1
kendi kahramanlarını parkelerde görmektir. onlarla bütünleşmektir. michael jordan gibi olmak için herkesin denize girdiği mevsimde salonda onun posterlerine bakıp, onu örnek alıp, kendine kondisyon yüklemek; onun videolarını izleyip hareketlerinden bir şeyler kapmaya çalışmaktır. onu izleyebildiğin için kendini şanslı saymak, air jordanlardan başka bir markayı üzerine yakıştıramamaktır. kobe bryant gibi stil bir oyuncuya vurulmak, onun gelişimini gülümseyerek izlemek, onun gibi öldürücü bir zekaya, smaçörlüğe ve içgüdüye sahip olamamaktan ötürü yakınmaktır. sarunas jasikevicius gibi üçlükçü olmayı istemektir, petar naumoski'nin takım idmanından sonra günlük 500 şut attığını duyduğun andan itibaren "bunu bende yapabilmeliyim" demektir. millet biriktirdiği paralar ile ya da harçlıkları ile sevgilileriyle takılıyorken, anaya babaya yük olmadan kendi başına yırttığın şortun yerine yenisini koymak için okulda öğlen araları yemek yemeyip parayı evde bırakmaktır. doğumgününde ailen seni pasta kesmek için dışarıya götüreceği vakit efes pilsen'in final four maçlarını izleyebilmek adına evde kalmayı istemektir, küçük kardeşinin pasta yeme hevesini kursağında bırakmaktır. harun erdenay'ın "aldığı yerden satmaca" oynayarak bu kadar güzel bir bileğe sahip olduğunu öğrenip arkadaşlarını bu oyunu oynamaya ikna etmektir. türk milli basketbol takımı'nın, nam-ı değer 12 dev adam, ruhsuz basketbolcularını görüp bu durumu hazmedemeyip, ufacık çelimsiz yapısına nazaran arslan gibi bir kalbi olan minik dev ışıl alben'e vurulmaktır. o'na hayranlık duymaktır. sağ ayak bileği yan bağlarını, sol diz yan bağlarını ve sağ diz iç bağlarını parkelerde bıraksan dahi oyuna ve oynamaya duyduğun heyecanı izmir bostanlı sahil'de, izmir karşıyaka hayalet'te nezih ve istanbul'da nispeten köhne ve derme çatma potalarda senin gibi düşünüp oynayan çocuklarda, kimselerde ve ağabeylerde görüp sahaya dalmak istemektir. tutkudur. bir aşk gibi... kopamadığın. hani seni öldürüp bitiren cinsten. işte öyle bir şey benimkisi.
