354
cüneyt çakırlaşma süreci sancılı geçen hakem. gerek de yoktu esasen bu sürece. dün sabah sokaktaki 100 kişiye türkiye'nin en iyi hakemi kim diye sorsanız 60 tanesi fırat aydınus, 40 tanesi de cüneyt çakır derdi. çünkü fırat aydınus'un kendine has bir yönetim şekli vardı ve herkesi onu sevmesine yol açan ve ülkenin büyük kısmının kendisini ülkenin en iyi hakemi olarak görmesini sağlayan da buydu. fakat sonra cüneyt çakır yükseldi. epey yükseldi. uefa'nın gözde hakemlerinden birisi konumuna geldi. avrupa'daki çoğu önemli müsabakada düdük çalmaya başladı. çünkü onun tarzı uefa'nın tam olarak istediği tarzdı (bu benim yorumum tabi. uefa'nın nasıl hakem sevdiğini bilemem). cüneyt çakır'ın hakemliği netti ve genelde yoruma açık değildi. sahada oyuncu ile çok dialoğa girmez, kural kitabını harfiyen hem de noktasına virgülüne dokunmadan uygulardı. kitapta küfür eden oyuncuyu at mı yazıyor? sebebine bakmadan atar. bilirsiniz ki türkiye'de özellikle büyük ve gerilimli maçlarda hakemler genelde biraz daha toleranslı olurlar ki maçı elden kaçırmasınlar. bazı pozisyonlarda iki takımı da idare eder yani. işte cüneyt çakır bu tarz hakemli yapmıyor. maçın adına, atmosferine, gerilimine, maçta oluşan şartlara bakmadan kural kitabında ne yazıyorsa onu uyguluyor ve bu sayede de avrupa çapında bir hakem olmayı başardı. şahsi görüşüm fırat aydınus da geçen sezon sonrası bu tarz hakemlik yapmaya karar verdi. çünkü uefa'nın istediği hakem türü buydu. oysa ki fırat aydınus sahadaki pozitif duruşu, oyuncularla olan dialogu ve verdiği kararları oyunculara ikna ettirmesiyle bir yerlere gelmişti. onu iyi hakem yapan bu özellikleriydi ve bana göre eğer bir yerlere gelmek istiyorsa bu şekilde gelmeyi denemeliydi. şimdilik o da cüneyt çakır'ın yolunu seçmiş gibi görünüyor. umarım seçtiği yol kendisi ve türk hakemliği açısından hayırlı olur.
