4
tribün dergi'den fergurel'in kaleme aldığı samimi duygulardır. hayatımızın ortak öznesi galatasaray'ı yazarken, ileride bu yazdıklarının kutsallık derecesinde sevileceğini fergurel efendi de tahmin etmiyordu elbet. ama oldu işte; o yazdı, biz sevdik, benimsedik. bu ulan lafının değeri de çok büyüktür. yani yazının başlığı galatasaray ulan değildir. ulan galatasaray'dır. sevgisinin yanında üzüntüsünü de ilk etapta aşkında, galatasaray'ında övütenlerin lafıdır işte o ulan. şimdilerde tv'lerden galatasaray'ın lige havlu atmasının yanı sıra taraftarların da takıma laptop atmasını izliyorum! sevgisi başarıya endeksli olan taraftarı olmadı galatasaray'ın hiçbir dönem. belki az oldu taraftarı sayıca, az oldu seyredeni tribünden, salondan. bunlar oldu pekala haklısın ama sevgisi hiçbir dış etken yüzünden kısırlaşmadı gerçek taraftarının. gerçek diyorsam, gözünü iç içe geçmiş tombul bir g harfiyle, uzun bir s harfinin süslediği sarı kırmızı parçalı formadan alamayanları kastediyorumdur. unutulduysa bu sıcak duygular, en büyük sesimizle okunmalıdır ulan galatasaray. yazının ritim yakalamasını isteyenler fonda güzel bir besteyle okuyabilirler. mütemadiyen ölüm varmış korku varmış olabilir bu.