56
muhakkak ki bir yanlışlık var,
biz arkadaşlar ile rusya’ya tatile gitmeden önce dahi uzun bir araştırma periyodu geçirdik. çünkü biliyorduk ki, doğu bloku ülkelerinin sistemetaği çok farklı işliyor ve herhangi bir hostelde dahi kalmayı göze alabilecek durumda olmamıza rağmen, gerekli hazırlıkları yapmazsak bu organizasyon bizim için hayal kırıklığı ile nihayete erebilirdi.
seyahatimiz moskova ve st. petersburg’u kapsıyordu, rusya’nın geri kalanından ciddi bir şekilde ayrılan ve ülkenin doğu ile batısının başkentleri sayılabilecek bu iki önemli kent için dahi önceden hazırlık yapmak gerekiyorken, kuban gibi bir yer için müracaatları son günlere bırakmak pek akıl karı değil. daha da önemlisi, bu durum operasyonel anlamdaki ilk hata değil, üstelik bu kısa zaman dilimi içerisinde üst üste gelen hatalar, bu durumun son olmayacağını da refere ediyor.
basketbol şubemizde bu sürecin yönetilmesi için görev alan bir isim var en tepede, sn. murat özyer. şüphesiz ki, kendisine verilen yetkilerin bir de sorumluluk ve denetlenme aşamaları mevcut. gerekli muhasebeleri de işveren pozisyonundaki seçilmişler mutlaka yapacaktır.
benim için daha fazla önem arz eden bir husus mevcut aslında. öyle ki, murat bey’in galatasaray’da ilk görev aldığı dönemde taraftar ile yakaladığı ahenk, bence geçirilen başarılı dönemin en önemli yapıtaşlarından biriydi. zira, görece düşük bütçeli takımımızın, şubemizin tarihindeki en büyük uluslararası başarıyı kazandığı süreçte, yakalanan taraftar desteği muazzam boyutlara ulaşmıştı.
önemli bir kıvılcımın yakıldığı ve yaşanan türlü aksaklıklara rağmen, 10 yıllık uzun vadeli bir stratejiyle, güzel günlerin arifesine gelindiği bu dönemde, murat bey’in kulüpte tekrardan görev alması beni ziyadesiyle umutlandırmıştı. çünkü sn. mahmuti’nin ayrılmasından sonra taraftarın hayal kırıklığı olarak adlandırılabilecek bir süreçten geçtiği göz önüne alınırsa, özyer’in daha önceden yarattığı sinerjinin tekrar devreye girmesi ayrı bir önem kazanmıştı.
fakat, özellikle son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla, amatör şubemizin peşinde kayıtsız şartsız bir destek yarışı sürdüren taraftarlarımızla, murat bey arasında ciddi bir iletişim sorunu oluşmaktadır. sosyal medya gibi, aslında büyük bir iletişim devrimi gibi görünmesine rağmen, doğru kullanılmaması durumunda ciddi sıkıntılar doğurabilen mekanizmalar, kanaatimce taraftar ile kulüp çalışanları arasında faydalı bir köprü görevi görememektedir. harf ve kelime sınırlamalarının olduğu bu tarz ortamlar, söyleyecek önemli şeyleri olan insanların sadece yolunu tıkamakta ve bir çok yanlış anlaşılmaya mahal vermektedir.
saha içinde her şey “perfect” giderken, saha dışındaki unsurların, koçumuz sn. ergin ataman tarafından dahi belli aralıklarla dile getiriliyor olması, bu sezonun kusursuz bir şekilde nihayete ermesinin önündeki yegane engeldir.
murat özyer’de, şube ve taraftar arasındaki sinerjiyi yeniden sağlayabilecek, nihai özelliklerin mevcut olduğunu daha önce başarıyla gözlemledik, şimdi takımın önünde değil, arkasında, peşi sıra olma zamanı, çünkü galatasaray treni çoktan yola çıktı, artık “avrupa’da kupalar, nice şampiyonluklar” zamanı..
biz arkadaşlar ile rusya’ya tatile gitmeden önce dahi uzun bir araştırma periyodu geçirdik. çünkü biliyorduk ki, doğu bloku ülkelerinin sistemetaği çok farklı işliyor ve herhangi bir hostelde dahi kalmayı göze alabilecek durumda olmamıza rağmen, gerekli hazırlıkları yapmazsak bu organizasyon bizim için hayal kırıklığı ile nihayete erebilirdi.
seyahatimiz moskova ve st. petersburg’u kapsıyordu, rusya’nın geri kalanından ciddi bir şekilde ayrılan ve ülkenin doğu ile batısının başkentleri sayılabilecek bu iki önemli kent için dahi önceden hazırlık yapmak gerekiyorken, kuban gibi bir yer için müracaatları son günlere bırakmak pek akıl karı değil. daha da önemlisi, bu durum operasyonel anlamdaki ilk hata değil, üstelik bu kısa zaman dilimi içerisinde üst üste gelen hatalar, bu durumun son olmayacağını da refere ediyor.
basketbol şubemizde bu sürecin yönetilmesi için görev alan bir isim var en tepede, sn. murat özyer. şüphesiz ki, kendisine verilen yetkilerin bir de sorumluluk ve denetlenme aşamaları mevcut. gerekli muhasebeleri de işveren pozisyonundaki seçilmişler mutlaka yapacaktır.
benim için daha fazla önem arz eden bir husus mevcut aslında. öyle ki, murat bey’in galatasaray’da ilk görev aldığı dönemde taraftar ile yakaladığı ahenk, bence geçirilen başarılı dönemin en önemli yapıtaşlarından biriydi. zira, görece düşük bütçeli takımımızın, şubemizin tarihindeki en büyük uluslararası başarıyı kazandığı süreçte, yakalanan taraftar desteği muazzam boyutlara ulaşmıştı.
önemli bir kıvılcımın yakıldığı ve yaşanan türlü aksaklıklara rağmen, 10 yıllık uzun vadeli bir stratejiyle, güzel günlerin arifesine gelindiği bu dönemde, murat bey’in kulüpte tekrardan görev alması beni ziyadesiyle umutlandırmıştı. çünkü sn. mahmuti’nin ayrılmasından sonra taraftarın hayal kırıklığı olarak adlandırılabilecek bir süreçten geçtiği göz önüne alınırsa, özyer’in daha önceden yarattığı sinerjinin tekrar devreye girmesi ayrı bir önem kazanmıştı.
fakat, özellikle son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla, amatör şubemizin peşinde kayıtsız şartsız bir destek yarışı sürdüren taraftarlarımızla, murat bey arasında ciddi bir iletişim sorunu oluşmaktadır. sosyal medya gibi, aslında büyük bir iletişim devrimi gibi görünmesine rağmen, doğru kullanılmaması durumunda ciddi sıkıntılar doğurabilen mekanizmalar, kanaatimce taraftar ile kulüp çalışanları arasında faydalı bir köprü görevi görememektedir. harf ve kelime sınırlamalarının olduğu bu tarz ortamlar, söyleyecek önemli şeyleri olan insanların sadece yolunu tıkamakta ve bir çok yanlış anlaşılmaya mahal vermektedir.
saha içinde her şey “perfect” giderken, saha dışındaki unsurların, koçumuz sn. ergin ataman tarafından dahi belli aralıklarla dile getiriliyor olması, bu sezonun kusursuz bir şekilde nihayete ermesinin önündeki yegane engeldir.
murat özyer’de, şube ve taraftar arasındaki sinerjiyi yeniden sağlayabilecek, nihai özelliklerin mevcut olduğunu daha önce başarıyla gözlemledik, şimdi takımın önünde değil, arkasında, peşi sıra olma zamanı, çünkü galatasaray treni çoktan yola çıktı, artık “avrupa’da kupalar, nice şampiyonluklar” zamanı..