65
mahalle maçlarında benim lakabımfrank de boer'du. ikizimin lakabı da tabi ki ronald de boer.
ben savunmada oynardım, ikizim de forvette, aynı de boer kardeşler gibi.
o zamanlar barcelona'da oynuyordu frank de boer. sonradan galatasaraya gelince çok sevinmiştim.
frank de boer benim için;
dedemlerin evinin yanındaki toprak saha,
sonradan yapılan kale direkleri,
o mahalledeki arkadaşlarım;
yere sürekli tükürme tiki olan bekir abi, bayağı sağlam top oynanyan hamza ve küçük kardeşi bekir, gençlerin alt yapısında kaleci olan ama bizim takımın değişilmez orta sahası ömer, yan apartmanda oturan pek futbol oynayamasa da 10 numara arkadaş olan rasim,
hava kararıp da top görünmeyinceye kadar maç yapmamız,
büyük çocuklardan yediğimiz dayak,
komşuların gürültü yaptığımız için bizi oklava ile kovalaması,
başka mahalledeki çocuklarla deplasmanlı lig kurup içerde dışarda maçlar yapmamız,
arada tenis topu ve sopalarla bezbol oynamamız,
kısacası çocukluğumun yaz tatilleri demek.
ben savunmada oynardım, ikizim de forvette, aynı de boer kardeşler gibi.
o zamanlar barcelona'da oynuyordu frank de boer. sonradan galatasaraya gelince çok sevinmiştim.
frank de boer benim için;
dedemlerin evinin yanındaki toprak saha,
sonradan yapılan kale direkleri,
o mahalledeki arkadaşlarım;
yere sürekli tükürme tiki olan bekir abi, bayağı sağlam top oynanyan hamza ve küçük kardeşi bekir, gençlerin alt yapısında kaleci olan ama bizim takımın değişilmez orta sahası ömer, yan apartmanda oturan pek futbol oynayamasa da 10 numara arkadaş olan rasim,
hava kararıp da top görünmeyinceye kadar maç yapmamız,
büyük çocuklardan yediğimiz dayak,
komşuların gürültü yaptığımız için bizi oklava ile kovalaması,
başka mahalledeki çocuklarla deplasmanlı lig kurup içerde dışarda maçlar yapmamız,
arada tenis topu ve sopalarla bezbol oynamamız,
kısacası çocukluğumun yaz tatilleri demek.
