllığına yıllığı 300 bin liradan kiralıyor.
daha sonra ki süreçte başka bir üçkağıt geliyor fb cephesinden. fb'nin toki ve istanbul büyükşehir belediyesi'ne yaptığı başvuru ile arazinin imarı değiştiriliyor. imar planı sadece spor alanı olarak sınırlanan bu araziye artık kültürel ve sosyal tesis yapma izni veriliyor. mimarlar odasından tık yok bu arada.
arazinin imar planını başarıyla! değiştiren fb daha sonra arazinin satışa çıkarılacağı ihaleye katılıyor doğal olarak. üst kullanım hakkı 30 seneliğine bir başkasının elinde olan bir araziye hangi keriz talip olabiilir ki zaten. fb'de metrekaresi 1000 liradan arsanın sahibi oluyor. toplam olarak 58 milyon lira. o zamanlar da okumuştum bi yerlerde bu arsanın hemen yanında ki arazi metrekaresi 4000 liradan satılmıştır. yani değeri 200 milyon liranın üzerinde olan bir yeri fb nasıl kapatmıştır. şimdi siz düşünün devlet nasıl dolandırılmıştır. bu arazi nasıl peşkeş çekilmiştir.
ayrıca salonun inşaatı da ülker tarafından yapılmıştır. fb'nin cebinden bir lira çıkmamıştır. şike soruşturması esnasında hep cemaatin oyunları bunlar diye ağlayanlar şimdi salonun sefasını çekmektedir.
fb kulübü tarihi boyunca böyle alengirli işlerde* hep çok iyi oldu. 1 liraya bitirilen statları, fb üniversitesi için alınan arazi, şike sürecinde tapelerde okuduğumuz topuk yaylası için giden 3-5 milyon liraları hatırladıkça buna kanaat getirmek güç değil.
salona sportif açıdan bakarsak çok güzel bir salon olmuş ama bildiğin nba salonu lan burası. ben fb deplasmanına gelecek bir oyuncu olsam hiç çekinmem orda oynamaktan, seyirci baskısı çok az hissedilir orda. ama bak cantu'nun, siena'nın, badalona'nın salonlarına seyirci boğuyor rakip oyuncuyu. korkulan deplasmanlar hep, ülker sports arena ise hiç bir zaman öyle olmayacak.