5
günümüz futbolunda olması gerekendir. nba takip edenler bilirler, antremanlarda hem savunma hem de hücum antrenörleri bulunur. bu antrenörler hücum bölgesinde top dağılımı, şut pozisyonu hazırlama, hücum oyunu tekniği (triangle offence, pick and roll attack gibi) vs. hücum varyasyonlarıyla, savunma antrenörleri ise alan savunması yerleşimi, tam saha pres, adam adama savunma gibi oyunların yerleşmesi ile ilgilenirler. bunların dışında birde özel antrenörler vardır ki o ayrı bir konu.
bu antrenörlerin futbola uyarlanmasında başı çeken ülkelerden birisi ingilteredir. kulüplerin antrenör kadrosunda isimleri pek görünmez ama birçok takımın antrenör kadrosunda bu tarz antrenörlere rastlamak mümkün.
hücum antrenörleri, sadece hücum oyuncularıyla birlikte çalışarak, kanat organizasyonları, boş koşular, duvar pasları gibi hücum varyasyonları üzerinde yoğunlaşırlar. savunma antrenörleri ise duran toplarda savunma seçimi (alan, adam), ters kademe zamanlaması, ofsayt taktiği vs. gibi savunma kurguları üzerine uzmandırlar. antremanların belirli bir zaman diliminde hücum oyuncuları ve savuma oyuncuları ayrılarak bu antrenörler ile çalışır. hatırladığım kadarıyla manager oyunlarında bile bu antreman sistemi var.
tugay kerimoğlu türkiye'ye döndüğünde verdiği bir röportajda, ülkemizde takımların bu gibi profesyonel antrenörlere ihtiyaç duyduğunu, her şeyin sadece teknik direktör üzerinde olmasının zaman zaman olumsuz sonuçlar verebileceğini belirtmişti. ingiltere'de hemen hemen her takımın uyguladığı bu antreman sisteminin gerekliliği üzerinde durmuştu.
birer örnek vermek gerekirse, ülkemizde bir kanat oyuncusu orta yapmaya çalışırken, yanında onu marke eden bir futbolcuyla çizgiye kadar birlikte koşar, çizgi dibinde onu geçmek için bir sağa döner, bir sola döner, sonra tekrar sağa döner ve önü açılmışsa kafasını kaldırmadan içeriye topu yollar. ortayı bekleyen santrofor ise, orta gelene kadar ceza sahasına koşusunu tamamlamış ve rakip oyuncuyla bir el tavla bile atmış olurlar. şansa bala top forvetin kafasına geldiğinde ise bomba etkisi yaratır. darbesiz bir kafa vuruşu olur ve etkisiz kalır. olması gereken ise, kanat oyuncusunun topu forvet oyuncusuna, mümkünse forvet oyuncusu kale sahasına koşusunu tamamlamadan göndermeli, forvet oyuncusu ise o topla buluşacak koşuyu kendine yaratmalıdır. böylece daha etkili bir vuruş gerçekleştirebilir. savunmada, hücum oyuncuları çapraz koşu yaptığında 3 savunmacı birden tek kişinin peşine koşabiliyor, arkaya atılan topta 3 kişi ofsayt için çıkarken bir kişi aval aval gelen topu seyrediyor maalesef.
bu sistem bence bütün futbol kulüpleri için uygulanmalıdır. bir teknik direktör hem savunma, hem hücum, hem motivasyon konusunda bilgili olabilir ama bunların tamamını üst düzeyde yapamaz. bu tarz antrenörlere mutlaka ihtiyaç vardır. maalesef ki, yardımcı antrenörlerini sadece "hacı ben antremana çıkmayacağım, sen bi düz koşu yaptır, 5'e 2 top çalıştır, yarım saatte çift kale yap antremanı bitir" demek için kullanan teknik direktörler bile varken, bu tarz antrenörler futbol takımına ne kadar monte edilebilir bilemem.
bu antrenörlerin futbola uyarlanmasında başı çeken ülkelerden birisi ingilteredir. kulüplerin antrenör kadrosunda isimleri pek görünmez ama birçok takımın antrenör kadrosunda bu tarz antrenörlere rastlamak mümkün.
hücum antrenörleri, sadece hücum oyuncularıyla birlikte çalışarak, kanat organizasyonları, boş koşular, duvar pasları gibi hücum varyasyonları üzerinde yoğunlaşırlar. savunma antrenörleri ise duran toplarda savunma seçimi (alan, adam), ters kademe zamanlaması, ofsayt taktiği vs. gibi savunma kurguları üzerine uzmandırlar. antremanların belirli bir zaman diliminde hücum oyuncuları ve savuma oyuncuları ayrılarak bu antrenörler ile çalışır. hatırladığım kadarıyla manager oyunlarında bile bu antreman sistemi var.
tugay kerimoğlu türkiye'ye döndüğünde verdiği bir röportajda, ülkemizde takımların bu gibi profesyonel antrenörlere ihtiyaç duyduğunu, her şeyin sadece teknik direktör üzerinde olmasının zaman zaman olumsuz sonuçlar verebileceğini belirtmişti. ingiltere'de hemen hemen her takımın uyguladığı bu antreman sisteminin gerekliliği üzerinde durmuştu.
birer örnek vermek gerekirse, ülkemizde bir kanat oyuncusu orta yapmaya çalışırken, yanında onu marke eden bir futbolcuyla çizgiye kadar birlikte koşar, çizgi dibinde onu geçmek için bir sağa döner, bir sola döner, sonra tekrar sağa döner ve önü açılmışsa kafasını kaldırmadan içeriye topu yollar. ortayı bekleyen santrofor ise, orta gelene kadar ceza sahasına koşusunu tamamlamış ve rakip oyuncuyla bir el tavla bile atmış olurlar. şansa bala top forvetin kafasına geldiğinde ise bomba etkisi yaratır. darbesiz bir kafa vuruşu olur ve etkisiz kalır. olması gereken ise, kanat oyuncusunun topu forvet oyuncusuna, mümkünse forvet oyuncusu kale sahasına koşusunu tamamlamadan göndermeli, forvet oyuncusu ise o topla buluşacak koşuyu kendine yaratmalıdır. böylece daha etkili bir vuruş gerçekleştirebilir. savunmada, hücum oyuncuları çapraz koşu yaptığında 3 savunmacı birden tek kişinin peşine koşabiliyor, arkaya atılan topta 3 kişi ofsayt için çıkarken bir kişi aval aval gelen topu seyrediyor maalesef.
bu sistem bence bütün futbol kulüpleri için uygulanmalıdır. bir teknik direktör hem savunma, hem hücum, hem motivasyon konusunda bilgili olabilir ama bunların tamamını üst düzeyde yapamaz. bu tarz antrenörlere mutlaka ihtiyaç vardır. maalesef ki, yardımcı antrenörlerini sadece "hacı ben antremana çıkmayacağım, sen bi düz koşu yaptır, 5'e 2 top çalıştır, yarım saatte çift kale yap antremanı bitir" demek için kullanan teknik direktörler bile varken, bu tarz antrenörler futbol takımına ne kadar monte edilebilir bilemem.