431
galatasaray – fenerbahçe : 2-1 güç dengeleri değişti !
bir aykut kocaman aforizmasını başlık attım. hoca haklı beyler ! gerçi aykut bu sözü saha dışı, masa başı faktörler için söylemişti. ve aslında bu “şikenin itirafıydı”. ama işte, konu fenerbahçe’nin şikesi olunca üç maymunu oynayan medya yine rolüne devam etti. biz buradan, kısıtlı okuyucumuza rağmen tekrar hatırlatalım.
maçı galatasaray’ın kazanacağı belliydi. bu cümle de fenerlilerden alınmadır. onlarca gol kaçırıp yenildiğimizde bile fenerliler böyle söylüyordu.
güç dengeleri değişti. evet, ama aykut’un dediği gibi masa başında değil, direkt sahada ve tribünde güç dengeleri değişti. özellikle tribünde ve milyonlarca galatasaray taraftarı arasında değişmeye başladı. geçen sezondan beri elimden geldiğince eski korkaklıkları ortadan kaldırmaya çalışıyorum. azıcık galatasaraylı görüyor yazdıklarımı, ama bu da bir şeydir. kendime pay falan çıkarmıyorum, bunu iddia eden münafıklar olursa inanmayın.
bu mevzu “şimdi lotus pozisyonunda oturuyoruz, evet tekrar ediyoruz oommmmmm, oommmmmm, fenere koyucaz….inanıyoruz, içimizde hissediyoruz” diyerek falan olmaz. takımın iyi olduğunu fark etmekle olur. fark edeceksin, kenarda fatih terim, sahada burak yılmaz, umut bulut, melo, hamit, selçuk inan, muslera, semih kaya, eboue, riera, amrabat, dany varken takımına güvenmemek anlaşılır gibi değil benim açımdan.
fener balı. sabahtan beri yazıyorum, yedim lan ben o balı kahvaltıda.
haaa, ama ne var. fener pozisyon yokken gol buluyor, bulur abicim. fenerbahçe’nin genlerinde takım olmak yok, hiç olmadı. bir ara zico döneminde olur gibi oldu, izin vermediler. geçmişte de didi (evet lan 70’lerin başı) zamanında oldu onu da ayıkladılar. fenerbahçe çok kaliteli topçuları transfer eder, takım olma derdine düşmez. genleri böyle heriflerin. bu zamana kadar başımıza iş açan fenerli topçuları bir düşünün. bizim bir tek hagi’miz oldu, fenerin okocha, van hoijdonk, alex yakın dönemdeki tek başına takımları, tek hareketle maç alan adamları. ama işte bu ligde ve bize karşı iş yapıyorlar, avrupada çuvallıyorlar, geçmiş yıllara bakın.
3-2’lik süper kupa maçında bile alex’in etkisini görürsünüz. ama bugün yoktu ve fenerbahçe karşısındaki taş gibi takım karşısında özellikle ikinci devrede ne yapacağını bilemedi. ilk devre diriyken sow ve kuyt ile çok tehlikeli işler yaptılar.
galatasaray ise takım. takım gibi takım. oyunu istediği gibi kontrolü altında tutuyor. beklendiği kadar etkili olamadı belki ama fenerbahçe’ye de pozisyon vermedi. özellikle ikinci devre iyi pozisyonlar bulmasına rağmen fişi çekecek golü atamadı takım. elbette fenerbahçe gibi kaliteli topçuları olan bir takıma karşı 2-1 riskliydi. stoch ve krasiç girdi be abi. bu adamlar her rakibi ürkütür. gelgelim, her ikisi de durarak oynayan adamlar. alan değiştirmiyorlar. galatasaray top fenere geçince geri çekildi, alan bırakmadı. önde büyük bir baskı kurma peşinde olmadı. bu da esasında bir kontratak takımı olan fenerbahçe’yi kilitledi.
acaba bunu kim yaptı? elbette fatih terim. hani orada burada hakkında atıp tutulan, inadından vazgeçmesi gerek denen adam. sen adamın futbol anlayışını eleştirmiyorsun ki, direkt karakterini oluşturuyorsun be abicim. bu ayıptır. adam bütün hayatını hırs ve inatla yürütmüş. ve zekasıyla, tecrübesiyle kişilik özelliklerini birleştirerek başarılı olmuş. ha, sen şimdi utanmadan kalkıp emre çolak’ı oynatmamasını kendine yontarsın, olsun be.
maçlarla ilgili çok detaya girmem ama selçuk inan’ın frikiğinden bahsetmem lazım. topu diktiler, baraja baktım dedim ki “benden köşeye sert plase gol olur.” selçuk inan, topu ters köşeye vurdu. biz de volkan demirel’le beraber ters köşeye gittik. normalde o top oraya vurulmaz. çünkü tecrübeli kaleciler bu hatayı yapmaz. amatör kümede çok gol attım böyle ayıptır söylemesi. amatör kaleciler barajı doğru kurdursalar bile, kalede boş bıraktıkları yere koşarlar, topu öbür tarafa vurursan lamba olur. inan’ın frikiğinde de aynısı oldu. volkan boş tarafa hareketlendiğinde top çizgiyi geçerken sağ ayağı havadaydı. ters köşe. kontrpiye. yılların profesyoneli, milli kaleci. maharet bunu fark eden selçuk inan'da elbette. ayağına sağlık inan kaptan.
maçı çok enteresan şartlarda izledim. maça gidemedim zaten. yıllardır ilk defa içerde gidemediğim bir fener maçı oldu. baldız hanım (ki baldan tatlı olduğu iddia edilir, ben bilemiyorum o kısmını) nişanlanıyordu. nişan tarihini değiştirmek için bastırsaydım belki olurdu ama çok üstünde durmadım. bu tip zorlamaların hayırlı olacağını düşünmem. zaten nişanlanmasaydı baldız da maçta olurdu.
beşiktaşlı bir baba, galatasaraylı kızını, fenerli bir damada verdi bu akşam. çok enteresan güntekin.
damat tarafı komple fenerbahçeliydi, maçı kafaya takan galatasaraylı sayısı evin 1/10 değildi doğrusu. ama öyle güzel ve centilmence bir maç izledik ki. ince ince dokundurmalar dışında bir şey yoktu. fenerlilerin yaş ortalaması benden bile yüksekti ama yine de kendimi takdir ettim valla, sakinliğim ve centilmenliğimle.
bu kadar centilmenlik yeter. badi ekrem maç sonunda “top oyunda 45 dakika kalmış” dedi. eeee? lan bunların hepsi aynı. bir koyarız biri “mevdivenlev doluydu” der, öteki “top oyunda az kaldı bik bik bik”.
notlar:
- koreografi de efsaneymiş ha. maç öncesi sigaramı içiyordum görememiştim.
- o kadar sene top oynadım benim fenere golüm yok, bekir’in var. imrendim.
- nişan yüzünden sessiz izledim maçı, tribün ve ses için bir şey söylemeyeceğim.
- halis özkahya büyük hatalar yapmadı gibi geldi. ama kırmızıdan sonra meirelles’in yaptıklarını rapor edecektir umarım.
- meirelles kırmızı gördükten sonra fener armasını öptü durdu. önce, birlikte izlediğim fenerliler “eee, kırmızyı gör, armayı öp, ne yapayım seni” dediler. ben daha ne diyeyim ama bir ekleme yapmazsam olmaz. ulan öp armanı bana ne ama kırmızı öyle bir görürsün ki, taraftar helal olsun der. ne yaptın, itirazdan sarı, formayı çekmekten ikinci sarı. gerizekalı. 12 numara gibiler yer anca bunları.
- cevad prekazi gibi kaliteli, zeki, futbolu bilen bir yorumcu türkiye'de yok.
- yazı etiketlerine "aykut" ve "badi ekrem" ekledim.
ekleme: hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha
*
bir aykut kocaman aforizmasını başlık attım. hoca haklı beyler ! gerçi aykut bu sözü saha dışı, masa başı faktörler için söylemişti. ve aslında bu “şikenin itirafıydı”. ama işte, konu fenerbahçe’nin şikesi olunca üç maymunu oynayan medya yine rolüne devam etti. biz buradan, kısıtlı okuyucumuza rağmen tekrar hatırlatalım.
maçı galatasaray’ın kazanacağı belliydi. bu cümle de fenerlilerden alınmadır. onlarca gol kaçırıp yenildiğimizde bile fenerliler böyle söylüyordu.
güç dengeleri değişti. evet, ama aykut’un dediği gibi masa başında değil, direkt sahada ve tribünde güç dengeleri değişti. özellikle tribünde ve milyonlarca galatasaray taraftarı arasında değişmeye başladı. geçen sezondan beri elimden geldiğince eski korkaklıkları ortadan kaldırmaya çalışıyorum. azıcık galatasaraylı görüyor yazdıklarımı, ama bu da bir şeydir. kendime pay falan çıkarmıyorum, bunu iddia eden münafıklar olursa inanmayın.
bu mevzu “şimdi lotus pozisyonunda oturuyoruz, evet tekrar ediyoruz oommmmmm, oommmmmm, fenere koyucaz….inanıyoruz, içimizde hissediyoruz” diyerek falan olmaz. takımın iyi olduğunu fark etmekle olur. fark edeceksin, kenarda fatih terim, sahada burak yılmaz, umut bulut, melo, hamit, selçuk inan, muslera, semih kaya, eboue, riera, amrabat, dany varken takımına güvenmemek anlaşılır gibi değil benim açımdan.
fener balı. sabahtan beri yazıyorum, yedim lan ben o balı kahvaltıda.
haaa, ama ne var. fener pozisyon yokken gol buluyor, bulur abicim. fenerbahçe’nin genlerinde takım olmak yok, hiç olmadı. bir ara zico döneminde olur gibi oldu, izin vermediler. geçmişte de didi (evet lan 70’lerin başı) zamanında oldu onu da ayıkladılar. fenerbahçe çok kaliteli topçuları transfer eder, takım olma derdine düşmez. genleri böyle heriflerin. bu zamana kadar başımıza iş açan fenerli topçuları bir düşünün. bizim bir tek hagi’miz oldu, fenerin okocha, van hoijdonk, alex yakın dönemdeki tek başına takımları, tek hareketle maç alan adamları. ama işte bu ligde ve bize karşı iş yapıyorlar, avrupada çuvallıyorlar, geçmiş yıllara bakın.
3-2’lik süper kupa maçında bile alex’in etkisini görürsünüz. ama bugün yoktu ve fenerbahçe karşısındaki taş gibi takım karşısında özellikle ikinci devrede ne yapacağını bilemedi. ilk devre diriyken sow ve kuyt ile çok tehlikeli işler yaptılar.
galatasaray ise takım. takım gibi takım. oyunu istediği gibi kontrolü altında tutuyor. beklendiği kadar etkili olamadı belki ama fenerbahçe’ye de pozisyon vermedi. özellikle ikinci devre iyi pozisyonlar bulmasına rağmen fişi çekecek golü atamadı takım. elbette fenerbahçe gibi kaliteli topçuları olan bir takıma karşı 2-1 riskliydi. stoch ve krasiç girdi be abi. bu adamlar her rakibi ürkütür. gelgelim, her ikisi de durarak oynayan adamlar. alan değiştirmiyorlar. galatasaray top fenere geçince geri çekildi, alan bırakmadı. önde büyük bir baskı kurma peşinde olmadı. bu da esasında bir kontratak takımı olan fenerbahçe’yi kilitledi.
acaba bunu kim yaptı? elbette fatih terim. hani orada burada hakkında atıp tutulan, inadından vazgeçmesi gerek denen adam. sen adamın futbol anlayışını eleştirmiyorsun ki, direkt karakterini oluşturuyorsun be abicim. bu ayıptır. adam bütün hayatını hırs ve inatla yürütmüş. ve zekasıyla, tecrübesiyle kişilik özelliklerini birleştirerek başarılı olmuş. ha, sen şimdi utanmadan kalkıp emre çolak’ı oynatmamasını kendine yontarsın, olsun be.
maçlarla ilgili çok detaya girmem ama selçuk inan’ın frikiğinden bahsetmem lazım. topu diktiler, baraja baktım dedim ki “benden köşeye sert plase gol olur.” selçuk inan, topu ters köşeye vurdu. biz de volkan demirel’le beraber ters köşeye gittik. normalde o top oraya vurulmaz. çünkü tecrübeli kaleciler bu hatayı yapmaz. amatör kümede çok gol attım böyle ayıptır söylemesi. amatör kaleciler barajı doğru kurdursalar bile, kalede boş bıraktıkları yere koşarlar, topu öbür tarafa vurursan lamba olur. inan’ın frikiğinde de aynısı oldu. volkan boş tarafa hareketlendiğinde top çizgiyi geçerken sağ ayağı havadaydı. ters köşe. kontrpiye. yılların profesyoneli, milli kaleci. maharet bunu fark eden selçuk inan'da elbette. ayağına sağlık inan kaptan.
maçı çok enteresan şartlarda izledim. maça gidemedim zaten. yıllardır ilk defa içerde gidemediğim bir fener maçı oldu. baldız hanım (ki baldan tatlı olduğu iddia edilir, ben bilemiyorum o kısmını) nişanlanıyordu. nişan tarihini değiştirmek için bastırsaydım belki olurdu ama çok üstünde durmadım. bu tip zorlamaların hayırlı olacağını düşünmem. zaten nişanlanmasaydı baldız da maçta olurdu.
beşiktaşlı bir baba, galatasaraylı kızını, fenerli bir damada verdi bu akşam. çok enteresan güntekin.
damat tarafı komple fenerbahçeliydi, maçı kafaya takan galatasaraylı sayısı evin 1/10 değildi doğrusu. ama öyle güzel ve centilmence bir maç izledik ki. ince ince dokundurmalar dışında bir şey yoktu. fenerlilerin yaş ortalaması benden bile yüksekti ama yine de kendimi takdir ettim valla, sakinliğim ve centilmenliğimle.
bu kadar centilmenlik yeter. badi ekrem maç sonunda “top oyunda 45 dakika kalmış” dedi. eeee? lan bunların hepsi aynı. bir koyarız biri “mevdivenlev doluydu” der, öteki “top oyunda az kaldı bik bik bik”.
notlar:
- koreografi de efsaneymiş ha. maç öncesi sigaramı içiyordum görememiştim.
- o kadar sene top oynadım benim fenere golüm yok, bekir’in var. imrendim.
- nişan yüzünden sessiz izledim maçı, tribün ve ses için bir şey söylemeyeceğim.
- halis özkahya büyük hatalar yapmadı gibi geldi. ama kırmızıdan sonra meirelles’in yaptıklarını rapor edecektir umarım.
- meirelles kırmızı gördükten sonra fener armasını öptü durdu. önce, birlikte izlediğim fenerliler “eee, kırmızyı gör, armayı öp, ne yapayım seni” dediler. ben daha ne diyeyim ama bir ekleme yapmazsam olmaz. ulan öp armanı bana ne ama kırmızı öyle bir görürsün ki, taraftar helal olsun der. ne yaptın, itirazdan sarı, formayı çekmekten ikinci sarı. gerizekalı. 12 numara gibiler yer anca bunları.
- cevad prekazi gibi kaliteli, zeki, futbolu bilen bir yorumcu türkiye'de yok.
- yazı etiketlerine "aykut" ve "badi ekrem" ekledim.
ekleme: hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha
*
