• 12
    sorunlar var elbet. ama hepsinin tek bir kaynağı vardır kanaatimce: mantalite. kulüplerin başındakiler olsun, federasyonun başındakiler olsun hiçbir zaman devrimci nitelikte kararlar alamadılar. hep kendi menfaatleri doğrultusunda, kendi egoları doğrultusunda düşündüler. radikal karar alamadılar hiç bir zaman. ha ama bi konuda haklarını yemeyelim; teknik direktör kovma! baktılar işler kötüye gidiyor, kendi tahtları tehlikeye girecek hemen fatura teknik direktöre kesilir. sonra da "radikal" kararlar vermiş olurlar. ne güzel istanbul! yaptıkları işler sadece günü kurtarmaya yönelik. bir kulübe, bu ülke sporuna kazandırdıkları kalıcı yatırım mı? vardır tek tük bişeyler, o kadar işte.

    gelelim taraftar mantalitesine. türk taraftarı sahada yapılanın bir spor olduğunu algılayamadı asla. stadyumlara eğlenmeye, stres atmaya değil daha da agresifleşmeye, "birşey olsada püskürsek" demeye gittiler. oyuncusu girerken-çıkarken yada kaçan bir pozisyon sonrası, peş peşe gelen paslar sonrası alkışlamayı değil arkasını dönüp sahada olandan habersiz bağırmayı seçtiler. hatta bağırmayana "bağırın ulan" diyen "reis" ler de vardır ki oraya hiç girmeyelim.

    sanki bağlantılı bütün bunlar? kulüp iyi yönetilmeyince, takım kötü olunca taraftar bundan etkileniyor mu yoksa taraftar kötü olunca, takımına sahip çıkmayınca, onları sürüklemedikçe takımlar mı bundan etkileniyor? paradoks oluştu şuan. biraz düşünüp geleyim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın