• 63
    zamanında* salonda maç izliyoruz iki aile. büyük olasılıkla bir galatasaray fenerbahçe maçıydı. diğer ailenin babası da fenerbahçeli yani. şimdi düşündüm de babam nasıl olduysa artık bir fenerbahçeliyle derbi izliyor, ilginç sözlük. neyse ben de yanlarındayım. galatasaray'ın kalesinde gol görmesiyle bir patırtı koptu evde. ama nasıl, ben şoklarda tabi. bir baktım babam salonda balkon kapısının yanında duran plastik beyaz sandalyenin bir kolu elinde tutuyor, diğeri yerde 2 parçaya ayrılmış. adam hangi saniyeler arasında böyle bir girişime girdiyse sandalyeyi gol yememizle parçalaması bir oldu sinirden. ben o zamanlar ufak tabi pek anlam verememiştim olaya. böyle bir ilginç anımız oldu babamla.

    bir de çok net hatırladığım diğer ve kayda değer en güzel anım babamla şuydu;
    yıl 2000, maç 2000 uefa kupası finali. komşuya izlemeye gittik. gecenin sonunda komşudan dönerken babam merdivenleri inemedi. adama az daha heyecandan inme falan iniyordu. ilk basamağı indi. sonra durdu merdivene oturdu, başını iki elinin arasına falan aldı. sonra bir elini kalbine götürdü. şoka girdi bildiğin oracıkta. neyse biraz kendine geldi uefa kupasını kaldırdığımızın bilincine vardı. işte o zaman değmeyin keyfineydi.

    bir de bazen totem gibi bir şey yapıyor. tam çözemedim fakat galatasaray'ın bazı maçlarında kesin yenilir bizimkiler gibi bir havaya bürünüyor, takım her ne kadar formunda olursa olsun sanki yenilecekmişiz gibi davranıyor falan. her seferinde de yeniyoruz sonra da seviniyor hehe tuttu diye. totem yapıyor kesin totem. ya niye yenilelim diye kavga bile ederiz arada.

    benim fanatik galatasaraylı babam ne kadar yeri geldiğinde takıma kızsa da hiçbir zaman armaya, renklere sırtını dönmez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın