356
sneijder özelinde değil ama genel olarak bu tip transferlerin bizim için pek doğru olduğunu düşünmüyorum. ekonomik açıdan çok daha geniş imkanlara sahip takımlar --ayrıca ülkeleri de futbolcular için bir cazibe merkezi olduğu için-- istedikleri oyuncuları çok yüksek bedeller ödeyerek takımlarında bulundurabiliyorlar yani içinde bulunduğumuz zamanda mesela, en iyi on numara kimse gidip onu alabilme imkanına sahipler. bizimse böyle bir imkanımız yok fakat elimizde bulunan üç-beş kuruşu da bu cazibe merkezlerinde artık gözden düşmüş, kırılmış, oralarda oynama potansiyelini kaybetmiş oyunculara vererek heba ediyoruz hem de onların (zengin kulüplerin) lehine işleyen bu sistemi yeniden üretmeleri için onlara kaynak yaratmış oluyoruz. adamlar zaten sneijder'i en iyi zamanında alıp faydalanmışlar.
ekonomik açıdan arada, neredeyse uçurum bulunan bu kulüplerle yarışabilmek için onların benimsediği yoldan daha 'farklı' bir yol tutturmak gerekiyor. biz, artık devri kapanan yeniye adapte olmayan oyuncuları baş tacı ederken, adamlar yeni nesil, hırslı, daha yetenekli oyuncuları kendi bünyesine katma peşinde üstelik bunun parasını da senin gibilere ''eski teknoloji'' yi satarak çıkarıyor.
bu bir yoldur fakat bence hatalı bir yoldur. maddi bakımdan diğer büyüklerle yarışa giremeyen ama avrupa'da iyi işler yapan hala da yapmaya devam eden birçok takım bulunmakta bu takımlara bakıldığında yüksek bonservis ödeyerek yapılan transferler de var ama bu transferleri ölü bir yatırım olarak yapmıyorlar. hem oyuncunun belki de en iyi zamanlarında ondan faydalanıyorlar hem de yaptıkları yatırımın iki-üç mislini alıyorlar. fakat bunu yapabilmek için kulübün genel bir politikasının olması gerekiyor yani yönetimlerin ya da t. direktörlerin inisiyatifine bırakılmaması gerekiyor ki zaten en büyük sorun da galiba burada.
çok yakın örnekleri varken hala, gözden düşmüş, artık en iyi seviyede oynayamayacağı belli olan futbolcuları yüksek bonservis bedelleriyle alıp bunu başarı olarak göstermeye çalışan yönetim , bunu alkış-nümayişle karşılayan taraftar ve bu tip oyuncuları talep eden teknik ekip geçmişteki hiçbir hatadan ders almamış demek en kibar tabirle.
ekonomik açıdan arada, neredeyse uçurum bulunan bu kulüplerle yarışabilmek için onların benimsediği yoldan daha 'farklı' bir yol tutturmak gerekiyor. biz, artık devri kapanan yeniye adapte olmayan oyuncuları baş tacı ederken, adamlar yeni nesil, hırslı, daha yetenekli oyuncuları kendi bünyesine katma peşinde üstelik bunun parasını da senin gibilere ''eski teknoloji'' yi satarak çıkarıyor.
bu bir yoldur fakat bence hatalı bir yoldur. maddi bakımdan diğer büyüklerle yarışa giremeyen ama avrupa'da iyi işler yapan hala da yapmaya devam eden birçok takım bulunmakta bu takımlara bakıldığında yüksek bonservis ödeyerek yapılan transferler de var ama bu transferleri ölü bir yatırım olarak yapmıyorlar. hem oyuncunun belki de en iyi zamanlarında ondan faydalanıyorlar hem de yaptıkları yatırımın iki-üç mislini alıyorlar. fakat bunu yapabilmek için kulübün genel bir politikasının olması gerekiyor yani yönetimlerin ya da t. direktörlerin inisiyatifine bırakılmaması gerekiyor ki zaten en büyük sorun da galiba burada.
çok yakın örnekleri varken hala, gözden düşmüş, artık en iyi seviyede oynayamayacağı belli olan futbolcuları yüksek bonservis bedelleriyle alıp bunu başarı olarak göstermeye çalışan yönetim , bunu alkış-nümayişle karşılayan taraftar ve bu tip oyuncuları talep eden teknik ekip geçmişteki hiçbir hatadan ders almamış demek en kibar tabirle.
