626
kendisinin ismi galatasaray ile anılmaya başlayınca, şu hikaye geldi aklıma.*
bir yaz gunu sofra kurulmus, her sey hazir... üstad necip fazıl, masasının üzerindeki ici su dolu 'viski sisesi'ni gorunce sorar:
"bu ne?"
cevap verir oglu; 'soguk su icin buzdolabina ancak bu siseleri koyabiliyoruz.'
itiraz eder ustad: "olmaz!"
izaha calisir oglu 'baba inan cok iyi temizledik, bol sabun ve kaynar suyla yikadik'
üstad yine 'olmaz' der ve şu sozler dokulur agzindan: "o halde oglum; yarin bir lazimlik bulacak, bol sabun ve kaynar suyla yikadiktan sonra corbani da bu lazimlikla iceceksin! icebilir misin? hic bir mahzuru da yok.. amma velakin; mantigin kabul etse de, ruhun kusar bu corbayi!"
durum şudur ki, lugano galatasaray forması giyebilir ama ruh bunu sindiremez.
bir yaz gunu sofra kurulmus, her sey hazir... üstad necip fazıl, masasının üzerindeki ici su dolu 'viski sisesi'ni gorunce sorar:
"bu ne?"
cevap verir oglu; 'soguk su icin buzdolabina ancak bu siseleri koyabiliyoruz.'
itiraz eder ustad: "olmaz!"
izaha calisir oglu 'baba inan cok iyi temizledik, bol sabun ve kaynar suyla yikadik'
üstad yine 'olmaz' der ve şu sozler dokulur agzindan: "o halde oglum; yarin bir lazimlik bulacak, bol sabun ve kaynar suyla yikadiktan sonra corbani da bu lazimlikla iceceksin! icebilir misin? hic bir mahzuru da yok.. amma velakin; mantigin kabul etse de, ruhun kusar bu corbayi!"
durum şudur ki, lugano galatasaray forması giyebilir ama ruh bunu sindiremez.